Logo

3. Hukuk Dairesi2023/16 E. 2023/2608 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya gönderilen paranın borç olup olmadığı ve davalının takibe yaptığı itirazın iptali gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, havale dekontlarında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama olmaması ve bu iddiasını destekleyecek başka bir yasal delil sunamaması nedeniyle, ispat yükünü yerine getiremediği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1430 E., 2022/1856 K.

DAVA TARİHİ : 17.03.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/224 E., 2021/31 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ile sosyal medya üzerinden tanıştığını, güvenini kazanarak borç istediğini, takip konusu alacağın bu şekilde borç olarak verildiğini, ödemelerin üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen davalının borcunu ifa etmemesi üzerine alacağın tahsili için takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile tanışmalarından sonra davacının evlenme vaadinde bulunduğunu ve dini nikahlarının kıyıldığını, geçim ve iaşesini sürdürmesi için ilişkilerinin devamında para gönderildiğini, paranın borç olarak verilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kural olarak banka havalesinin bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödendiğine karine teşkil ettiği, bu karinenin aksini havaleyi gönderen davacının yasal deliller ile ispat etmesi gerektiği, banka havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklamanın bulunmadığı, bu durumda davacının iddiasını yasal deliller ile ispat etmek zorunda olduğu, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacı vekiline yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; davalıdan alacaklı olduğunu, davalının güvenini kazanıp borç istediğini, ödemelerin üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına karşın davalının borcunu ödemediğini, dosyaya sunulan facebook kayıtlarından görüleceği üzere sürekli ödeyeceğini söyleyerek kendisini oyaladığını, alacağının tahsili için davalı aleyhine, gönderilen banka dekontları ve borç ikrarına havi facebook kayıtlarına dayanarak icra takibi başlattığını, davalı borçlu facebook kayıtlarında aldığı borcu ikrar ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça para gönderim işleminde herhangi bir açıklama bulunmamakta olup, davacı tarafın ödünç iddiasını başkaca yasal ve yeteli deliller ile kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacı tarafın, davalı ile yapılan facebook yazışmalarına delil olarak dayandığını, davacı tarafça sunulan mesaj içeriklerinde, davalıya gönderilen paraların ödünç verildiğine ilişkin davalının açık beyanı geçmediği gibi davalı tarafın cevap dilekçesinde para gönderiminin davalı ile dini nikahlı iken geçim ve iaşesine karşılık olarak gönderildiğini ileri sürmek suretiyle gerekçeli inkarda bulunduğu, gerekçeli inkar (vasıflı ikrar) halinde ispat yükü yer değiştirmeyeceğinden davacı tarafın ödünç iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı tarafça farklı tarihlerde yapılan çok sayıda para gönderimi göz önüne alındığında, mesaj içeriklerindeki davalı beyanının hangi para gönderimine ilişkin olduğuna yönelik bir tespit yapılması olanağı bulunmadığı, bu hali ile dayanılan facebook mesajlarının, davacı tarafça farklı tarihlerde çok sayıda gönderilen havalenin borç olarak gönderildiğini "muhtemel gösterdiği"nin kabulü olanaklı olmadığından mesaj içeriklerinin yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilemeyeceği, mesaj içerikleri yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilse dahi yazı delil başlangıcının başlı başına ödünç iddiasının ispatı için yeterli olmadığı, yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmasının sadece ispat yükü üzerinde bulunan davacıya tanık deliline başvurma olanağı tanıyacağı ancak davacı taraf tanık deliline dayanmadığından, facebook mesaj içerikleri davacı lehine yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilse dahi davacı tarafın ödünç ilişkisini ispatlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, borç olarak gönderildiği iddia olunan paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 386 ncı maddesinde “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmü bulunmaktadır.

2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası; ''İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.''

3. 6100 Sayılı Kanun'un 200 üncü maddesinin birinci fıkrası; ''Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle iki bin beş yüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.'' şeklindedir.

4. 6098 sayılı Kanun'un 555 ve devamı maddelerinde düzenlenen "havale" bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersinin (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2003 tarihli ve 2003/3-118 E., 2003/158 K. sayılı ilamı).

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, gönderim dekontlarında paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama yazmadığı, paranın borç olarak gönderildiğinin yasal delillerle ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.