"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1004 E., 2023/76 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/287 E., 2020/54 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... Başkanlığı yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılardan Vergi Dairesi Başkanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan Vergi Dairesi Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı kurum tarafından diğer davalı şirketin kamu borcundan dolayı 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine göre müvekkiline 20.11.2018 tarihli haciz ihbarnamesi gönderildiğini ancak itiraz süresinin geçirildiğini, müvekkilinin davalı şirket ile önceki tarihte 7.000,00 TL tutarında alışveriş yaptığını, bu bedelin 1.750,00 TL'sine ilişkin iade faturası düzenlendiğini, bakiye kısma ilişkin ödemenin yapıldığını, borcun olmadığının tarafların ticari defterleri ile sabit olduğunu ileri sürerek, haciz ihbarnamesinin iptali ile davalı kuruma borcun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı şirketin haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine dayalı açılan davanın takip alacaklısına karşı açılması gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ edildiği tarihte davalı kamu borçlusu şirkete borcunun bulunmadığı gerekçesiyle; davalı şirket hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı kurum hakkındaki davanın kabulüne, davanın açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Vergi Dairesi Başkanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; cevap dilekçesini tekrar ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Vergi Dairesi Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunun sadece davacı defterleri incelenmek suretiyle düzenlenmesinin mevzuata aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinin uygulanabilmesi için, üçüncü kişinin asıl amme borçlusuna borcu olduğunun ve borç miktarının somut olarak tespit edilmiş olması ve 3. kişinin elinde olan borçluya ait malın 79 uncu maddenin ilk fıkrasında sayılan mallardan olması gerekir. Eş söyleyişle, amme borçlusunun 3. şahıslardaki alacakları üzerine haciz konulabilmesi için amme borçlusunun 3. şahıs nezdinde alacağı bulunduğunu bildirmiş olması veya idarece borçlu şirketin bu şahıslardan alacağı olduğunun tespit edilmesi ve tespit edilen tutar kadar haciz konulması gerekmektedir.
2. Haciz bildirisini alan 3. şahıs, haciz bildiriminin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde ilgili vergi dairesine itirazda bulunmadığı takdirde, 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasında açıklandığı üzere mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında haciz ve takip işlemleri uygulanır. Bundan sonra, 3. kişi hakkında ödeme emri düzenlenerek takip işlemlerine başlanır.
3. Haciz bildirisine karşı süresi içerisinde itiraz etmediğinden zimmetinde sayılan borç için veya elinde bulunduğu sayılan mal için 3. kişi haciz bildiriminin tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir.
4. Söz konusu madde kapsamında açılan menfi tespit davalarında, dava dışı kamu borçlusunun üçüncü şahıslardaki alacaklarının haczi halinde, üçüncü şahıs konumundaki davacının haciz bildiriminin tebliği tarih itibariyle borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
5. Yukarıdaki hükümler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davalının yargılama sırasında dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna karşı itirazının bulunmadığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz dilekçesinde ileri sürülmesi halinde incelenmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davalı tarafın temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.