Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3259 E. 2024/1211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği ve takibin hangi miktar üzerinden devam edeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş ve takip miktarı kesinleşmiş olup, yerel mahkemenin bu hususlarda Yargıtay’ın bozma kararına uygun hüküm kurduğu gözetilerek, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/649 E., 2023/129 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davaya cevap vermemiştir.

II. MAHKEME KARARI

Samsun 3. Tüketici Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli ve 2015/112 E., 2015/625 K. sayılı kararıyla; davalının davacı bankaya olan kredi kartı borcunun aksaması nedeni ile borcun yapılandırılarak ödemelerin taksitlendirildiği, hesabın kat edildiği ancak davalıya tebliğ edilmeden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip tarihi itibariyle muacceliyet şartının gerçekleşmediği, takibin icra tarihine kadar vadesi gelmiş borçlar üzerinden devam etmesi gerektiği ve icra takip tarihi olan 10.12.2014 itibarı ile toplam alacağın 12.234,36 TL olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28.04.2016 tarihli ve 2015/18144 E., 2016/7676 K. sayılı ilamıyla; temyize konu edilen kararın kısa hüküm fıkrasının tashihine 04.06.2015 tarihinde karar verildiği, gerek tashih yoluyla ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrasında sınırlandırılma, genişletilme ve değiştirme yapılamayacağı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.02.2019 tarihli ve 2017/439 E., 2019/105 K. sayılı kararıyla; bozma sonrası alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile icra takibinin toplam 9.103,87 TL üzerinden devamına, asıl alacağa (8.501,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında gider vergisi uygulanmasına karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.12.2020 tarihli ve 2020/3472 E., 2020/5855 K. sayılı ilamında; Mahkemece uyulan bozma kararında hükmün, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304 305 ve 306 ncı maddelerine uygun olmaması nedeniyle usul bozması yapıldığı, ne var ki önceki karara karşı sadece davacı tarafın temyiz itirazında bulunduğu, davalının herhangi bir temyiz talebinin olmadığı, bu durumda Mahkemece icapsız yere yeniden rapor alınarak önceki kararda davacı yararına kazanılmış hak olan 12.334,36 TL yerine 9.103,86 TL tutar üzerinden itirazın iptaline karar verildiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 04.03.2021 tarihli ve 2021/66 E., 2021/126 K. sayılı kararıyla; kredi kartı borcunun 09.06.2014 tarihinde yapılandırıldığı, yapılandırma sonucu kredinin tüketici kredisi olarak kabul edilmesinin gerektiği, işbu kredinin 12.06.2014, 13.07.2014, 12.08.2014, 12.09.2014, 12.10.2014 ve 02.11.2014 tarihli taksitlerinin ödenmediği, bunun üzerine banka tarafından davalıya 03.11.2014 tarihli kat ihtarnamesinin düzenlendiği, ihtarnamede ödenmeyen taksitlerin tarihleri ve taksit miktarlarının belirtilmediği, söz konusu ihtarnamenin, içerik itibariyle 6502 sayılı Kanun'un 28 inci maddesine uygun bir ihtarname olmadığı, davalının Kanun'un aradığı anlamda temerrütünden bahsedilemeyeceği, geri ödeme planına göre henüz vadesi gelmeyen taksitlerin muaccel hale geldiğinin kabul edilemeyeceği ancak icra takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş taksitler yönünden muacceliyetin söz konusu olacağı, davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğünün kabulünün gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Samsun 6. İcra Müdürlüğünün 2014/9910 E. sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 14.276,00 TL asıl alacak (8.501,00 TL taksit ana para tutarı ve 5.775,00 TL taksit faiz ve ferileri), 574,16 TL işlemiş faiz, 28,71 TL BSMV olmak üzere toplam 14.879,27 TL üstünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa (8.501,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi ve % 5 oranında gider vergisi uygulanmasına, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.09.2022 tarihli ve 2021/3668 E., 2022/5480 K. sayılı ilamında; davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, Mahkemece alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, dava konusu alacak likit (belirlenebilir) olduğundan, hüküm altına alınan toplam alacak üzerinden davacı lehine İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulüne, Samsun 6. İcra Müdürlüğünün 2014/9910 E. sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 14.276,00 TL asıl alacak (8.501,00 TL taksit ana para tutarı ve 5.775,00 TL taksit faiz ve ferileri), 574,16 TL işlemiş faiz, 28,71 TL BSMV olmak üzere toplam 14.879,27 TL üstünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa (8.501,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi ve % 5 oranında gider vergisi uygulanmasına, alacağın likit olması nedeniyle toplam alacak tutarının (14.879,27 TL) %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; sözleşmenin kurucu unsurları sayılabilecek şartların yerine getirilmediğini, yapılandırmanın borçluya tanınan bir ödeme kolaylığı olduğunu, kredi kartı yapılandırmasının tüketici kredisi kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini ve yapılan sözleşmenin kredi kartı sözleşmesinin bir parçası olduğunu, hukuki değerlendirmelerin 5464 sayılı Kanun kapsamında yapılması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kredi kartı sözleşmesine dayanan banka alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

4. Kabule göre de; Hayat Varlık Yönetim A.Ş. 25.06.2020 tarihli genel kurul kararı ile Dünya Varlık Yönetim A.Ş çatısı altında birleşmiştir. Dolayısıyla, davacı ... şirketi olarak Hayat Varlık Yönetim A.Ş.'nin karar başlığına yazılması maddi hataya dayalı olup, Hayat Varlık Yönetim A.Ş. olarak görünen davacı ... şirketinin Dünya Varlık Yönetim A.Ş. olarak düzeltilmesi, yerinde mahallinde her zaman düzeltilebilir maddi hata niteliğindedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

20.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.