"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/12 E., 2020/181 K.
Taraflar arasında görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı satıcı firma yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 31.12.2013 tarihinde davalı ... Ltd. Şti.’den Renault Captur marka...plakalı aracı satın aldığını, ancak aracın alındığı tarihten 20-25 gün sonra arıza yaptığını ve yol bilgisayarında “motor arızası riski” uyarısı verdiğini, bunun üzerine aracı davalı firmaya götürerek durumu bildirdiğini, aracın 21 gün serviste kaldığını ve arızanın tamir edildiği bilgisi verilerek teslim edildiğini, ancak arızanın boyutuyla ve tamir işlemleriyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını, henüz garanti kapsamında olan 1.000 kilometredeki aracın motorunun indirilmiş olduğunu daha sonra öğrendiklerini, teslim edildikten sonra araçta arızaların devam etmesi üzerine 10.3.2014 tarihli noterlik ihtarnamesi ile aracın iadesi karşılığında bedelinin iadesinin istendiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini ileri sürerek, müvekkilince araç bedeli olarak ödenen 56.500,00 TL’nin değişken reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Ltd. Şti. vekili; dava konusu araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını, gereken tamiratın yapılıp davacıya teslim edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili; davacı ile müvekkili şirket arasında 30.12.2014 tarihinde imzalanan tüketici kredisi ve rehin sözleşmesi ile davacıya araç alımı için 36 ay vadeli ve 24.746,00 TL tutarında kredi kullandırıldığını, kredi borcuna karşılık araç üzerinde rehin tesis edildiğini, davanın müvekkiliyle bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ... AŞ vekili; müvekkili şirketin dava konusu aracın imalatçısı ya da ithalatçısı konumunda olmadığından, davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur.
4. Fer’i müdahil vekili; müvekkili şirketin dava konusu aracın ithalatçısı konumunda olduğunu, araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.02.2015 tarihli ve 2014/523 E. 2015/396 K. sayılı kararıyla; davalılar ... AŞ ve Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları AŞ yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı ... Ltd. Şti. yönünden ise davacı tüketicinin, sıfır kilometrede aldığı aracın satın alındığı ilk günlerden itibaren arıza yaptığı, aracın bakım görmesine rağmen arızalandığı ve yolda kaldığı, motor arızası nedeniyle davalıya ait servise gönderildiği ve tüm motor aksamının parçalanıp toplanarak işlem gördüğü, buna rağmen aracın arızalanmaya devam ettiği ve davacının araçtan faydalanamadığı, aracın gizli ayıplı olarak satıldığı, orijinal halini kaybettiği gibi tüketicinin araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı sağlayamadığı, daha baştan tüketici tarafından değişiklik talebi geldiği halde yasal zorunluluğa rağmen davalıların bu talebi yerine getirmedikleri, tüketicinin bu şekilde aracın değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilecek olsa bile kullanmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespiti ile trafik kaydı üzerinde herhangi bir sınırlandırma ve kısıtlama bulunmaksızın davalı ... Ltd. Şti.’ye iadesine, davacının aracı satın alırken ödemiş olduğu 56.500,00 TL’den 4.000,00 TL değer kaybı indirildikten sonra bakiye 52.500,00 TL’nin aracın iade edildiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 02.02.2017 tarihli ve 2015/14753 E. 2017/1199 K. sayılı ilamıyla; “Dosya kapsamında alınan 05.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda; aracın seyir halindeyken tekleme yapmadığı, 13.02.2014 tarihindeki arızanın şu an mevcut olmadığı, araçta o zamanki arızadan farklı olarak sağ ön kapı camından ve arka bagaj kapağı camından ses gelmesi olayının mevcut olduğunun bildirildiği, davacının motor arıza ikaz lambasının yanmasından kaynaklı olarak bu davayı açtığı, bilirkişi raporunda ise motor arızasının olmadığı belirtildiğine göre arızanın giderilip giderilmediği, giderilmiş ise halen motor ikaz lambasının yanıp yanmadığı hususunda alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, bu nedenle konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak arızanın giderilip giderilmediği, arıza giderilmiş olmasına rağmen motor arıza ikaz lambası halen yanıyorsa, bu hususun araçta değer kaybına neden olup olmayacağı hakkında değerlendirme yapılması gerektiği; öte yandan, davacı sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etmiş ise de davaya konu ayıp nazara alındığında, bedel iadesini gerektiren bir husus olmasa da “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre davacının ücretsiz onarım ve bedel indirim hakkının olup olmadığının da değerlendirilmesi gerektiği; Mahkemece, toplanan deliller doğrultusunda bedel indirimi ve ücretsiz onarım hususları gözetilerek hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Davacı vekilinin karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin 05.11.2018 tarihli ve 2017/5198 E. 2018/10268 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlarda, dava konusu aracın keşif tarihi itibariyle 53.951 kilometrede olduğu, herhangi bir arızasının bulunmadığı, 11.11.2014 tarihinde arızalanması üzerine davalıya ait servise bırakıldığında motorun orijinaliyle değişimi yapılarak arızanın giderilmiş olduğu, herhangi bir arıza lambasının yanmadığı, komple motor değişiminden sonra aracın keşif tarihine kadar sorunsuz olarak kullanıldığı, motor değişimi nedeniyle araçta 5.594,37 TL değer kaybı olduğunun bildirildiği; araçta tüketicinin kullanımını engelleyecek ayıp bulunmadığı, önceden var olan ayıbın ise motor değişimi suretiyle giderildiği anlaşıldığından tüketicinin sözleşmeden dönme talebinin yerinde olmadığı, ancak “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca motor değişimi nedeniyle aracın ikinci el piyasasında değerinin düşeceği ve bu tutarın da nispi metod yöntemine göre 5.594,37 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle; davanın ... Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulü ile araçtaki motor değişikliği nedeniyle bedelden indirim tutarı olan 5,594,37 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine; diğer davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; sıfır kilometre olarak alınan aracın motorunun müvekkiline haber verilmeden ve onayı alınmadan değiştirildiğini, bu nedenle 11.11.2014 tarihinde araç servisten teslim alınırken servis kabul formuna ihtirazî kayıt düşüldüğünü, araçtaki ayıbın halen belirsiz zaman aralıklarında ortaya çıktığını, 04.9.2019 tarihinde yeniden “motorda hasar riski” uyarısı verdiğini, ek rapor düzenlenmeden önce bilirkişi heyetine arızayı gösteren ekran görüntüsünün sunulduğunu, bilirkişi heyetince de araçta arıza kodları bulunduğunun ve geçmişteki arızaların görüldüğünün bildirildiği, motor arızasının giderilmiş olmasının gizli ayıplı aracı kabule uygun hale getirmediğini, seçimlik hakkın müvekkiline ait olduğunu, motor değişikliğinin müvekkilinin tercihi olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıplı araç satışından kaynaklanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası,
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bir Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
3. Bu itibarla, temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve yargı denetimine elverişli olup, bilirkişi heyetince dava konusu araçtaki motorun orijinaliyle değiştirilerek arızanın giderilmiş olduğunun, motor değişiminden sonra aracın keşif tarihine kadar sorunsuz şekilde kullanıldığının ve bu değişim nedeniyle araçta 5.594,37 TL değer kaybı meydana geldiğinin belirlendiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.