"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/4 E., 2023/107 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçerek bozmaya konu olan Kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, Yeni Koçak Eczanesi’nin sahibi olduğunu, fatura ettiği 5 adet reçetenin sahte olduğu gerekçesiyle SGK Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2009 Yılı Protokolünün 6.3.19.maddesi uyarınca davalı Kurum tarafından davacı hakkında haksız şekilde uygulanan 57.109,40 TL ceza koşulu ile 2 yıl sözleşmesinin feshi ve 4.3.6. maddesi uyarınca 5.710,94 TL reçete bedelinin tahsili işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; yapılan teftiş neticesinde üç tane özel tıp merkezi ile Ankara Etlik İhtisas Hastanesinde hastaların bilgisi olmadan sağlık kurulu raporları düzenlendiğini, bunun üzerine teftiş incelemesi yapıldığını, söz konusu raporların sahte düzenlendiğinin anlaşıldığını, bu raporlara dayalı olarak ilaç temin eden eczanelerle ilgili mevzuata uygun cezai işlemlerin yapıldığını, işlemlerin yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/144 E., 2018/363 K. sayılı kararıyla; hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli bilirkişi raporuna göre sahte reçeteye göre işlem yapan eczacının sorumluluğunun olabilmesi için sahte reçete düzenleyen kişilerle iş birliği içerisinde hareket etmesi gerektiği ve reçetelerin iğfal kabiliyetine sahip olduğunun belirtildiği, işbirliğinin ispatlanması gerektiği, sadece müfettiş raporuna göre işlem yapılamayacağı, eczacıya atfedilebilecek bir kusur olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, işlemin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli kararına karşı, süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili; soruşturma raporuna göre sahte düzenlendiği anlaşılan bir kısım reçetenin davacının eczanesinden Kuruma fatura edildiğinin tespit edildiğini, işlemin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin17.09.2020 tarihli ve 2018/3024 E., 2020/1279 K. sayılı kararıyla; davacı eczacının Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak sahte reçete fatura edildiğinin yasal delillerle ispatlanmadığından kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 30.09.2021 tarihli ve 2020/11038 E., 2021/9293 K. sayılı ilamıyla; sair temyiz itirazlarının reddine, davacının reçete bedellerini ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebileceği, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden davalı kurumun sorumlu tutulamayacağı, kurumun protokolün 4.3.6. maddesinde yer alan hüküm uyarınca yersiz ödemelerini geri isteme hakkı olduğu kabul edilerek, davacının reçete bedeline ilişkin işlemin iptali talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar veilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/738 E., 2022/38 K. sayılı kararıyla; hastaların bilgisi dışında düzenlenen reçetelerin ilaçlarının teslim edildiği, kimlik kontrolünün yapılmadığı, protokol hükümlerinin ihlal edildiğinden uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu, ayrıca yersiz yapılan ilaç bedellerinin iadesinin talep edilmesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 02.11.2022 tarihli ve 2022/6768 E., 2022/8440 K. sayılı ilamıyla; bozma kararına uyulmakla lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak olduğundan aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel Mahkeme için zorunluluk doğacağı, Mahkemece uyulan bozma kararında; davalı Kurumun protokolün 4.3.6. maddesinde yer alan hüküm uyarınca yersiz ödemelerini geri isteme hakkı olduğunun, davacının reçete bedeline ilişkin işlemin iptali talebinin reddine, diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, Mahkemece davacının reçete bedeline ilişkin işlemin iptali talebinin reddine, diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İlk Derece Mahkemesinin karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının reçete bedeline ilişkin işlemin iptali isteminin reddine diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğine dair son bozma ilamına uyulduğu, uyulan bozma ilamları doğrultusunda taraflar yararına oluşmuş usuli kazanılmış haklar gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davalı Kurum tarafından 09/-.03.2017 tarihli yazısı ile davacı hakkında uygulanan 57.109,40 TL cezai şart ve 2 yıl süre ile sözleşmenin fesih işleminin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; sahte olarak düzenlenen ilaç raporlarına göre sahte düzenlendiği anlaşılan bir kısım reçetenin davacının eczanesinden Kuruma fatura edildiğinin tespit edildiğini, işlemin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu, kararın hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, SGK Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2009 Yılı Protokolünün 6.3.19. ve 4.3.6. maddeleri uyarınca Kurumca davacı hakkında uygulanan cezai şart, 2 yıl süreyle sözleşmenin feshi ve yersiz ödenen reçete bedellerinin tahsili işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5510 sayılı kanunun "Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi" başlıklı 73 ncü maddesi,
2. 6643 sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanunun merkez heyetinin görevlerini düzenleyen 39 uncu maddesinin birinci fıkrası,
3. Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2009 Yılı Protokolünün 6.3.19. ve 4.3.6. maddeleri,
4. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının kesin bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, kesin bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.