Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2914 E. 2024/568 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin ödenen kira bedelinin kiraya veren ve kefilden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin kira sözleşmesine aykırı olarak kiralanan reklam panolarını kiracıya teslim etmediği ve bu nedenle peşin alınan kira bedelini iade etmekle yükümlü olduğu, davalı kefilin ise kefalet sözleşmesinde şekil şartlarına uyulmadığı gözetilerek, davacı vekilinin maddi hataya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararındaki maddi hata düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2189 E., 2022/2607 K.

İLK DERECE MAHKEMES: İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/411 E., 2019/913 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve duruşma istemli olarak davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat ...ile davalılar vekili Avukat...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı ... (Üniversal) arasında 01.05.2016 tarihinde başlayıp 30.10.2017 tarihinde sona ermesi öngörülen “Reklam Yeri Kiralama ve Kullanma Sözleşmesi” imzalandığını ve diğer davalı ...'ın müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşme ile kararlaştırılan bedeli öngörülen şekilde ifa ettiğini ancak davalı Universal’ın sözleşmeye konu 80 adet reklam panosunu sözleşme hükümlerine ve yasal düzenlemelere uygun olarak müvekkilinin kullanımına sunmadığını, 15.11.2016 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesine konu panoların eksiksiz olarak müvekkiline 7 gün içinde teslim edilerek sözleşmeye aykırılığın giderilmesi ihtar edilmiş ise de taleplerinin atıl bırakıldığını, tüm bu nedenlerden dolayı sözleşmenin müvekkili tarafından 24.03.2017 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykırılığı ile panoların sözleşmeye uygun teslim edilmediğinin İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/178 D.İş sayılı dosyasında tespit edildiğini ileri sürerek; müvekkili tarafından sözleşmeye istinaden ödenen 1.274.400,00 TL kira bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacı vekilinin aynı zamanda müvekkili şirketin de vekili olduğunu, idari yargıda devam eden bir dava nedeniyle dava konusu sözleşmenin düzenlendiğini, müvekillerinin bu sözleşmeden dolayı gerçekte hiçbir yükümlülüğünün olmadığının karşı tarafça bilindiğini, müvekkillerinin davaya devam etmemesine karşılık ödenecek bedelin görünürde yapılan dava konusu sözleşme ile yapılması gerektiği konusunda ikna edildiğini, sözleşmenin gerçek bir sözleşme olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kiracı ile davalı kiraya veren şirket arasında arasında reklam yeri kiralama kullanım hakkı sözleşmesi düzenlendiğini ve davalı ... tarafından sözleşmenin kefil sıfatıyla imzaladığını, ihtilafa konu olmayan kira sözleşmesi kapsamında davacı kiracı tarafından davalı kiraya veren şirkete bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere 1.274.000,00 TL ödeme yapıldığı, "sözleşme süresi" başlıklı üçüncü maddesinde sözleşmenin, panoların belirtilmiş yerlere kiraya veren tarafından konularak kiracıya bir tutanak karşılığı teslim ile yürürlüğe gireceği, yine sözleşmenin beşinci maddesinde kiraya verenin sözleşmenin imzalanmasına müteakip bir ay içerisinde tüm reklam panolarını belirtilen yerlere monte ederek kiracıya teslim etmekle mükellef olduğunun düzenlendiği, bu düzenlemenin sözleşme serbestisi ilkesine göre tarafları bağlayıcı ve geçerli olduğu, tarafların beyanlarından ve dosyaya sunulan delil ve belgelerden sözleşmeye konu reklam mecra ve panolarının davacı kiracıya teslim edildiğine dair tutanak olmadığının anlaşıldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 301 inci maddesi ile sözleşmenin teslime ilişkin maddelere nazara alındığında davalı kiraya verenin teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davacı kiracının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, buna göre davalı kiraya verenin sözleşme nedeniyle davacı kiracının ödediği kira bedeline iade etmekle yükümlü olduğu, davalı vekilinin sözleşmenin Danıştay bozma ilamı nedeniyle davaya devam etmemesine karşılık akdedildiği şeklindeki beyanına kiracı ve kiraya verenin tacir olması, davacı tarafından sunulan yazılı kira sözleşmenin taraflarca kabul edilmesine göre aksinin de ancak yazılı delil ile ispatının gerektiği, sözleşmede davalı kefilin yalnızca imzasının bulunduğu, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtilen bir ifade olmadığı, buna göre kefaletin geçerli olmadığı gerekçesiyle; davanın davalı şirket yönünden kabulüne, 1.274,000,00 TL’nin 30.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesap edilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı şirket istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; taleplerinin 1.274.400,00 TL olduğunu, Mahkemenin tam kabul kararı verdiğini, gerekçede bedeli bu şekilde gösterildiğini ancak maddi hata yaparak kararda 1.274.000,00 TL olarak yazıldığını, kira sözleşmesine kiraya veren şirket yetkilisi sıfatıyla kefil olan ve sözleşme kapsamında şahsi güvence sunarak müvekkilinin sözleşme yapmasına etki eden davalı kefil hakkında açılan davanın kabulü gerektiğini, davalı kefilin kefalet yükümlülüğüne ilişkin hiçbir itirazının bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı şirket vekili; davacı şirket vekilinin bir dönem müvekili şirketin de vekilliğini yaptığını, davacı vekilinin, her iki tarafın da vekili olmasına rağmen davalı Universal ve davacı arasında, kendi düzenlendiği 01.05.2016 tarihli reklam yeri kiralama ve kullanma sözleşmesini düzenlediğini, ayrıca davacıdan, müvekkili davalılara verilecek ücretin 1/2’sini davacı vekilinin kendisine temlik ettiği bir sözleşme imzalattığını, müvekkiline bu sözleşmeyle hiçbir taahhüt işlemi yapılmayacağını, formalite olduğunun belirttiğini, davaya konu sözleşmenin tamamen görünürde bir anlaşma olduğunu, aslen davacı vekilinin ücret tahsiline yönelik kurguladığı bir senaryodan ibaret bulunduğunu, davacının vekili hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/258 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bu hususların inceleme konusu yapılmadığını, ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kiracı ile davalı kiraya veren şirket arasında 01.05.2016 başlangıç tarihli, reklam yeri kiralama, kullanım hakkı sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalı ...’