Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3174 E. 2024/1043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Temlikname ile hak sahibi olunan taşınmazın bir kısım hissesinin üçüncü bir kişiye tescil edilmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Temliknamenin alacağın temliki niteliğinde ve adi yazılı şekilde yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğu, taşınmaz satış sözleşmesindeki imzaların davalıya ait olduğuna dair bilirkişi raporunun yeterli ve bozma kararına uygun olduğu ve taleple bağlı kalınarak davaya konu hisseye tekabül eden bedeline hükmedilmesinin doğru olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/357 E., 2023/164 K.

DAVA TARİHİ : 16.01.2012

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 20.08.2006 tarihinde Kayseri ili, ... ilçesi, ... mevkii 5321 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı müteahhit ... tarafından inşa edilen taşınmazda bulunan 27 numaralı daireyi 50.000,00 Euro karşılığında satın aldığını, bu dairenin ilk olarak dava dışı ...'a 10.08.2005 tarihli Gayrimenkul Satış Mukavelesi başlıklı sözleşme ile satıldığını, kendisinin de daireyi temlikname ile dava dışı ...'dan devraldığını, bu hususun davalıya bildirildiğini, davalı tarafından kendisine teslim edilen daireye yerleştikten sonra tesadüfen dairenin 118/214 hissesinin dava dışı ...üzerine kayıtlı olduğunu, kendisine sadece dairenin kalan 96/214 hissesinin devredildiğini öğrendiğini, satın aldığı 27 numaralı dairenin 118/224 hissesinin başka bir kişi adına kayıtlı olması sebebiyle bugünkü en düşük rayiç değeri karşılığı olmak üzere 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının dilekçesinde bahsettiği satış sözleşmesinin kendisi ile dava dışı ... arasında imzalandığını ve sözleşme konusunun 28 nolu daire olduğunu, davacının ise 27 nolu daire için talepte bulunduğunu, davaya dayanak olarak gösterilen 10.08.2005 tarihli sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğunu, sözleşmeden doğan hakkın temlik yoluyla davacıya geçmesinin mümkün olmadığını, davaya konu dairenin satışına dair sunulan sözleşmenin üzerinde tahrifat yapıldığını, sözleşmeyi kabul etmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2014 tarihli ve 2012/36 E., 2014/346 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.10.2017 tarihli ve 2016/30422 E., 2017/9372 K. sayılı ilamıyla; bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, davalı yüklenici sıfatı ile konut yapıp satan satıcı olup, davacı da bu satıcıdan konut satın alan tüketici vasfında olduğundan dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 06.11.2018 tarihli ve 2018/61 E., 2018/683 K. sayılı kararıyla; davalı ... ile dava dışı ... arasında düzenlenen 10.08.2005 tarihli Gayrimenkul Satış Mukavelesinde davaya konu 27 nolu bağımsız bölümün 50.000,00 Euro bedel karşılığında satışının kararlaştırıldığı, sözleşmede satın alan tarafın satış bedelinin 19.000,00 Eurosu'nu peşin olarak ödediği, kalan 31.000,00 Eurosu için de iki adet bono senedi düzenlenerek satıcıya verildiğinin yazılı olduğu, dava dışı ...'ın 20.08.2006 tarihli temlikname ile sözleşmeye konu daireyi aynı şartlar dahilinde davacıya sattığı ve 10.08.2005 tarihli mukaveleyi davacıya devir ve temlik ettiği, temliknamede müteahhit ...'ya ödenen 50.000,00 Euro'nun davacıdan tahsil edildiğinin belirtildiği, davaya konu dairenin 96/214 payının dava dışı...tarafından, 118/214 payının ise dava dışı ...tarafından resmi satış senetleri ile davacıya tapudan devredildiği, davacı tarafça tam daire olarak verilmesi gereken davaya konu bağımsız bölümün 96/214 hisse itibariyle davacı adına tapu kaydının oluşturulduğu belirtilmek suretiyle geriye kalan 118/214 hisse bedelinin talep edildiği, düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu dairenin bedelinin 192.092,17 TL olarak hesaplandığı, davaya konu 118/214 hisseye tekabül eden bedelin ise 105.919,98 TL olduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınmak suretiyle 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.03.2021 tarihli ve 2020/4990 E., 2021/2315 K. sayılı ilamında; bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, davacının sunmuş olduğu 10.08.2005 tarihli "Gayrimenkul Satış Mukavelesi"nin sol altında "Borcunun tamamı ödenmiş olup senetler alınmıştır." yazıldığı, altında da davalı ...'nın kaşesi ve imzasının olduğu, sözleşmenin muhtelif yerlerinde daire numarası da dahil olmak üzere sonradan düzeltmeler ve eklemeler yapılıp, yanlarının da imzalandığının görüldüğü, davalının davacının sunduğu sözleşmeyi ve sözleşmedeki düzeltme ve eklemelere ilişkin imzalarıda inkar ettiği anlaşıldığından Mahkemece, davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşme aslındaki ... yazılı kaşenin altında yer alan imzanın ve sözleşmede düzeltme ve eklemelere ilişkin atılan imzaların davalı ...'nın eli mahsulü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, sözleşmede ve temliknamede imzası bulunan ... da dinlenerek, sözleşmelerin geçerliliği ve taraflar için bağlayıcı olup olmadığı değerlendirilerek, oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 22.01.2021 tarihli ve 2018/104 E., 2021/44 K. sayılı kararıyla; sözleşmede ve temliknamede imzası bulunan ...'