Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3380 E. 2024/2067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin azli nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, azil tarihi itibariyle kesinleşen dosyalar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ve vekalet ücretine ilişkin yapılan hesaplamanın doğru olduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/141 E., 2020/97 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 400,00 TL olup 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 01.01.2020 tarihinden itibaren 3.920,00 TL'ye çıkarılmıştır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkeme tarafından bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 E., 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı kurum arasında imzalanan avukatlık sözleşmesi ve düzenlenen vekaletname gereğince kısmi zamanlı avukat olarak dava dosyalarının takip edildiğini, yine icra işlerinin takibi için ayrı bir avukatlık sözleşmesi imzalanarak icra işlerinin de takip edildiğini, görevin gereği tam olarak yerine getirildiği halde müvekkilinin 19.04.2007 tarihinde haksız olarak azledildiğini, talep edilmesine rağmen hak edilen vekalet ücretlerinin ödenmediğini, davalı kurumun icra dosyalarını dağıtırken eşit davranmadığını, dosya vermeyerek sözleşmeyi fiilen askıya aldığını ve işlevsiz hale getirdiğini, takip için icra dosyası verilmesinin istenilmesine rağmen dosya tevzi edilmemesi nedeniyle 04.04.2008 tarihinde haklı olarak istifa edildiğini ve hakedilen vekalet ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 2.500,00 TL'nin 24.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.01.2013 tarihli dilekçesi ile dava değerini 22.000,00 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili; imzalanan avukatlık sözleşmeleri gereğince hak edilen ücretin davacıya ödendiğini, başkaca alacağın bulunmadığını, davacının avukat olarak görev yapmasına rağmen davalı kuruma karşı hırsızlık suçu işleyen sanığın vekilliğini üstlenerek kanuna ve sözleşmeye aykırı davrandığını, azlin haklı olduğunu, avukatlara icra dosyalarının eşit olarak dağıtılması zorunluğu olmadığını, davacının dava ve icra işlerinin takibi için imzalanan her iki sözleşmeden kaynaklı alacağı bulunmadığını savunarak haksız davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 20.06.2013 tarihli ve 2013/410 E., 2013/415 K. sayılı kararla; davacının istifasının haksız olduğu ve azil tarihine kadar sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık gelen hakkaniyete uygun bir vekalet ücretinin ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 27.05.2013 tarihli ve 2013/29642 E., 2014/16539 K. sayılı ilamla; "Davacının temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, azlin haklı olduğu ve davacının istifası haksız olduğu için davacının sadece azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işler için vekalet ücreti talep edebileceği, buna göre, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen dava ve takiplerden dolayı hiç bir vekalet ücreti talep edemeyeceği gibi davacı lehine hakkaniyet tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığı," gerekçeleriyle davalı lehine bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 06.11.2014 tarihli ve 2014/804 E., ve 2014/1098 K. sayılı kararla; davacının sadece azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işler için vekalet ücreti talep edebileceği, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen dava ve takiplerden dolayı hiç bir vekalet ücreti talep edemeyeceği gibi hakkaniyet tazminatına da hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 29.01.2018 tarihli ve 2015/30060 E., 2018/820 K. sayılı ilamla; "Davacının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, mahkemece bozma kararında açıklanan hususlar doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, azil tarihi itibariyle kesinleşen dosyalardan davacı avukat ücret hakedeceğinden buna ilişkin deliller değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir." gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 02.12.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 400,00 TL tazminatın 24.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin azline sebebiyet veren değerlendirmenin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeler ile ilgili Mahkeme kararının doğru olduğunun kabulü halinde bile, her iki sözleşmenin ayrı ayrı sona erdirildiği tarihler itibariyle davacı müvekkilinin hukuken neticelendirdiği hukuk /ceza davaları ve icra dosyaları açısından, hak ettiği toplam vekalet ücreti alacağının belirlenerek hüküm altına alınmasını, Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/547 E. ve 2004/322 E. sayılı dosyaları da kesinleştiğinden alacak hesabında dikkate alınması gerektiğini, hükmedilen tazminattan fazla olacak şekilde karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekilin azli nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işleri kapsadığı ve denetime elverişli olduğu, davanın kısmen kabulü nedeniyle davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen miktarı, davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin ise reddedilen miktarı geçemeyeceğinin, bu itibarla taraflar lehine hükmedilen vekalet ücretinin doğru şekilde hesaplandığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,

2. Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.