ın sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, kira sözleşmesi kapsamında davacı kiracının davalı kiraya veren şirkete bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere 1.274.000,00 TL ödeme yaptığı, davacı kiracı tarafından sözleşme kapsamında toplam 80 reklam panosunun teslim edilmediği gerekçesi ile davalı şirkete 01.12.2016 tarihinde ihtarname göndererek, aykırılığın giderilmesi ve reklam pano alanlarının teslimi için 7 günlük süre verildiği, davalı şirketin bu süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine davacı tarafından sözleşmenin feshedildiğine dair davalı şirkete ihtarname gönderildiği, dosyaya sunulan delil ve belgelerden sözleşmeye konu reklam mecra ve panolarının davacı kiracıya teslim edildiğine dair tutanak olmadığı anlaşıldığı gibi davalı kiraya verenin sözleşme kapsamında teslim yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuyla da anlaşıldığı, buna göre sözleşme yürürlüğe girmediğinden davalı kiraya verenin sözleşme nedeniyle davacı kiracının ödediği kira bedelini iade etmekle yükümlü, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı ...’ın kira sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, kira sözleşmesi yapıldığı tarih dikkate alındığında bu davalı yönünden kefalet şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin ödenen kira bedelinin kiraya veren ve kefilden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun'un 299, 301, 583 ve 603 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, taraflar arasında 01.05.2016 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin başka bir amaçla düzenlendiğini, geçerli olmadığını iddia eden davalı şirketin bu hususta delil sunmaması nedeniyle savunmasını ispat edemediği, kira sözleşmesinin taraflar açısında bağlayıcı olduğu, sözleşmeye aykırı olarak kiralanan reklam panolarını kiracıya teslim etmeyen davalı şirketin peşin aldığı kira bedellerini davacıya iade etmekle yükümlü olduğu, davalı ...'ın kira sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, kefalet sözleşmesinde 6098 sayılı Kanun'un 583 üncü maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından davalı kefil hakkında davanın reddine karar verilmesine bir usulsuzlük bulunmadığı, davalı kefilin iddia edildiği gibi müşterek borçlu, garantör olduğu kabul edilecek olsa bile 6098 sayılı Kanun’un 603 üncü maddesi gereği yine aynı şekil şartlarının aranması gerektiğinin anlaşılmasına göre; davalı şirketin tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Taraflar arasında düzenlenen 01.05.2016 tarihli ve 18 ay süreli kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 60.000,00 TL+KDV olarak belirlenmiş, kira bedellerinin çek karşılığı ödeneceği düzenlenmiştir. Davalı kiraya veren tarafından düzenlenen 02.05.2016 tarihli ve 18 aylık kira bedeli faturası tutarı KDV dahil 1.274.400,00 TL’dir. Bilirkişi raporunda, davacı kiracının ticari defterleri incelenerek, davalı tarafından düzenlenen 18 aylık kira bedeli açıklamalı faturanın ve davacı tarafından davalıya çekle yapılan ödemelerin defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından tanzim edilen 1.274.400,00 TL bedelli kira bedeli faturasının, davacı tarafından muhtelif tarihli şirket çekleri ile ödendiği tespit edilmiştir. Bilirkişi ek raporunda, davalı kiraya verenin ticari defterleri incelenmiş ve kira sözleşmesi gereği 18 aylık kiralama bedeli olan 1.274.400,00 TL faturanın tamamının davalı tarafından, davacıdan tahsil edildiği açıklanmıştır. Davacı, davalı kiraya verene ödediği, 1.274.400,00 TL kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, gerekçeli kararda davacının 1.274.400,00 TL kira bedeli ödediğini iddia ettiğini belirttiği aynı paragrafta davacının alacak talebinin 1.274.000,00 TL olduğu yazılmış, kararın bilirkişi raporu ile ek raporla ilgili kısmında, bilirkişi raporunda alacağın 1.274.400,00 TL olarak belirlendiği ifade edilirken ek raporda tespit edilen alacağın 1.274.000,00 TL olduğu belirtilmiş, davanın kabulüne karar verilerek 1.274.000,00 TL alacağın tahsiline ilişkin hüküm kurulmuştur. Davacının talebinin 1.274.400,00 TL olduğu, kira bedeli faturasının aynı miktarda olduğu, bilirkişi raporlarında da alacak miktarının aynı şekilde belirlendiği, Mahkemece alacak miktarının gerekçeli kararın bazı yerlerinde ve hüküm fıkrasında 1.274.000,00 TL gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacının alacağı 1.274.400,00 TL olduğu halde, maddi hata sonucu 1.274.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin maddi hataya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “1.274.000,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ''1.274.400,00 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı şirkete yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.