Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2070 E. 2024/1814 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ortağın, adi ortaklık adına yaptığı gider ve harcamaların payı oranında davalı ortaktan tahsilini isteyip isteyemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderlerden dolayı diğer ortakların ona karşı sorumlu olduğu, davacının adi ortaklık için yaptığı harcamaları davalı ortaktan talep edebilme hakkı bulunduğu, bu talebin ortaklığın tasfiyesini gerektirmediği ve dava konusu bonoların adi ortaklık dışında bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğinin ispatlanamadığı gözetilerek, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasında dolayısıyla yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekilleri Avukat Oğuz Tarhan ve Avukat Güner Doğan ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı TOKİ’ye ait işin yapılması hususunda taraflarca Ankara 54. Noterliğinde düzenlenen 08.03.2013 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, adi ortaklıktaki payların davacı şirket için %51, davalı şirket için ise %49 olarak belirlendiğini, sözleşme konusu işin yapılması ve tamamlanması hususunda tarafların müşterek sorumlu olduklarını ancak davalı ortağın yükümlülüklerini yerine getirmemeye başladığını, davacı şirketin tüm ihtarlarına rağmen davalı şirketin payı oranında giderlere ve zarara katılmadığını, davacı şirketin payından fazla ödemede bulunduğunu ileri sürerek; davacı ortağın 6.800.000,00 TL tutarında ilave yük alması karşısında ortaklık sözleşmesinin 12. maddesinin (e) bendi uyarınca 6.800.000,00 TL'ye tekabül eden ortaklık payının belirlenerek davalı şirketin ortaklık payının bu oranda düşürülmesine, davalı şirketin adi ortaklık sözleşmesinin 12. maddesinin (e) bendi uyarınca düşürülen ortaklık payının davacı şirketin payına eklenmesine karar verilmesini talep etmiş, 08.11.2017 tarihli davanın tamamen ıslahına dair dilekçesiyle; dava dilekçesindeki talebini alacak talebine dönüştürerek, ortaklık adına davacı tarafından yapılan giderlerden davalı şirketin payına düşen 6.853.248,18 TL tutarındaki alacağın 5.943.358,22 TL'lik kısmının 18.08.2015 tarihinden, kalan kısmın ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının pilot ortak olarak harcamalara ilişkin bilgi ve belgeleri davalıya göndermediğini, davacı tarafından gönderilen ihtarlar üzerine 14.01.2015 vade tarihli ve 1.000.000,00 USD bedelli, 14.02.2015 vade tarihli ve 800.000,00 USD bedelli bonolar verildiğini, bu bonoların davacı tarafından tahsil edilmesiyle davalının adi ortaklıktan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, toplamda 8.771.836,73 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin alacaklı konumda olduğunu, inşaata fiilen başlanılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davacının 18.547.600,62 TL, davalının 4.437.079,91 TL olmak üzere 22.984.680,53 TL ortaklık harcaması yapıldığı, ortaklık payları dikkate alındığında davalının 11.262.493,45 TL ödemesi gerektiği, davacıya verilen bonoların miktarı 4.298.200,00 TL ile harcama miktarı 4.437.079,91 TL toplamı olan 8.735.279,91 TL mahsup edildiğinde davalının geriye 2.527.213,54 TL adi ortaklık adına ödeme yapma sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar davalı tarafından düzenlenen bonolar, ortaklık hesabına değil de davacıya verilmiş ise de, davacının ortaklık işlerini pilot ortak olarak yürüttüğü ve taraflar arasında başka bir ticari ilişkinin bulunmadığı dikkate alındığında, bonoların davacının dava konusu ortaklık işleri için verildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 2.527.213,54 TL'nin 17.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; alınan bilirkişi raporlarında bonoların adi ortaklık defter ve belgelerine kaydedilmediği, müvekkili tarafından davalının banka hesabına para gönderildiği, bonoların ise daha sonra tanzim edildiği, bono tutarlarının davalı tarafından müvekkilinin banka hesabına ödendiği ve adi ortaklıkla ilgili olmadığı tespitine rağmen, müvekkilin borç olarak verdiği illetten mücerret bonoların adi ortaklıkta dikkate alınmasının doğru olmadığını, müvekkilin gönderdiği paranın ise kabul edilmediğini, gönderilen para karşılığı güvence olarak bono alındığını, bono lehtarının adi ortaklık değil müvekkili olduğunu, 28.01.2014 ve 29.01.2014 tarihinde davalıya EFT yapıldığını, davalı tarafından fazladan gönderilen 300.000,00 USD'nin ise adi ortaklığa konu borçtan mahsup edildiğini, adi ortaklık için davalı tarafından para gönderilmediğini, müvekkilin adi ortaklığa ilişkin harcama listelerinin ibraz edildiğini, davalı tarafın sebepsiz şekilde zenginleştiğini, Toplu Konut İdaresinin gönderdiği cevabi yazıda yapılan işin tasfiye edildiği, yargı kararları ile plan değişikliğinin iptal edildiği, işin bu haliyle yapılamayacağının bildirildiğini, bilirkişilerin de tasfiye hesabı yaptığını, ortaklığın sona ermesine karşın ortaklığın feshine karar verilmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi edilmesine gerek olmadığı, taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen sona ermesi durumunda adi ortaklığın tasfiyesinin gerekeceği, davalı vekilinin 07.02.2018 tarihli celsede taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sona ermediğini, halen devam ettiğini belirttiği, ortaklığın halen devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davacı vekilinin adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmediği şeklindeki istinaf sebebinin yerinde görülmediği, dava konusu alacağın belirlenmesine yönelik raporun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı ortak tarafından, adi ortaklık adına yapılan gider ve harcamaların payı oranında davalı ortaktan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası,

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, 6098 sayılı Kanun'un 627 nci maddesi uyarınca, ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderlerden veya üstlendiği borçlardan dolayı diğer ortakların ona karşı sorumlu olacağı, davacının adi ortaklık için yaptığı harcamaları davalı ortaktan talep edebilme hakkı bulunmakla birlikte söz konusu talebin adi ortaklığın tasfiyesini gerektirmediği, gerek dava dilekçesi gerekse davanın tamamen ıslahına dair dilekçede de, "hiçbir şekilde adi ortaklık ilişkisini tasfiye anlamına gelmemekle birlikte" kaydıyla alacak talep edildiği, dava konusu bonoların ise, adi ortaklık dışında başka bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğinin davacı tarafından ispatlanmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.