Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2929 E. 2024/1509 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Noterde düzenlenen bir satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın davalılar tarafından üçüncü kişiye satılması sebebiyle sözleşmenin ifa imkansızlığı nedeniyle alıcının açtığı dava.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin azil iddiasının ispat edilememesi, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması ve davalılarca edimin ifa imkansızlığına düşürülmesi nedeniyle alıcının taşınmazın rayiç bedelini talep etme hakkı bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıların vekalet verdiği ... isimli kişiden, muris babaları ...'den kalma Giresun İli, ... İlçesi, ...Mah., 264 ada, 2 parsel sayılı ahşap iki katlı ev ve arsa niteliğindeki taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tamamını Eyüp 3. Noterliğinin 12.06.2000 tarihli ve 14232 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ve bedelini ödediğini, sözleşmede her ne kadar satım bedeli 1.000,00 TL gösterilmiş ise de müvekkilinin davalılara 15.000,00 TL ödediğini, müvekkilinin ...'den devamlı olarak şifahi şekilde tapu tescili talep etmesine rağmen yerine getirilmediğini, müvekkilinin 01.06.2010 tarihinde taşınmazın bulunduğu yerdeki tanıdıklarından taşınmazın bir başka şahsa satıldığını öğrendiğini belirterek taşınmazın rayiç değerinden şimdilik 30.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, rayiç değer talebi uygun görülmez ise terditli olarak davalılara ödemiş olduğu 15.000,00 TL'nin satış vaadinin düzenlendiği 12.06.2000 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; davacı vekili 29.12.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle; gayrimenkulün dava açılış tarihindeki rayiç değerinden davalıların hakkına düşen bedel olan 36.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Mahkeme rayiç değer talebi uygun görmez ise terditli olarak müvekkilinin davalılara ödemiş olduğu 15.000,00 TL'nin gayrimenkul satış vaadinin düzenlendiği 12.06.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ... vekili; müvekkillerinin davaya konu taşınmazdaki iştirak halinde maliklerden sadece ikisi olduğunu, taşınmazın bahse konu satış vaadinin verildiği tarihte 5 iştirak halinde malikinin mevcut olduğunu, vekaletnamelerin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen vekil tarafından diğer mirasçı iştirak halinde maliklerden gerekli vekaletlerin alınamadığını ve vekaletnamelerin verilme gayesi olan veraset intikal işlemlerinin yıllarca yapılamadığını, müvekkillerinin 05.06.2000 tarihinde vekil ...'ü vekillikten azlettiklerini, yapılan satış işleminin ise azletme işleminden sonra yapıldığını, işlemin geçersiz olduğunu, yapıldığı iddia edilen işlemden davalıların uzun yıllar haberdar olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, gayrimenkulün aynına yönelik olarak açılan davada taşınmazın bulunduğu yer olan Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.10.2015 tarihli ve 2015/28028 E., 2015/28199 K. sayılı ilamıyla; para alacağının tahsili amacıyla açılan eldeki davada, İstanbul Mahkemelerinin de yetkili olduğu, Mahkemece işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece azilnamenin tebliği tarihinden yalnızca 3 gün sonra satış vaadi sözleşmesi yapılmış olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iyi niyetli olarak yapıldığının kabul edilemeyeceği, davacı satış vaadi sözleşmesi karşılığında davalılara 15.000,00 TL'nin ödendiğini iddia etmiş ise de, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin içeriğinde satım bedeli 1.000,00 TL olarak gösterildiği, resmi bir işleme dayalı iddianın yine resmi bir belge ile ispatlanması gerektiği, böyle bir ispat getirilmediği, kaldı ki davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davalılara ödeme yaptığı hususunu da ispatlanamadığı, sözleşmede ödemenin dava dışı ...'e yapıldığı yazılı olduğu, davacının bedele yönelik talebinin muhatabının aslında dava dışı ... olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.03.2021 tarihli ve 2020/5025 E., 2021/2396 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece azile ilişkin tebligat evrakının aslının ilgili yerden getirtilerek tebligat usulünün denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; silik yazılı fotokopi evraka dayanılarak tebligatın usulüne uygun olduğunun kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davalı ...'nın sözleşmeden sorumlu olmadığı gerekçesi ile hakkında davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve diğer davalılar ... ile ... ise sözleşmeyi kendilerine vekaleten imzalayan dava dışı ...'