Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2755 E. 2024/2100 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, daha önce ödenen vekalet ücretinin mahsubunun doğru yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan ibra sözleşmesi öncesinde ödenen vekalet ücretinin, ibra sözleşmesi sonrasında yapılan yeni vekalet sözleşmesi kapsamındaki alacaktan mahsup edilemeyeceği gözetilerek, mahkemenin mahsup yaparak hüküm kurması hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/810 E., 2023/118 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/52 E., 2019/229 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Mahkemesi kararı davalılar ve katılma yoluyla davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davalı ... ile 15.09.2014 tarihli avukatlık hizmet ve danışmanlık sözleşmesi imzaladıklarını, davalı ... Ltd. Şti.'nin bir aile şirketi olup ilgili sözleşmenin imzalandığı tarihte şirket ortakları ve hisse oranlarının ...'un %20, ...'un %22 ve ...'un %58 olduğunu, ...'un davacı olduğu İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/886 E. sayılı dosyasına konu şirketten çıkma talepli davada davalılar ... Ltd. Şti., ... ve ...'un davalı konumunda olduğunu, bu davada davacı vekili olarak görevlerini ifa ettiklerini, dava devam ederken tarafların 22.12.2016 tarihinde sulh sözleşmesi imzalaması nedeniyle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/886 E., 2016/1274 K. sayılı kararında "tarafların sulh oldukları anlaşılmakla davanın konusu kalmadığı sonucuna ulaşılmıştır" şeklinde hüküm verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, ancak akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek; vekalet ücreti alacağının tespiti ile dava tarihinde belirsiz olan alacağın şimdilik 10.000,00 TL'sinin (03.04.2017 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamelerde ödeme için belirtilen 7 günlük süre de göz önünde bulundurularak) 11.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili; diğer davalı ... tarafından davacı vekillere 21.05.2014 tarihinde ücret ödemesi yapıldığını ve 30.06.2014 tarihli ibra belgesi düzenlendiğini, davacıların tarafların sulh olmaları konusunda haberdar olmaları, bu konuda hazırlanan metinlere katkıda bulunmaları halinde Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesine dayanılmasının mümkün olmadığını, avans faiz isteminin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

3. Davalı ... vekili; ücret olarak 60.000,00 TL kararlaştırıldığını ve bu ücreti 21.05.2014 tarihinde makbuz karşılığı ödediğini, davacılar ile arasında akdedilen sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını, diğer davalılar yönünden müteselsil sorumluluğun bulunmadığını, avans faizi talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2018/52 E., 2019/229 K. sayılı kararıyla; davacılar ile davalı ... arasında akdedilen vekalet sözleşmesi geçerli sayılarak, bu sözleşmeye göre hesaplanan 43.726,44 TL akdi vekalet ücreti, yasal asgari ücret tarifesi hükümlerince belirlenen asgari hadden aşağı olamayacağından AAÜT hükümlerince hesaplanan 96.572,67 TL akdi vekalet ücretinin 11.04.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacılara verilmesine; davacıların karşı yan vekalet ücreti talepleri AAÜT gereğince belirleneceğinden 96.572,64 TL karşı yan vekalet ücretinin davalılardan 11.04.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli ve 2019/3060 E., 2021/737 K. sayılı kararıyla; 15.09.2014 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin 3 üncü maddesinde vekalet ücreti tahsil şartına bağlanmış olduğu gibi dava sonunda elde edilecek menfaatin bir kısmının avukata ait olmasını da içerdiğinden bu maddenin Avukatlık Kanununun ücret belirlenmesine ilişkin hükümlerine aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğu ve davalıları bağlamayacağı, sulh sözleşmesinde belirlenen 200.000,00 TL üzerinden akdi ve karşı yan vekalet ücreti hesaplandığında davacılar 30.000,00 TL akdi, 17.950,00 TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplam 47.950,00 TL hak ediyorsa da önceden tahsil edilen 60.000,00 TL gözetildiğinde davacıların talep edebileceği bir alacak kalmadığı gerekçesiyle, davacıların istinaf talebinin reddine, davalıların istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen tarihli ve 2021/5675 E. 2022/1667 K. sayılı ilamla; davacı avukatların, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/886 E. sayılı dosyasında açılan davada davalı ...'un vekili oldukları, bu dosyada tarafların aralarında düzenledikleri sulh sözleşmesi ile sulh oldukları, bu nedenle dava hakkında konusu kalmadığından karar vermeye gerek bulunmadığına dair karar verildiği, kararın kesinleştiği, sulh sözleşmesinde davacı avukatların imzasının bulunmadığı, 15.09.2014 tarihli sözleşmenin, Avukatlık Kanunu 163/1 maddesinde aranan belli bir hukuki yardımı kapsadığı, hangi hukuki yardım ve iş için ücretin kararlaştırıldığının belirli olduğu ve 3 üncü maddesi dava konusu mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşımadığından hasılı davaya iştirak niteliğinde olmadığı, sözleşmenin geçerli olduğu, ayrıca davacı avukatların, davalılar arasında düzenlenen sulh sözleşmesini dava dosyasına sunmalarının sulh sözleşmesini kabul ettikleri anlamına gelmeyeceği, dava konusu ihtilafın geçerli olan 15.09.2014 tarihli Avukatlık Hizmet ve