"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/159 E., 2023/691 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/1327 E., 2021/49 K.
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri ile ihbar olunan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; ihbar olunan vekilinin başvurusunun usulden, taraf vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Göksu EDAŞ'tan elektrik enerjisi temin ettiğini, Göksu EDAŞ'ın 21.11.2012 tarihinde davalı TEDAŞ ile birleştiğini, elektrik enerjisi miktarları ve faturalandırmaya esas bilgilerin sayaç okuyarak belirlendiğini, söz konusu sayaç okuma başına sabit bir ücret olması gerekirken tüketilen enerji miktarları üzerinden nispi ücret tahsil edildiğini, Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı ilamı ile EPDK'nın 875 sayılı kararının iptaline karar vermesi nedeniyle PSH bedelinin nispi ücret olarak tahsilinin hukuki dayanağının ortadan kalktığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı ile birleşen Göksu EDAŞ'ın müvekkili şirketten başka bir dava ile talep edilen 2008 yılı Mart dönemi hariç olmak üzere 2006 Eylül- 2010 Aralık dönemlerinde fazladan tahsil ettiği KDV dahil 251.373,50 TL tutarındaki PSH (Perakende Satış Hizmet) bedelinin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51 inci maddesine göre işleyecek gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV'si ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının faturalara itiraz etmeden ve ihtirazi kayıt koymadan ödeme yaptığını, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, EPDK kararlarının uyulmasının zorunlu olduğunu, geçmişe yönelik uygulama yapılamayacağını, sabit ücretin mahsup edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin, 01.09.2006 ila 31.12.2010 tarihleri arasında Danıştay tarafından iptal edilen EPDK'nın düzenleyici işlemini esas alarak tanzim ettiği faturalar ile davacı şirketten tüketilen enerji miktarı (kwh) üzerinden toplam 255.334,01 TL PSH bedeli tahsil ettiği, düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edilmesi nedeniyle geçmişe etkili olarak sözleşme gereği fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği, alacağın temelinin sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle tahsilat tarihinden itibaren dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 251.373,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile ihbar olunan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; hükmedilen bedele ilişkin faiz türü ve başlangıcının doğru olmadığını, sözleşme hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, sözleşmede 6183 sayılı Kanun'un 51 inci maddesine göre ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanacağının belirtildiğini, Elektrik Piyasası İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğin 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre dağıtım şirketinin açık hatası nedeni ile davacı şirketten fazladan yansıtılan ve mükerrer olarak tahsil edilen bedellere ödeme tarihlerinden itibaren gecikme zammının uygulanması gerektiğinin açık olduğunu, işlemiş ve işleyecek faize KDV işletilmesi yönündeki talebe ilişkin karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun'da yer alan düzenlemelere göre değerlendirme yapılması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin EPDK kararlarını uyguladığını, bilirkişi ikinci ek raporunu kabul etmediklerini, düzenleyici bir işlemin iptal edilmesi halinde iptal edilen düzenleyici işleme dayanılarak, iptalden önce tesis edilmiş olan bireysel işlemlerin düzenleyici işlemin iptalinden etkilenmeyeceğini, bunun idari yargı kararlarının geriye yürürlüğünün istisnasını oluşturduğunu, bilirkişi ek raporundaki davacının serbest tüketici olduğu ve PSH bedellerini talep etme hakkı bulunduğu şeklindeki tespitin kabulünün mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının alacak talebinde bulunabileceği düşünülse dahi sabit sayaç okuma bedelinin mahsup edilmesi ve kalan miktar üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. İhbar olunan vekili; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, müvekkilini işletme hakkını devraldığı 01.01.2011 tarihinden önce ve perakende hizmetinin ayrıldığı 31.12.2012 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı yanında müdahil olmayan ve aleyhine hüküm kurulmayan ihbar olunanın kararı istinaf hakkının olmadığı, bilirkişi raporuna göre davacının serbest tüketici olduğu dönemde yürürlükteki tarifelere göre, 2006-Eylül/2010-Aralık dönemlerinde kendisinden tahsil edilen PSH bedelleri, Mart/2008 dönemindeki iki adet fatura hariç, KDV dahil toplam 255.334,01 TL olduğunu, dava tarihine kadar işleyen gecikme zammı bedelinin KDV Dahil 310.274,72 TL olarak hesaplandığı, bu nedenle istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle; İhbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun reddine, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararı ile 01.09.2006 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde perakende satış hizmet (PSH) tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (cc) bendi,
2. Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin "Serbest tüketici kapsamı" başlıklı 5 inci maddesi;
3. Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı kararı ile bu kararın temyizi üzerine verilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.05.2012 tarihli ve 2011/1901 E., 2012/798 K. sayılı ilamı;
3. Değerlendirme
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı şirketin Danıştay tarafından iptal edilen EPDK'nın düzenleyici işlemine (metodoloji) dayanarak, davacı şirket adına tahakkuk ettirilen faturalar ile tüketilen enerji miktarı (kW) üzerinden nispi olarak PSH bedeli tahsil ettiği, diğer taraftan davacının yıllık enerji tüketim miktarı dikkate alındığında serbest tüketici sıfatına haiz olduğu, bu durumda geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle, davalı şirket tarafından geçiş döneminde fazladan tahsil edilen PSH bedelinin davacıya iadesi gerekecek olup, istirdada konu alacak miktarının belirlenmesi noktasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, ayrıntılı ve açıklayıcı, hukuka uygun olduğu, abonelik sözleşmesinde yer alan hükmün içeriği dikkate alındığında somut olayda uygulama yerinin bilinmediği; tarafların tacir olduğu da gözetilerek alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinde yerinde olduğu anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.