"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1197 E., 2023/1019 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/329 E., 2020/259 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, Azerbaycan'daki bir kısım işleri yapması sebebiyle davalıdan hakediş alacağı olduğunu, ekonomik durumu kötü olan davalının ödeme yapmaması nedeniyle davacının zor durumda bulunduğunu, bu durumu çözmek ve alacağın tahsilini sağlamak için davacıya ait araç davalıya satış yapılmış gibi gösterilerek kredi çekildiğini, kredi bedelinin davalının borçlarına karşılık davacıya verilmesi, kredi borcunun davalı tarafından ödenmesi ve aracın tekrar davacıya iadesi konusunda tarafların inanç sözleşmesi yaptıklarını, davalının çektiği kredinin 225.000,00 TL'sini borcuna karşılık davacıya verdiğini, davalının kredi borcunu sağlıklı ödememesi sebebiyle davacı tarafından iki kez 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, 09.01.2015 tarihli muavin defterin altına kalan TL'nin hakedişten mahsup edilerek kredi ödenip aracın iade edileceğinin yazıldığını, davalının aracı iade etmediği gibi davacıdan habersiz ve izinsiz şekilde aracı aldığını ileri sürerek; inanç sözleşmesi çerçevesinde devredilen aracın davacı adına kayıt ve tescilini, tescil mümkün olmaz ise fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, aracın rayiç değerinin belirlenerek şimdilik 175.000,00 TL'nin tahsilini, bu talep de reddedildiği takdirde araç satış bedelinden eksik ödenen 75.000,00 TL ile araç için davalıya ödenen 100.000,00 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; aldığı işleri tamamlamayan ve işçi ücretlerini ödemeyen davacının hakedişinden çok daha fazla avans aldığını, davacının işi tamamlamaması sebebiyle müvekkilinin iş sahibi idareye karşı zor durumda kaldığını, müvekkili borçlu bulunmadığı gibi fazladan ödenen avanslar sebebiyle davacıdan alacaklı olduğunu, davacının iddia ettiği gibi araç için kredi çekilmesi veya rehin alınmasının söz konusu olmadığını, ticari kredi çekilerek davacıya 225.000,00 TL verildiğini, aracın iyiniyetli kullandırıldığını, paranın Azerbaycan'daki işlerin tamamlanması için davacıya verildiğini, aksi halde kredi masrafları, banka faizi, vergiler ve cezalar ile kasko sigorta bedellerinin ödenmesi halinde tekrar kendisine satış yapılacağı konusunda anlaştıklarını, buna rağmen davacının hem aracı hem parayı alarak kaybolduğunu, 40.000,00 TL ödeme yaptığını, şirkete girip çıkması sırasında gerçek dışı hesap pusulası düzenleyerek doğruymuş gibi imzalattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının ortağı olduğu AVES şirketine, davalı şirket tarafından Azerbaycan'da bulunan işlerden dolayı hem taşeron olarak inşaat işi hem de proje hazırlayıp onaylama işi verildiği, taraflar arasında iş ilişkisinden kaynaklı alacak-borç ilişkisinin mevcut olduğu, bu kapsamda davacının aracını davalıya satış göstermek suretiyle devrettiği, satış nedeni ile çekilen kredinin kısmen davacı tarafından kullanıldığı ancak kredi ödemelerinin davalı tarafından yapıldığı, ödemeler bitince davacının aracın iadesini talep ettiği, dava açıldıktan sonra düzenlenerek dosyaya sunulan ibra ve feragat protokolü başlıklı belge ile tarafların aralarındaki tüm ilişkileri kapsayacak şekilde birbirlerini ibra ettikleri, ibralaşmanın aralarında görülmekte olan bu davayı da kapsadığı, bu nedenle davacının davalıdan alacağı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; ibra ve feragat protokolünde, ibra edilen ödemelerin dava konusu borç ile alakalı