ü sözleşme tarihinden önce azletmediklerinden vekilin kendileri ad ve hesabına yapmış olduğu, hukuken geçerli bahse konu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bağlı olup edimini gereği gibi ifa etmemiş olmaları nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılardan ... ve ...'in sözleşmeyi kendilerine vekaleten imzalayan dava dışı ...'ü sözleşme tarihinden önce azletmediklerinden vekilinin kendi ad ve hesabına yapmış olduğu ve hukuken geçerli satış vaadi sözleşmesi ile bağlı oldukları ve edimin gereği gibi ifa edilmemiş olması sebebiyle davacıya karşı sorumlu oldukları, ... açısından Bakırköy 21. Noterliğinde 26089 yevmiye numaralı 05.06.2000 tarihli azilnamenin vekil ...'e tebliğine ilişkin 09.06.2000 tarihli tebliğ evrakının usulüne uygun düzenlenmediği, bizzat tebliğ evrakının aslından bu hususun teyit edildiği, Şebinkarahisar Tapu Müdürlüğü tarafından da söz konusu azilnamenin satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarih olan 12.06.2000 tarihinden önce azil defterine bu hususun işlendiğini ortaya koyamadığı, davacının rayiç değer doğrultusunda talepte bulunabileceği, bu nedenle yapılan satış vaadi sözleşmesine rağmen devrin gerçekleşmemesi nedeniyle rayiç değer olan 36.000,00 TL'den davalıların sorumlu olması gerektiği, ... ile davalılar arasındaki vekalet ilişkisinden doğan sorumluluğun davacı aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 30.000,00 TL'nin dava tarihinden, 6.000,00 TL'nin ıslah tarihi olan 29.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... ve ... vekili; gayrimenkul üzerinde iştirak mülkiyeti olduğundan baştan itibaren geçersiz olduğunu, vekaletnamelerin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen vekil tarafından diğer mirasçı iştirak halinde maliklerden gerekli vekâletler alınmadığını ve vekâletnamelerin verilme gayesi olan veraset intikal işlemleri yıllarca yapılmadığını, müvekkili ... tarafından Bakırköy 21. Noterliğinin 05.06.2000 tarihli ve 26089 yevmiye no.lu azilnamesi ile ... vekillikten azledildiğini, azilnamenin vekile 09.06.2000 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, alınan tebliğ şerhinde görüleceği üzere muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle muhtara tebliğ edilerek 2 no.lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldığını, tebligatın usule ve yasaya uygun şekilde yapıldığını, bu azilnamenin aynı tarihte Şebinkarahisar Tapu Sicil Müdürlüğüne de tebliğ edildiğini, Tapu Siciline işlendiğini, davalının haberdar olduğunu, tanık anlatımlarında da bu hususun yer aldığını, 7 yıldır işlem yapmayan vekilin azilden hemen sonra işlem yaptığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 706 ncı maddesinin birinci fıkrası.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 237 nci maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213 üncü).

3. 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun (2644 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi.

4. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun (1512 sayılı Kanun) "Noterlerin genel olarak yapacakları işler" başlıklı 60/3 üncü maddesi.

5. 1512 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi.

6. 6098 sayılı Kanun'un 112 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dava dosyasının incelenmesinde; davalılardan ...'nın vekil ...'ü sözleşme tarihinden önce azlettiğini ispat edemediği, davacı ile davalıların vekili arasında düzenlenen 12.06.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesinin Noter tarafından kanuni geçerlilik şartlarına uygun olarak düzenlenmiş geçerli bir sözleşme olduğu, ancak davalılar tarafından sözleşmeye konu taşınmazın dava dışı 3. kişiye satılmasıyla sözleşme ile üstlenilen edimin ifası imkansız hale geldiği, davacı alıcının rayiç değeri davalılardan isteyebileceği, davalılar vekili tarafından ileri sürülen temyiz sebeplerine göre inceleme yapılacağı anlaşılmakla bozmaya uygun olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalı ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre davalı ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.