"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1844 E.- 2022/540 K.
DAVA TARİHİ : 16.11.2017
SAYISI : 2017/502 E., 2019/143 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı ... Müteahhitlik Planlama İnş. Müh. Enj. Mad. Taş. A.Ş. hakkında yürütülen takip nedeniyle müvekkili şirkete tebliğ edilen 26.09.2017 tarihli ve 15110 sayılı Haciz Bildirisi yazısına, taraflar arasındaki cari hesap ekstresinde borç gözükmemesi, çalışanların konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması nedeniyle süresi içinde cevap verilmediğinden haciz bildirisinde yazılı miktarın müvekkili şirketin yedinde sayıldığını, müvekkili şirketin üretimini yaptığı beton santralini dava dışı kamu borçlusu şirkete satış sözleşmesi gereğince teslim ettiğini, ticari ilişkinin alacaklısı konumundaki müvekkilinin bir borcunun bulunmadığını, ticari defter ve kayıtların incelenmesiyle bu hususun aydınlanacağını ileri sürerek, davalı kurumun dava dışı şirket aleyhine başlattığı takip dosyası sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; gönderilen haciz yazısına kanuni sürede itiraz edilmemesi nedeniyle borcun davacı şirketin yedinde sayıldığını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca davacı tarafın kamu borçlusu şirkete borçlu olmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından davacıya 05.10.2017 tarihinde haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacı firma ile dava dışı firma arasındaki cari hesap (alacak-verecek) ilişkisinin 30.09.2016 tarihi itibariyle sona erdiği, bu itibarla dava dışı kamu borçlusunun davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı tespitlerine yer verilen bilirkişi raporunun karar vermeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacı şirketin haciz bildirisinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; cevap dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda verilen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 222 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davalı kurum tarafından, dava dışı kamu borçlusu ... şirketinin düzenlemiş olduğu BS formundan, davacıya KDV hariç 662.372,00 TL tutarında mal ve hizmet satışı yapıldığının tespit edilmesi üzerine 19.504.151,59 TL üzerinden düzenlenen haciz bildirisinin davacıya 05.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının haciz bildirisine süresinde itiraz etmediği, bundan sonra 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı kamu borçlusuna ait BS formundan, satılan mal veya hizmet tutarının KDV hariç 666.372,00 TL olduğu, aşan kısma ilişkin davalının ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, buna göre de dava konusunun BS formunda belirtilen alacak miktarı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
2. Davacının davalı kuruma süresinden sonra sunduğu itiraz dilekçesinde, dava dışı kamu borçlusundan alacaklı konumunda olduğu, satım konusu edimin yerine getirildiği ve alacağına karşılık sunulan çekin karşılıksız çıkması nedeniyle icra takibi başlatıldığı belirtilmiştir.
3. Yargılama sırasında dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan 12.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda; hazır beton santrali ve eklentilerinin tesisine ilişkin düzenlenen KDV dahil 781.600,00 TL faturadan kaynaklı davacıya dava dışı kamu borçlusu tarafından 2016 yılı içinde ödenmek üzere 16 adet çek verildiği ancak satın alınan malın 11.05.2016 tarihinde iade edildiği, iade faturasının alınmasından sonra 15.06.2016 - 14.12.2016 tarihleri arasına rastlayan 6 adet çekin davacı tarafından iade edildiği, vadesinde ödenen 6 adet çek bakımından ise dava dışı kamu borçlusunun cari hesabına borç kaydı yapılarak bakiyenin kapatıldığı, davacının defter kayıt ve belgelerinin tetkikinden davacının dava dışı şirkete borcunun bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için; ticari defterlerin, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış, defter kayıtlarının birbirini doğrulamış ve dayanak belgelerinin de bulunması gerekli olup, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Diğer tarafın belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
5. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sadece davacı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin incelendiği, dava dışı kamu borçlusu şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin incelenmediği, davacının ticari defterlerindeki kayıtlar ile dava dışı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlar birbiri ile karşılaştırılmaksızın, sadece davacının sunduğu ticari defterler esas alınarak sonuca gidildiği
anlaşılmaktadır. Bu haliyle, davacı ile dava dışı şirket arasındaki borç ödemeleri konusunda sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağı açıktır.
6. O halde, İlk Derece Mahkemesince; konusunda uzman bilirkişiden, dava dışı vergi borçlusu şirketin ticari defterleri ve banka kayıtlarının da incelenmesi suretiyle rapor aldırılması, haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle davacının dava dışı şirkete borçlu olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.