"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 28.07.2009
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen dava davacısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı, asıl davada, davalı ...'ın, ... ... Hazırlama Okulundan mezun olduktan sonra ... olarak görev yapmakta iken mecburi hizmet yükümlülüğü tamamlanmadan ... ile ilişiğinin kesildiğini belirterek, TSK Personel Kanunu'nun 112 nci maddesi gereğince davalının eksik kalan mecburi hizmet süresine karşılık gelen 57.961,59 TL tazminatın 02.07.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...' dan tahsilini istemiş, birleşen davada ise; davalı ...'ın, 1999-2000 eğitim öğretim yılında ... ... Hazırlama Okuluna kabul edildiğini, davalı ...'in Üsküdar 2. Noterliğince 24.08.1999 tarihinde düzenlenen kefalet senedini imzaladığını,davalılardan ...'ın ... ile ilişiğinin kesilmesi nedeniyle eksik kalan mecburi hizmet süresine karşılık gelen 24.707,25 TL tazminatın 31.08.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, asıl ve birleşen davada, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.06.2013 Tarih 2009/276 E.- 2013/574 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 04.03.2014 tarih 2013/15517 E.- 2014/3920 K. sayılı ilamıyla; “...Davalının sicilen res'en ilişiğinin kesilme işleminin yerindelik denetimini yapmak yetki ve görevi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne ait olduğuna ve davalı tarafından bu taleple açılmış bir dava da bulunmadığına göre; mahkemece, davalının öğrencilik dönemine ilişkin olan masraflar ile görmüş olduğu kurslar ve diğer eğitimler nedeniyle yapılan masraflar, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda ve yargılama sırasında yürürlüğe giren "6000 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile "6318 sayılı Askerlik Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 47. maddesiyle 926 sayılı ... Personel Kanunu’nun 112. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikler ve ayrıca 09.11.2013 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan ... Personelinin Öğrenim, Eğitim Ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesi ile yapılan düzenleme de değerlendirilerek, davalının kalan mecburi hizmetine karşılık gelen borcu ile bu borcun işlemiş faizinin bilirkişiye hesaplattırılıp belirlenen miktara hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu” ndan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 30.09.2015 tarihli ve 2014/354 E.- 2015/448 K. sayılı kararıyla; davacının asıl ve birleşen davalarının kısmen kabul kısmen reddi ile, 6.786,91 TL asıl alacak, 9.497,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.284,36 TL'nin davalı asıl borçlu ... ve toplam 16.284,36 TL'nin 5.556,54 TL'sinin ise ... ile ...'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.10.2020 tarihli ve 2020/4040 E. ve 2020/5930 K. sayılı ilamıyla; “1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı idare tarafından davalının ... ... Özel İhtisas Kursunda 08.09.2003-27.02.2004 tarihine kadar geçen 172 günün yükümlülük süresine eklenmesine karar verildiği bu karara göre davalının yükümlülük süresinin 5647 gün üzerinden hesap edildiği, bilirkişi raporunda da idare yazısına uygun olarak kursta geçen 172 günün ilavesi ile davalının mecburi hizmet süresinin tespit edildiği anlaşılmıştır."
6318 sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 48 inci maddesi ile değişik 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Personel Kanunun 113 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi "subay veya ... nasbedildikten sonra; Silahlı Kuvvetler hesebına yurt içindeki fakülte ve yüksekokullarda lisans veya lisansüstü öğrenim yapanların yükümlülükleri, buralarda geçen süreler kadar uzatılır." düzenlemesini içermekte olup davalının kursta geçen sürelerinin lisans veya lisansüstü eğitim niteliğinde değerlendirilemeyeceği düşünülmeden kursta geçen süreleri mecburi hizmet süresine ilave eden rapora göre hüküm kurulmuş olması,
2-6318 sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılmasına Dair Kanunun 47 nci maddesi ile 926 sayılı ... Personel Kanunun 112 nci maddesinin birinci fıkrası "muvazzaf subay ve astsubaylar subay ve ... nasbedildikleri tarihten itibaren fiilen 10 yıl hizmet etmedikçe istifa edemezler" şeklinde değiştirilmiş olup, davalının mecburi hizmet süresinin 10 yıl üzerinden hesaplanarak, 926 sayılı Yasanın 112 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca yükümlülük süresinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak hesap edilecek miktardan sorumlu tutulması gerekirken davalının mecburi hizmet süresini 15 yıl olarak kabul eden rapora göre hüküm kurulmuş olması,
3-Birleşen davada davalı ...’in davalı ...'a davalının askeri okula girerken vermiş olduğu yüklenme senedinde kefil olduğu, kefilin kefaletinin okul dönemi ile sınırlı olup, davalı ... ... olarak nasbedilmesinden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilmiş olduğundan kefilin sorumluluğunun kalmadığı, kefilin sorumlu olmayacağı düşünülmeden birleşen davada kefilinde sorumlu tutularak birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması,
4-Davalıların borcu yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa ve yönetmelik hükümlerine göre yeniden belirlendiği ve belirleneceğine göre; taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık miktarlarına göre belirlenmesi gerekir. Bu sebeple; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6318 sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılmasına Dair Kanunun 47 nci maddesi ile 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girmemiş olsaydı davaya konu asıl alacağın red ve kabul edilecek miktarları bilirkişiye hesap ettirilip bu miktarlar üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ayrıca; davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HMK'nin 297/2. maddesine uygun olmaması eleştiri sebebi olup bozma nedeni yapılmamıştır.” şeklinde kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın kısmen kabulü ile 7.984,07 TL anapara ve 02.07.2007 tarihine kadar işlemiş 8.654,76 TL faiz olmak üzere 16.638,83 TL tazminatın davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine, ... bu tazminatın 7.984,07 TL'sine 02/07/2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/29 esas sayılı dosyası üzerinden ikame edilen davanın davalı ... yönünden derdestlik nedeniyle usulden reddine, davalı ... yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 20.12.2022 tarihli ve 2022/7651 E.- 2022/9658 K. sayılı kararıyla; mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesindeki hususları tekrar ederek Daire onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mecburi hizmet yükümlülüğü yerine getirilmemesi iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.