Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1671 E. 2024/1490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davaya konu haciz ihbarnamesinin daha önce iptal edilmiş olması nedeniyle açılan menfi tespit davasının konusuz kalıp kalmadığı ve yargılama giderlerinin davalıdan alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava açıldığında haciz ihbarnamelerinin henüz iptal edilmemiş olması ve İİK 89/3 maddesine göre açılan menfi tespit davalarında hükmedilecek vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2016/14568 Esas sayılı dosyası kapsamında, üçüncü kişi olan davacıya haciz ihbarnameleri gönderildiğini, itiraz edilmemesi üzerine bu kez 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, davacı müvekkilinin takibe konu çekle hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, çekte cirosu bulunan...'ın müvekkilinin oğlu olduğunu, ...'ın adresine hacze gidilmeden doğrudan borçlunun babasına ihbarnamelerin tebliğ edildiğini, gönderilen ihbarnamenin haksız olduğunu, davacının asıl borçlu ile ayrı evlerde yaşadıklarını, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu ileri sürerek, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2016/14568 Esas sayılı dosyasında davacının davalı alacaklı ...'a borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyetli olan davalı taraf aleyhine dava değerinin % 20'si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafa 3. haciz ihbarnamesinin 06.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ihbarnameye karşı kanunen öngörülen süre içerisinde menfi tespit davasının ikame edilmediğini, davalının şahsına ait daireyi davacının oğluna sattığını, söz konusu bedelin davacının oğlu tarafından çek ile ödenmek istendiğini, çeklerin karşılıksız çıktığını, davacıya usulüne uygun haciz ihbarnameleri gönderildiğini savunarak, davanın esastan reddine ve dava konusunun % 20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; haciz ihbarnamesinde alacağın kaynağının gösterilmediği, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren yasal hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı, takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğu belirtilen borç doğuran bir ilişkinin davalı alacaklı tarafından ileri sürülmesi gerektiği, böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğunun ileri sürülemeyeceği, bu nedenle üçüncü kişi davacıdan borçlu olmadığının ispat edilmesinin beklenilmeyeceği, somut olayda, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinde borcun kaynağı açıklanmadığı gibi takip alacaklısı olan davalının eldeki davada da soyut olarak ileri sürdüğü alacak iddiasının dayanağını somut olarak göstermediği, davacıdan bu olumsuz duruma katlanmasının beklenilmeyeceği ve dosyaya gelen mevcut banka, tapu kaydı v.s. delillere göre de davacı ile takip borçlusu arasında alacak/borç ilişkisine rastlanılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı 3. kişinin Ankara 10.İcra Müdürlüğünün 2016/15568 sayılı takipte, davalı takip alacaklısı tarafından kendisine gönderilen 3. haciz ihbarnamesininden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili;davaya dayanak olan ihbarnamelerin Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1056 Esas sayılı dosyasında iptaline karar verildiğini, davanın konusuz kaldığını, davacının kusurlu ve kötüniyetli hareketi ile huzurdaki davanın yargılamasına devam olunduğunu, dolayısıyla bu bağlamda davalı aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama giderine karar verilemeyeceğini, davalının taşınmazının satışı ile ilgili muvazaalı işlemin davacı ... bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alacağın dayanağı olan haciz ihbarnamelerinin Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1056 E., 2017/302 K. sayılı dosyasında verilen 27.04.2017 tarihli karar ile iptal edildiği, bu durumda dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekeceği, davacının iş bu dava tarihi olan 23.12.2016 tarihinde ihbarnamelerin iptal edilebileceğini bilemeyeceğinden ve davanın açılması hak düşürücü süreye tabi olduğundan dava tarihinde davacının haksız olduğunun söylenemeyeceği, yasal düzenleme kapsamında davanın maktu harca tabi açık olduğundan İlk Derece Mahkemesince, nispi harcın davalıdan alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; mahkemenin duruşma tarihi olan 29.06.2017 tarihinden önce 27.04.2017 tarihinde davaya konu haciz ihbarnameleri iptal edilmiş iken, davacı tarafından iptal olan işbu haciz ihbarnamesinden kaynaklı menfi tespit davasına devam edildiğini, verilen karardan ancak Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/532 E., 2018/89 K. sayılı dosyasından verilen 08.03.2018 tarihli kararın müvekkile bildirimi neticesinde haberdar olunduğunu, davanın konusuz kalmış olması dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekmekte iken, davacı yanın şikayetleri neticesinde verilen kararı gündeme getirmeyerek yargılamayı sürdürmesi nedeniyle davacının kusurlu olup, kötü niyetli hareket edildiğini, davacının kendisine tebliğ edilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek ve kendi kusurlu hareketleri ile huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle davalı aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, davalı lehine maktu harca tabi bir davada nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle davanın açıldığı tarihde davaya konu haciz ihbarnamelerinin iptal edilmemiş olduğu, İİK 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi olmakla birlikte hükmedilecek vekalet ücretinin nisbi olarak belirlenmesi gerektiği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/(19) 11-216 E., 2021/540 K. sayılı ilamı ile) anlaşıldığından, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.