"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/431 E., 2023/243 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/249 E., 2021/505 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, yüklenici olan davalı şirketin projesinden 50.900,00 USD ödeyerek daire satın aldığını, sonraki dönemde dairenin verilemeyeceğinin ve şirketin maddi sorunları nedeniyle bedelin de iade edilemeyeceğinin bildirildiğini, taşınmaz için ödenen bedelin iadesinin gerektiğini ileri sürerek; 50.900,00 doların tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, aksi takdirde fiili ödeme günündeki rayiç değerinin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/211 E., 2020/155 K. sayılı kararıyla; davalının yüklenici olması nedeniyle taraflar arasında geçerli sözleşme imzalandığı, davacının peşinat olarak 50.900,00 dolar ödediği, davalının cevap vermediği ve bedelin ödenmediğine dair delil sunmadığı, Belediye yazısına göre ada ve parsel numarası yazılı taşınmazın tespit edilemediği, taşınmazın yapıldığına dair bilgi bulunmadığı, dava konusu dairenin davacıya teslim edilmediği, inşaatın varlığının dahi şüpheli olduğu, akdin feshi için şartların oluştuğu, ödenen bedelin dava tarihi itibariyle güncellenmiş bedelinin iadesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında akdedilen 22.02.2016 tarihli alım satım sözleşmesinin feshine, ödenen 307.991,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2020 tarihli ve 2020/770 E., 2020/865 K. sayılı kararıyla; bilgi ve belgelerden 22.02.2016 tarihinde davalının inşa etme taahhüdünde bulunduğu dairenin 150.000,00 TL bedelle satışı hususunda sözleşme yapıldığı, taşınmazın davacıya teslim edilmediği, davacı vekilince bu sözleşmede belirtilen satış bedeline istinaden 50.900,00 USD'nin davalıya havale edildiği, bilirkişi raporuyla da davacı tarafından davalının banka hesabına 08.03.2016 tarihi itibariyle 50.900,00-USD gönderildiğinin ihtilafsız olduğu, davalı vekilince davaya cevap verilmemekle birlikte gerekçeli karar sonrasında sunulan istinaf dilekçesinde taraflar arasında birden fazla taşınmaz satımına dair sözleşme bulunduğu, dava konusu bedelin davalıya satılan ve teslimi gerçekleştirilen başka taşınmazlara ilişkin olduğu iddiasında bulunulduğu, böylece davalının, davaya konu paranın kendisine gönderildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmekle birlikte, gönderilen paranın başka bir nedenle (davacıya satışı ve teslimi yapılan başka dairelerin satış bedeline istinaden) gönderildiğini belirttiği, davalının beyanları vasıflı ikrar mahiyetinde olup bu ikrar bölünemeyeceği, ispat yükünün davacıya ait olacağı, bu hususa ilişkin delilleri yeterince toplanmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verildiği, dava konusu havale dekontunun varsa aslının ya da onaylı suretinin dosya içerisine getirtilip tercüme ettirilmesi, dekontta dava konusu satış sözleşmesine atıf yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, dekontta herhangi bir atıf ya da açıklama bulunmaması halinde ispat yükünün davacıya ait olduğu, davacı tarafından davalının ticari defterlerine dayanıldığı da gözetilerek davalının ticari defterleri üzerinde araştırma yapılması, ödemenin davalının ticari defterlerine nasıl kaydolunduğunun tespiti, davalının ticari defter ve belgelerinde dava konusu satış sözleşmesine atıf yapılarak oluşturulmuş bir kaydın bulunmaması halinde taraflar arasında başkaca daire alım-satımının bulunup bulunmadığının araştırılması, daire alım-satımına dair başkaca hukuki ilişki bulunmaması halinde gönderilen paranın dava konusu sözleşmeye istinaden gönderildiğinin kabulü, aksi halde ispat yükünün davacıda olduğu da gözetilerek davacıya yemin delilinin hatırlatılması gerektiğinden bahisle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile karar kaldırılarak yargılamanın yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekiline davaya konu havale dekontunun aslını veya onaylı suretinin ve yeminli tercüman aracılığıyla Türkçeye çevrilip sunmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin 04.11.2021 havale tarihli dilekçesi ile davalı şirketin imza ve kaşesine havi, davacı adına düzenlenmiş 19.03.2016 tarihli belgede Haliç Life Projesi A Blok No:39 bilgilerinin yer aldığı, "Ödemenizi 50.900 $ (2.91*50.900) olarak 148.119,00-TL karşılığında aldık. Artık borcunuz yoktur. Ödemeniz için teşekkür ederiz." açıklamasının yazıldığı, söz konusu belgede yer alan taşınmaza ait bilgilerin taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan dava konusu taşınmaza ait olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen 19.03.2016 tarihli belge ile davacı tarafından yapılan 50.900,00 $ tutarındaki havalenin sözleşmeye konu satış bedelinin ifası için yapıldığı kanaatine varıldığı, satış sözleşmesinde belirtilen ada ve parsel numaraları yanlış olup taşınmaz üzerine herhangi bir bina yapılıp yapılmadığı belirlenemediği, davalının taşınmazın yapıldığına veya tamamlandığına yönelik dosya kapsamına bilgi belge sunmadığı, davacının ödeme yapmasına rağmen davalının süresinde edimini yerine getirmediği ve daireyi teslim etmediği gibi inşaatın yapılacağı arsanın dahi doğru olarak belirtilmediği, davacının sözleşme ile bağlı olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı gibi akdin feshi için şartların da oluştuğu, bedelin dava tarihi itibarı ile güncellenmiş değerinin denkleştirici adalet ilkesi de dikkate alınarak iadesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında akdedilen 22.02.2016 tarihli alım satım sözleşmesinin feshine, ödenen 307.991,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğunu, davacı tarafından sunulan dekontlardaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, Arapça bilmeyen yetkilinin bu dilde belge düzenleyemeyeceğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, belgenin sıhhatinin değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6502 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca satıcının, tüketicinin aleyhine olacak şekilde şekle aykırılık hususunu ileri süremeyecek olmasına, dosyaya sunulan ve davalı şirket tarafından düzenlenen 19.03.2016 tarihli belge uyarınca satın alınan taşınmaz nedeniyle davalıya 50.900,00 USD ödediği hususunun sabit görülmesine, her ne kadar istinaf dilekçesinde bu belgede yer alan imza inkar edilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 357 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yargılama sırasında ileri sürülmeyen savunmanın dinlenemeyecek olmasına göre; inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz satışına dair sözleşme nedeniyle ödenilen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi,
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davacı tarafından sözleşme kapsamında dava konusu bedelin gönderildiğinin belirlenmesine, davalının düzenlediği belge ile ödeme hususunun sabit görülmesine ve yargılama sırasında ileri sürülmeyen savunmanın kanun yolu başvurularında ileri sürülemeyecek olmasına göre, usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.