"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/915 E., 2023/399 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kira bedelinin indirilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş incelemenin duruşmalı yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 06.04.2016 tarihli sözleşme ile jeotermal sahasını elektrik enerjisi üretmek üzere davalıdan kiraladığını, kira sözleşmesi ile teslim edilen kuyuların yapılan tetkikler sonucunda kuyu teslim tutanağında belirtilen özelliklere sahip olmadığını, bu nedenle elektrik üretimlerinin az olacağını, teslim tutanağında belirtilen özelliklere sahip olsalardı kuyulardan elde edilecek toplam elektrik enerjisi miktarının minimum 7,60 MW iken sahanın veriminin nerdeyse yarı yarıya düştüğünü ve elde edilecek enerji miktarının maksimum 3,80 MW olarak belirlendiğini, sözleşmede ve ihale eklerinde bildirilen niteliğe haiz olmayan kuyular nedeniyle belirlenen miktarda kira bedellerinin ödenmesinin beklenilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmede belirlenen iki tür kira alacağının da kuyulardan elde edilen verimler esas alınarak belirlendiğini, yeni koşullarda ise sıcaklık, derinlik, kuyu sayısı gibi farklılıklar nazara alındığında beklenen verimin alınamayacağını ileri sürerek; kuyuların debi ve sıcaklık ölçümleri yapılarak elde edilecek elektrik enerjisi miktarlarının tespitini, kira sözleşmesinin değişen koşullara uyarlanmasını, elde edilecek elektrik enerjisi miktarının yarı yarıya düşmesi nedeniyle dava tarihinden itibaren yıllık sabit kira bedelinin KDV hariç 250.000,00 USD, satışı yapılan net elektrik enerjisi üzerinden davalı şirkete ödenecek bedelin KDV hariç 1,45 USD olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kira sözleşmesinde belirtilen sahanın kiraya verildiğini, kira konusu kuyulardan ibaret olmadığından davacının kuyu teslim tutanağına dayanarak hak iddia etmesinin hukuken mümkün olmadığını, jeotermal kaynağın kiralanmasına ilişkin sözleşmenin özelliği itibariyle bir takım riskler barındırdığını, ayrıca iddia edilen kuyulardaki değişkenliğin ispata muhtaç olduğunu, henüz üretime geçilmediği için ödemesi başlanmayan bir kira bedelinin indirilemeyeceğini, sabit kira bedelinin ise kiracının risk üstlenerek ödemeyi kabul ettiği bir bedel olup veri değişkenliği ispatlansa bile sahanın tamamı için ödenen bir bedel olduğundan indirime konu edilemeyeceğini, uyarlamanın koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2019 tarihli ve 2017/807 E., 2019/206 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, dava konusu sözleşmede; birinci bedel olan yıllık sabit kira bedelinin 250.000 USD, ikinci bedel olan üretime bağlı kira bedelinin kilovatsaat başına 1,45 Cent olarak uyarlanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2020 tarihli ve 2019/1214 E., 2020/2476 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairece verilen 15.02.2022 tarihli ve 2021/3599 E., 2022/1093 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, taraflar arasında 06.04.2016 başlangıç ve 11.08.2036 sona erme tarihli ürün kira sözleşmesinin konusunun, işletme ruhsatına sahip, jeotermal sahada, koordinatları sözleşmede belirtilen alanın, jeotermal kaynağa dayalı elektirk enerjisi üretmek amacıyla kiraya verilmesi olduğu, teslim tutanağında yer verilen kuyuların teknik özelliklerine göre 8,07 MWe elektrik enerjisi üretilebilecekken keşif tarihinde kuyularda tespit edilen değerlere göre 3,50 MWe elektrik enerjisi üretilebileceğinin bilirkişi raporunda belirlendiği, bu durumda kiralananın ayıplı olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince kira sözleşmesinde birinci bedel olarak kararlaştırılan sabit kira bedelinin bu ayıp hali devam ettiği sürece ayıpla orantılı olarak indirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak kira sözleşmesinde ikinci bedel olarak kararlaştırılan üretime bağlı olan kira bedelinin, davacının üreteceği enerji miktarına göre sözleşmede kararlaştırılan bedel üzerinden ödenecek olması nedeniyle, kiralanandaki enerji üretimini etkileyen ayıp halinin bu kira bedelinin indirilmesini gerektirmediği, bu nedenle sözleşmede 2,90 USD cent/kWh olarak belirlenen üretime bağlı kira bedelinin indirilmesi talebinin reddi gerekirken bu bedel yönünden de indirim kararı verilmiş olmasının doğru görülmediği, kabule göre de; davacı, dava tarihinden geçerli olmak üzere kira bedelinde indirim talebinde bulunmuş olduğundan dava tarihinden geçerli olmak üzere ayıbın giderilmesine kadar geçen süre için kira bedelinin indirimli olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde, belirlenen kira bedelinin hangi tarihten itibaren ne zamana kadar geçerli olacağının belirtilmemesi doğru olmadığı gibi, sözleşmede belirtilen sabit ve üretime bağlı kira bedelleri net olup, tespit edilen kira bedelinin net kira bedeli olduğunun belirtilmemesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulüne, dava konusu sözleşmede birinci bedel olarak belirlenen yıllık kira bedelinin dava tarihi olan 07.07.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayıbın giderilmesine kadar yıllık sabit net 250.000,00 USD olarak uyarlanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; kiralananın sözleşmenin kurulmasından önce de ayıplı olduğu, davalının ayıbı bildirme yükümlülüğüne aykırı davrandığının göz ardı edildiğini, müvekkil şirketin kiralanandan elde edeceği kar oranını ve bu doğrultuda da üretime bağlı olarak ödeyeceği kira bedelini de davalı tarafça sunulan bilgi ve belgeler kapsamında, kiralananın ayıplı olduğu bilmeyerek kabul ettiğini, bu koşullarda elektrik enerjisi üretimi yapılması durumunda üretilecek elektrik enerjisinin de yarı oranında düşmesi nedeniyle üretime bağlı olan kira bedelinin de aynı oranda düşürülmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili; Mahkemenin bozma konusu kısım yönünden ret hükmü kurmasına rağmen davalı lehine vekalet ücreti ve masraf kararı vermediğini ayrıca kesinleşen kısımlar yönünden ve müvekkil şirket aleyhine oluşacak şekilde yeniden karar vererek vekalet ücreti ve harçları arttırdığını ve kısmi redde rağmen tümünü davalı müvekkiline yüklediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıp nedeniyle kira bedelinin indirilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 358, 360, 304, 305 ve 307 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen kanun maddelerinin doğru şekilde uygulandığı, kararın bozmaya uygun olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı, kira sözleşmesinde kararlaştırılan sabit kira bedeli ile birlikte üretime bağlı kira bedelinin de indirilmesini talep etmiş olup muarazının giderilmesi niteliğinde kabulü gereken üretime bağlı kira bedelinin indirilmesi talebinin Mahkemece reddine karar verildiğine göre davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Bundan ayrı Mahkemece, uyuşmazlık konusu değer üzerinden alınması gereken nispi karar ve ilam harcı doğru belirlenmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine ve karar harcına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan " Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 62.196,25-TL harcın peşin alınan 15.244,66-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 46.951,59-TL bakiye karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA” ibaresinin çıkarılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 60.978,63 TL harçtan peşin alınan 15.244,66 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 45.733,97 TL karar verilen harcının davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA," ibaresinin yazılması; ayrıca hüküm fıkrasına (4) numaralı bendinde yer alan "...davacıya VERİLMESİNE," ibareninden sonra gelmek üzere 5.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.