Danışmanlık Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, mahkemece, geçerli olan sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılıp sonucuna uygun bir karar vermesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda 15.09.2014 tarihli Avukatlık Hizmet ve Danışmanlık Sözleşmesinin geçerli olduğu ve buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, hüküm kurmak için elverişli nitelikteki üçlü bilirkişi heyet raporu ve davalılara çekilen ihtarnameler dikkate alınarak, davacıların akdi ve karşı yan vekalet ücreti alacağına hak kazandıkları, Ahmet Noyan için belirlenen akdi vekalet ücretinden, diğer davalıların Yargıtay içtihatları gereğince sorumlu tutulamayacağı, sulh ile sonuçlanan dava dosyasına göre davalı ... için belirlenen akti vekatet ücretinin sözleşmenin 3. maddesi geçerli kabul edilerek bilirkişi raporu ile belirlenen %20 lik hisse bedeli üzerinden 1.686.321,84 TL olduğu, davalı tarafından ödenen 60.000,00 TL'nin mahsup edilmesi gerektiği, karşı yan vekalet ücretinin ise bilirkişi raporu doğrultusunda 514.114,37 TL olarak bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.626.321,84 TL akdi vekalet ücretinin davalı ...'dan; 514.114,37 TL karşı yan vekalet ücretinin davalı ... Tic. ve San. Ltd. Şti., davalı ..., davalı ... ve davalı ...'dan 11.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili; davanın husumetten reddi gerektiğini, taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinden sorumlu olmayacaklarını, aleyhlerine maddi vakıa oluşturulamayacağını, yeni bilirkişi incelemesi yapılmadan eski rapora dayalı olarak karar verildiğini, karşı yan vekalet ücretinin hatalı değerlendirildiğini, dava değerine göre değil hissenin değerine göre hesap yapıldığını, her ne kadar Yargıtayca bozma kararı verildiyse de esas dosyada vekalet ücretine yer olmadığına karar verilip kesinleştiğini, kesin hüküm söz konusu olup o kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının da temyiz edilmediğini, davacıların bizzat sulh konusuna aracılık ettiklerini ve vekalet ücretine hak kazanmadıklarını, dava çıkma davası olup şirketten çıkma olmadığından kazanılan bir tutar da olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Uzmar şirket vekili; vekalet sözleşmesinde vekalet ücretinin tahsil yani davayı kazanma şartına bağlanması sebebiyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacıların sulhe katılıp dosyaya sunduklarını, dolayısıyla vekalet ücreti alacakları olmadığını, sözleşmenin avukatlık ücretinin belirlenmesine yönelik hükme aykırı olduğunu, 60.000,00 TL ödeme ile borcun tamamen ödenip tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, çıkma davasında Mahkemece belirlenip hüküm altına alınmış bir değer olmadığını, reddedilen tutar yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili; davacıların sulh sözleşmesini dosyaya sunduğunu ve karardan haberdar olmalarına rağmen vekalet ücreti isteminin haksız olduğunu, sözleşmede vekalet ücretinin mahkemece belirlenecek tutarın tahsili şartına bağlanması sebebiyle geçersiz olduğunu, dava değeri 10.000,00 TL olup ıslah yapılmadığını, avukatlık ücreti tamamen ödendiğinden davanın konusu kalmadığını, karşı vekalet ücretinin de dava değerine göre değil hisse değerine göre hesaplandığını, eski bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

4. Davacılar vekili katılma yoluyla temyizinde; 60.000,00 TL'lik ödemenin söz konusu avukatlık sözleşmesinden önce yapılmakla söz konusu sözleşme ve dava dolayısıyla alınan bir ücret olmayıp önceki hizmetlere ilişkin olduğunu, bu ödemeye dair ibraname imzalandığını ve sunulduğunu, ayrıca söz konusu ödemenin karşı yan vekalet ücretinden mahsup edilemeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamasının mümkün olmamasına ve özellikle bozma ilamında belirtildiği şekilde 15.09.2014 tarihli Avukatlık Hizmet ve Danışmanlık Sözleşmesinin geçerli olduğu gözetilerek bu yönde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre davalıların tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Dosyanın incelenmesinde; vekalet ücreti istemine konu ortaklıktan çıkma davasının 09.07.2013 tarihinde davacı ... vekili olarak davacılar tarafından açıldığı, 30.06.2014 tarihli Teslim Tutanağı ve İbranamedir başlıklı belgede davacıların ortaklıktan çıkma dosyası vekilliğinden çekilmeleri sebebiyle tüm dosyanın asıl belgeleri ve ekleri ile birlikte ...'a elden teslim edildiği, tarafların birbirlerinden vekalet ücreti, masraf vs. hiçbir hak ve alacakları kalmadığı ve birbirlerini gayrı kabili rücu şekilde ayrı ayrı ve birlikte ibra ettiklerinin belirtildiği, 21.05.2014 tarihli Makbuzdur başlıklı belgede ...'dan ortaklıktan çıkma dava dosyasının takibi için vekalet ücreti olarak toplam 60.000,00 TL elden alındığının belirtildiği, eldeki dosyada ihtilaf konusu vekalet ücretinin dayanağı olan Avukatlık Hizmet ve Danışmanlık Sözleşmesinin ise 15.09.2014 tarihli olmakla taraflar arasında ibraname sonrasında yeniden bir avukatlık ücret sözleşmesi yapılarak vekalet görevinin üstlenildiği, bu sözleşme ile vekalet ücretinin ayrıca ve net şekilde belirlendiği anlaşılmakla ibraname öncesinde alınan 60.000,00 TL vekalet ücretinin mahsubu hatalı olup Mahkemece mahsup yapılmaksızın hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... Denizcilik'e iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.