"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2170 E., 2022/1454 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çal Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/44 E., 2021/245 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin çiftliği olduğunu, Çal-İsabey bölgesinde sulama kanallarının olması nedeniyle sulu tarım yapıldığını, sulama kanallarından suyu temin eden ve karşılığında bedelini alanın ise davalı olduğunu, davalının sulama zamanı gelmeden yaklaşık 3-4 ay önce parasını müvekkilden peşin aldığını, su verme taahhüdüyle müvekkil tarafından ekilmeye karar verilen ürün olan mısırın en az 3 kez sulandığını, davalının müvekkilinden bedelini peşin aldığı sulama hizmetini gereği gibi sağlayamaması nedeniyle sulamayı 1 veya 2 defa yapabildiğini, müvekkilinin karşı tarafın vereceği hizmete güvenerek belirlediği mahsullerin yeteri kadar sulanamadığından zarar gördüğünü belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişilerce tanzim edilecek rapor sonucunda arttırılmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’lik tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kabul anlamına gelmemekle birlikte idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (2577 sayılı Kanun) 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, Çal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/6 D.İş sayılı tespit dosyasına sunulan fotoğraflarda mısırların yeşil göründüğünü, tespit isteyenin iddia ettiği ve bilirkişi raporunda belirlendiği gibi bir zararının bulunmadığını, çiftçilerin sulama tesisinden faydalanma sözleşmesi imzaladıklarını, tespit raporu dayanak gösterilerek zarar olduğu belirtilen miktarın yüksek ve fahiş oranda belirtildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu olayda bir kamu kurumu olan davalının gerekli hizmeti sunmaması nedeniyle zarar görüldüğü ileri sürüldüğü, bu olgunun kamu hizmeti ile ilgili ve hizmet kusuruna ilişkin olduğu, idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği gerekçesiyle, yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ek kararıyla; davalı vekilinin taraflarına vekalet ücreti hükmedilmemesi sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A uyarınca süresi içinde hükmün tamamlanmasını talep ettiği, aynı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Uyuşmazlık Mahkemesinin 08.07.2019 tarihli ve 2019/416-446 sayılı kararı ile benzer davalarda adli yargının görevli olduğuna karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; asıl kararla idari yargının görevli olduğuna karar verildiği halde lehlerine vekalet ücreti takdir edilmediğini, bu eksikliğin giderilmesi ve hükmün tamamlanması için 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi gereğince yaptıkları başvurunun yersiz olarak reddedildiğini belirterek, ek kararın kaldırılarak müvekkili lehine vekalet ücreti takdirini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya bakma görevinin idari yargıya ait olması nedeniyle verilen görevsizlik kararında harç, masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli kararının kaldırılmasına, yeniden yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Birlik tarafından sulama hizmetinin gereği gibi verilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 125 inci maddesi,
2. 2577 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi,
3. Dairemizin 09.03.2009 tarihli ve 2009/316 E., 2009/3707 K. sayılı ilamı,
4. Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.01.2019 tarihli ve 2018/855 E., 2019/45 K., 08.07.2019 tarihli ve 2019/416 E., 2019/446 K., 26.04.2019 tarihli ve 2019/163 E., 2019/260 K., 14.12.2020 tarihli ve 2020/703 E., 2020/757 K. sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Anayasa'nın 125 inci maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hüküm altına alınmıştır.
2. 2577 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
3. 11.2.1959 tarihli ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, kamu kuruluşlarının verdikleri karar sonunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları ya da bu tesisleri kullanmaları yahut tesislere bakmaları nedeniyle (idari eylem veya işlem sonucu) kişilerin uğramış oldukları zararların ödetilmesinde idari yargı yeri görevlidir.
4. Dava dosyasının incelenmesinde; davacının dava dilekçesiyle davalı Birliğin yeteri kadar sulama hizmetini vermemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiği, davacı ve davalı Birlik arasında bila tarihli faydalanma sözleşmesinin olduğu, söz konusu sözleşmenin davalı Birlik tarafından dosyaya sunulduğu, yukarıda yer verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, hizmet kusurundan kaynaklı tazminat talebinde bulunulmadığı, taraflar arasında imzalanan faydalanma sözleşmesi kapsamında yeteri kadar su verilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; davanın adli yargının görev alanında olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.