ın dinlenilmesi için tebligat çıkartılmasına ilişkin karar verildiği ancak davacı vekili tarafından sunulan 04.10.2021 tarihli beyan dilekçesinde ...'ın vefat etmiş olması sebebiyle eşi ...'ın tanık olarak dinletme taleplerinin olduğu ve Mahkemece bu talebin kabul edildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında davacının sunduğu sözleşmede yer alan imzaların davalıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 07.04.2022 tarihli ve 2022/1641 E., 2022/3294 K. sayılı ilamında; hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dosyada davalıya ait samimi imza örneği bulunmaması sebebiyle sınırlı imza üzerinden inceleme yapıldığının belirtildiği, o halde, Mahkemece resmi kurumlardan sözleşme tarihinden önce ve sonra atılmış davalıya ait imza örnekleri getirtilerek, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu belgedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığına ilişkin, yeniden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden karar davalı yararına bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyanın Ankara Üniversitesine gönderilerek kendi içlerinde oluşturacakları Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan 3 grafologtan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi raporunda; "...Dosya içerisinde bulunan Paraf niteliğindeki ... imzaları incelendiğinde, şahsa ait orijinal imzalar ile senet üzerindeki imzaların Şekil, Büyüklük, Baskı izleri ve tekrarları açısından benzerlikler görüldüğü, Parafın “V” benzeri bir hareketle başladığı, yapılan grafolojik şekillerle parafın oluşturulduğu, saatin ters yönünde dairesel hareketler olduğu ve 3 aşamada şeklin oluşturulduğu, dava konusu belgedeki imzanın aynı şekilde üretildiğinin anlaşıldığı ve aynı el ürünü olduğu kanaatimizi bildiren raporumuzdur." yönünde görüş bildirildiği, gerek bozma kararı öncesi alınan bilirkişi raporunda, gerekse bozma kararı doğrultusunda sonrasında alınan bilirkişi raporlarında Mahal Listesi ve Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlıklı belgeler üzerinde davalı adına atılı bulunan imzaların davalının eli ürünü olduğu hususunda görüş bildirildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınmak suretiyle 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; tanık olarak dinlenen ...'ın ifadesinde sözleşme imzalanırken orada olduğunu ancak sözleşmeye el yazısıyla madde eklendiğini hatırlamadığını beyan ettiğini, davacı için hükmedilen bedelin fahiş olduğunu, davacının dava konusu taşınmazda kendi adına tescil edilmediğini iddia ettiği 3. kişide olan hissesini 50.000,00 TL'ye satın aldığını, davacının bir zararı olduğu kabul edilecek dahi olsa bu zararın 50.000,00 TL olarak netlik kazandığını, davacının tapuda gösterilen bedelden daha yüksek bir bedelle taşınmazı satın aldığını iddia edemeyeceğini, belgedeki düzeltme ve eklemelere ilişkin imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkili tarafından dava dışı ...'a 28 nolu bağımsız bölüm satılmışken, davacının müvekkili ile hiçbir ilgisi olmayan 27 nolu daireyi temlik aldığını, sözleşmenin tarafı olan ...'ın davaya dahil edilmesi gerektiğini, dava dışı ...'in bakiye 31.000,00 Euro'yu müvekkiline ödemediğini, sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, temliknamenin de geçersiz olduğunu, temliknameye taraf olmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; temlikname ile hak sahibi olunan taşınmazın bir kısım hissesinin 3. bir kişiye tescil edilmesinden kaynaklı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Alacağın temliki" başlıklı 183 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.

3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle davalı müteahhitin, dava dışı arsa malikleri ile imzaladığı düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca kendisine düşen bağımsız bölümlerden birini dava dışı ...'e sattığı, ...'in ise temlikname ile sözleşmeye konu daireyi aynı şartlar dahilinde davacıya sattığı, temlik eden ... ile davalı yüklenici arasında yapılan taşınmaz satışına ilişkin bu sözleşme, Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve devamı maddelerine göre alacağın temliki niteliğinde olup, sözleşme adi yazılı biçimde yapılmakla geçerli olduğu, belgeler üzerinde davalı adına atılı bulunan imzaların davalının eli ürünü olduğu hususunda görüş bildiren bilirkişi raporunun yeterli ve bozma ilamına uygun olduğu, taleple bağlı kalınmak suretiyle davaya konu 118/214 hisseye tekabül eden bedele hükmedilmesinin doğru olduğunun anlaşılmış olmasına göre davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

06.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.