"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/127 E., 2023/44 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili; davacıların murislerinin davalı ile ortak avukatlık işinden elde ettikleri kazancı hisseleri oranında paylaştıklarını, 21.07.2009 tarihinden geriye doğru 11 yıllık dönemde murisleri ile davalının birlikte vekalet ibraz etmek suretiyle girdikleri davalarda tahakkuk eden ve murislerinin tahsil edemediği vekalet ücretlerinin bulunduğunu ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 13.06.2018 tarihli dilekçesi ile taleplerini 42.397,95 TL olarak ıslah etmiştir.
2. Bozma sonrasında 01.04.2021 tarihinde açılan ve işbu dava ile birleştirilen davada davacılar vekili; asıl davada alınan bilirkişi raporları ile alacağın 386.448,86 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 123.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili; dava dilekçesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 179 ncu maddesindeki unsurları taşımadığını, davacıların talep ettikleri alacağın neye istinaden varolduğunu açıklamadıklarını, davacı tarafın kendisinden hangi dosya nedeniyle ne kadar alacaklı olduğunu açıklamak durumunda olduğunu, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Bozma sonrasında açılan ve işbu dava ile birleştirilen davada davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.12.2012 tarihli ve 2011/151 E. 2012/383 K. sayılı kararıyla; yaptırılacak "olası tespitle" ve UYAP kayıtları esas alınarak davacı tarafın belirlemediği dava konusunun Mahkemece belirlenmesinin mümkün olmadığı, dava dilekçesinde dava konusunun belli olmadığı gibi belirlenebilir de olmadığı gerekçesiyle, usulüne uygun olmayan dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 18.03.2014 tarihli ve 2013/19679 E., 2014/4208 K. sayılı ilamla; davacının iddiasını ispat etmek amacı ile dosyaya sunduğu delillerden birinin, davalının bu olay nedeni ile baroya şikayet edilmesi neticesi açılan soruşturma kapsamında 21.07.2009 tarihi itibariyle derdest olan ortak dosyaların listesi, diğer bir delilin ise ilgili noterliklerden birlikte verilen vekaletnamelerin celbi olduğunu, Mahkemece bu ilkeler gözetilerek, davalının baroya sunduğu dosya listesindeki dosyalar belirlenip, ayrıca ilgili noterliklerden de birlikte verilen vekaletnameler celbedilip, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, öncelikle ortak girilen davaların tespit edilmesinden sonra, bunlara ilişkin vekalet ücretlerinden davacıların murisinin hissesine düşen bedelin muris tarafından tahsil edilip edilmediği hususunda davacı tarafa ispat imkanı verilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 26.05.2021 tarihli ve 2014/225 E. 2021/253 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporlarında tespit yapılan hususların davacıların davasını ispata yeterli görülmediği, bilirkişi raporlarıyla bir alacak tespit edilmiş gibi görünse de, bu alacağın davalı tarafça ortak görülen dosyalardan tahsil edilen vekalet ücretlerine ilişkin olup olmadığı, hangi ortak görülen dosyadan ne kadar tahsilat yapıldığının, davacıların murisinin ne miktar alacaklı olduğunun net şekilde ispatlanamadığı, davacı tarafın hangi dosyadan ne miktar tahsil edildiğini ve hangi dosyadan ne kadar alacak talep ettiklerini somutlaştıramadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 09.12.2021 tarihli ve 2021/7473 E. 2021/12772 K. sayılı ilamla; bozma doğrultusunda alınan 24.12.2019 tarihli bilirkişi raporu ile davalı ile davacıların murisinin ortak dosyaları üzerinde yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde davacıların talep edilebilecekleri vekalet ücretlerinin toplamının 123.565,17 TL olduğunun tespit edildiği, Mahkemece; bozma gereklerini yerine getiren 24.12.2019 tarihli bu rapor doğrultusunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile rapor yeterli görülmeyip yeniden rapor aldırılması ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davanın kabulü ile 42.397,95 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 81.167,22 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; raporda varsayıma dayalı olarak mükerrer hesaplama yapıldığını, zamanaşımının dikkate alınmadığını, alacak kalemleri üzerinden belirsiz alacağa göre hesaplama yapılamayacağını, dava değeri ve ıslah edilen miktarın tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıların murisi ile davalının birlikte vekil olarak takip ettikleri davalar nedeni ile tahsil edilen vekalet ücretlerinden, murisin hissesine düşen bölümün sebepsiz zenginleşme esasları gereğince davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararları,
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02 2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.