Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3197 E. 2024/1077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gayrisahih vakfa ait olduğu iddia edilen taşınmaz için ödenen taviz bedelinin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi heyetinde vakıf hukuku alanında uzman bilirkişinin bulunmaması ve vakfın türünün tespiti, taşınmazda vakfın hakkının olup olmadığı ve taviz bedelinin ödenip ödenmeyeceği hususlarının uzman bir heyet tarafından yapılacak keşif ve incelemeyle belirlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1978 E., 2023/1037 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/27 E., 2022/123 K.

Taraflar arasındaki taviz bedelinin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı tarafın başvurusunun reddine, davalı tarafın başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; İstanbul İli, Şişli İlçesi, 10626 ada 1 parsel nolu taşınmazın 20860/204957 payın 31.12.2020 tarihinde davacı tarafından Hazine'den satın alındığını, taşınmazın üzerinde ... ... Vakfına ait şerh bulunduğunu, satıştan önce davalı kurumun banka hesabına taviz bedeli ödendiğini, ilgili vakfın gayrı sahih olması nedeniyle bu tahsilatın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun (5737 sayılı Kanun) 18 inci maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek; söz konusu taviz bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ödemenin tapuda paydaş olan Hazine adına yapıldığını, davacının dava ehliyetinin bulunmadığını, taşınmazın bulunduğu bölgedeki 1.000 dönüm arsanın ... Bayezid Vakfından icareteynli ve "mukataalı" olduğunu, evveliyat kayıtlarına itibar edildiğinde taşınmaz üzerindeki vakıf şerhi nedeniyle taviz bedeli tahsilinin gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vakfiyeyi ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin niteliği ile temessük kayıtlarını inceleyen bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda icareteynli ve mukataalı tasarruf üstünün ... ... Vakfının kurulmasından yaklaşık bir asır sonra başlatıldığının ve dava konusu taşınmazın mülkiyetinin devlete değil vakfa ait olduğunun belirtildiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; eldeki dava nispi harca tabi bir alacak davası olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmakla müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacı vekili; raporu düzenleyen bilirkişi kurulunun Yargıtay tarafından aranan nitelikleri haiz bilir kişilerden oluşmadığını, bu hususta ileri sürdükleri itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde keşif yapılmak suretiyle hazırlanan 17.01.2022 tarihli rapor ile taşınmazın ... ... vakfından mukataalı kaydının bulunması, adı geçen vakfa ait tüm taşınmazların vakfın kurulduğu H.911 (M.1505) tarihinden beri Vakıf Mütevellileri, Evkaf Nezareti ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce yöneltilmiş olması, ... ... Vakfının iki mahkemece tescil ve tasdik edilmiş sahih bir vakıf olması nedeniyle, mütevelli bir kuruluş olan Vakıflar İdaresi tarafından söz konusu vakıf adına tahsil edilmiş olan taviz bedelinin 5737 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi gereğince tahsil edilmiş olduğunun belirtildiği, Mahkemece bu rapora göre hüküm tesis edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosyadaki delillere uygun, hükme ve yargısal denetime elverişli olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davanın bir kısım alacağa ilişkin olması nedeniyle nispi olarak harçlandırılan ve red olunan dava değerine nispi olarak hesaplanması gerekirken davalı lehine maktu ücrete karar verilmesi doğru olmadığından davalının istinafının kabulü ile ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun Yargıtay yerleşik kararlarına göre oluşturulmuş heyetten alınmamış olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tahsil edilen vakıf taviz bedelinin taşınmazın gayri sahih olarak vaktedildiği iddiasıyla istirdatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 5737 sayılı Kanun'un 3 ve 18 inci maddeleri;

2. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ve devamı maddeleri;

3. Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/7623 E., 2022/8997 K. sayılı ilamı,

3. Değerlendirme

1. Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığı, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmadan saptanması için, öncelikle tapu kaydına işlenen vakfın, mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşif yapılmak sureti ile uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.

2. 6100 sayılı Kanun'un 266 ıncı ve devamı maddelerine göre; bilirkişi çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konunun uzmanı olmalıdır.

3. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; derece mahkemelerince raporları hükme esas alınan bilirkişi heyetinde yer alan Dr. ...'ın vakıf alanında uzman olduğuna dair bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.

4. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer tüm belgeler incelenmeli, vakfiye kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve ilgili tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman, içinde üniversitelerin (hukuk fakültelerinin medeni hukuk kürsülerinde görev yapan) öğretim üyeleri ve harita mühendisinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, vakfiye örneği ve tapu kayıtlarının keşif sırasında uygulanması ve akabinde dosyadaki diğer bilgi ve belgeleri değerlendiren bilirkişi raporu alınarak vakıf türünün belirlenmesi çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedelinin ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, konunun uzmanı olup olmadığı belli olmayan bilirkişinin de hazırlanmasında yer aldığı rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun' un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.