"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tüketici kredisinin ödenmemesi üzerine emekli maaşına konulan blokenin kaldırılarak ödenen bedelin iadesi istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının SSK emeklisi olduğunu, Denizbank'tan tüketici kredileri kullandığını, bu kredilerle birlikte tarafına kredi kartı tanımlandığını, davacının 2012 yılı başlarında kredi kartı taksitlerini ödeyemez hale geldiğini, bunun üzerine davalı tarafından davacının maaş hesabına hukuka aykırı bir şekilde bloke konulduğunu, çeşitli tarihlerde toplam 5.659,00 TL haksız kesinti yapıldığını, bu kesintilerin hukuka aykırı olduğunu, ortada bir icra takibi olmadığını, icra takibi olsa bile emekli maaşının haczinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız olarak kesintiye uğrayan 5.659,00 TL'nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile iadesine, banka tarafından müzakere edilmeden imzalatılan ve sözleşmede yer alan maaşa bloke konulmasına ilişkin haksız işlem şartlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili; birleşen dava dilekçesi ile Denizbank tarafından kullandığı ihtiyaç kredileri sebebiyle emekli maaşı hesabına kesinti uygulandığını belirterek fazla kesintinin ve banka sataşmasının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uyuşmazlığın banka kredi kartı borcundan kaynaklandığını, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunu, davanın Çanakkale 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/243 E. sayılı dava dosyası ile aynı olduğu için derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının kredi kartıyla yaptığı borçları vadesinde ödeyememesi sebebiyle hakkında icra takibi yapıldığını, davacı tarafın bilgisi ve imzası dahilinde anılan sözleşme hükmü gereğince bankanın sistemi otomatik olarak borçlu pozisyonundaki davacının hesabını blokeye alarak hapis ve rehin hakkını kullandığını, bu nedenlerle davanın öncelikle görev yönünden reddi ve derdestlik itirazının kabulü ile esas yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.09.2015 tarihli, 2013/18 E. 2015/421 K. sayılı kararında; "Sözleşmenin 3/6-a maddesinde borcun ödenmemesi halinde banka nezdinde bulunan tüm alacakları mevduat ve hesapları üzerine bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisi bankaya verilmiş ise de, SGK emekli maaşının muvafakat dışında haczedilemeyeceğine ilişkin kanun koyucunun iradesi, bir haciz kapsamında dahi ancak takibin kesinleşmesinden sonra bu muvafakatin geçerli kabul edilmesi, yukarıda değinildiği gibi sözleşmenin tüm sayfalarının davacı tarafından imzalanmayıp, emekli maaşından kesinti yapılmasına ilişkin açık muvafakatinin bulunmaması karşısında bankanın yaptığı işlemin doğru olmadığı, davacının SGK emekli maaşından kesinti yapılmasını kabul etmemesi ve bu şekilde rızası dışında yapılan kesintileri geri istemesinin iyi niyet kurallarına, ahde vefa ilkesine aykırı olmadığı değerlendirilmiştir." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/10619 E., 2017/8060 K. Sayılı kararında; "Her iki dava temelde tüketici uyuşmazlığından kaynaklanmaktadır. Nitekim davacı tarafından tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmak üzere asliye hukuk mahkemesine dava açılmıştır. Mahkemece bu sıfatla işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken ticaret mahkemesi sıfatı ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozma kararına uyan İlk Derece Mahkemesi, 18.06.2018 tarihli ve 2018/88 E., 2018/162 K. sayılı kararında; "Davacı kredi borcunu ödememesi halinde krediye karşı teminat olarak gösterdiği emekli maaşına bloke konulup kesinti yapılabileceğini bilebilecek durumdadır. Hal böyle iken davacının dava açıp blokenin kaldırılmasını, kesintilerini iadesini talep etmesi TMK 2. maddesindeki iyi niyet kurallarıyla bağdaşmamaktadır." gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 11.02.2022 tarihli ve 2021/5964 E., 2022/1022 K. sayılı kararıyla "Somut olayda da davacı, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında takas, mahsuba ilişkin muvafakat vermiş olup, önceden verilen bu muvafakat İİK'nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının emekli maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu halde, mahkemece aksi yöndeki yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış" gerekçesiyle kararı bozulmuştur.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; "Bozma sonrasında; Yargıtay ilamının yukarıda belirtilen gerekçeleriyle davalı bankanın, davacının emekli maaşından yaptığı kesintilerin haksız olduğu kanaatiyle" gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının sözleşme ile banka hesabındaki borcuna mahsuben tahsilat yapılmasına muvafakat verdiğini, sözleşmede davacının ad ve imzasının olduğunu, davacının kullandığı krediyi sözleşme şartlarına uygun olarak ödemekle yüküm olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, emekli maaşına bloke konulup konulmayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Dairemizin yerleşik içtihatları ile; bankadan kullanılan kredi borcunun, sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmesinin zorunlu olduğu, taksitlerin maaşından ödenmesinin ihtirazı kayıtsız kabul edilip daha sonra dava açarak kesinti bedelininin geri istenmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı hüküm altına alınmıştır. Ancak, usulî kazanılmış hak sebebiyle bozma kararına uyularak verilen kararın onanması gerekmektedir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.