olmadığını, taraflar arasında yapılan işlerden kaynaklanan alacaklara ilişkin olduğunu, davalının kötü niyetli olarak ibranameyi dosyaya sunarak alacağın kalmadığını belirttiğini, taraflarca gerçek bir araç satışı yerine inanç sözleşmesi yapıldığını, aracın iade edilmemesi nedeniyle davalının zenginleştiğini, ibra ve feragat protokolünün 300.000,00 TL araç satış bedeli üzerinden çekilen krediden eksik ödenen 75.000,00 TL ile 10.11.2014 ve 10.06.2015 tarihlerinde kredi borcu için yapılan 20.000,00 TL ve 20.000,00 TL ödemeleri kapsamadığını, ibra edilen kısmın ancak talep ettiği 26.144,00 USD'ye karşılık gelen hakedişleri kapsadığının kabul edilebileceğini, protokolde araç satışıyla ilgili bir bilgi bulunmadığını, protokole göre hakedişlerin davadan önce mevcut olduğunu, davaya davalı sebep olduğundan aleyhine vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken lehine vekalet ücretine karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mevcut delil durumu, davacı tarafından dayanılan 09.01.2015 tarihli Muavin Defter başlıklı belgede "... AVES Proje Müh. Müş. Ltd. Şti. ile Gelişim İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki hakedişlerden mahsup edilmek suretiyle ödenecektir.", "2. 30.12.2014 tarihinde 3 taksiti hakedişten mahsup edilerek ödenmiştir. (Lerik Hakedişi)" şeklinde yazılması karşısında dava konusu araç devrinin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi (yapım ve proje hazırlanması işi) çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, işbu yargılamanın devamı sırasında taraflarca düzenlenen İbra ve Feragat Protokolü ile aralarında bulunan sözleşme ilişkisinden kaynaklanan borç ve alacakların ibra edildiği, tarafların sıfatı ve hayatın olağan akışı da gözetildiğinde protokol ile taraflar arasındaki tüm alacak ve borç ilişkisinin tasfiye edildiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inanç sözleşmesinden kaynaklı araç iadesi olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 132 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle dosyaya sunulan "İbra ve Feragat Protokolü" başlıklı ve her iki tarafın imzalarını içeren belgenin (A) bölümünde uzlaşma ve ibra konusu olarak belirtilen sözleşmelerin işbu davada davacının inanç sözleşmesi yapılmasına dayanak olduğunu belirttiği sözleşmeler olduğu, belgenin alacak tasfiyesine ilişkin (B) bölümünde tesis yapımı ve proje hazırlanması işleri sözleşmelerinden dolayı taraflarca yapılan işler, hakedişler, avans ödemeleri, hakediş ödemeleri incelenmek suretiyle tarafların bu sözleşmelerden dolayı her türlü iş ve işlemlerden doğan alacak bakiyesinin 20.460,00 USD olduğunun kabul edildiği ve bu bedelin 07.02.2017 tarihinde ödendiği, (C) bölümünde tarafların bu sözleşmelerde geçen tüm alacak ve borçlardan, sözleşme alacaklarından, açılan veya açılacak bu husustaki davalardan dolayı Gelişim İnşaat Ltd. Şti.ni bila rücu kaydıyla ibra ettiği, davacı tarafından delil olarak sunulan muavin defter sayfası üzerine el yazısı ile yazılan yazıda yine aracın satışı hususunda hakedişlerden mahsup edilerek ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, davacının iddiasının inanç sözleşmesinin hakediş tahsili amacıyla yapıldığı yönünde olması doğrultusunda İbra ve Feragat Protokolünde hakedişin kaynaklandığı sözleşmelerden dolayı her türlü iş ve işlemlerden doğan alacak bakiyesinin ödendiğinin belirtildiği, bu bağlamda davanın anılan protokol kapsamında olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eldeki dava davalı tarafça yargılama sırasında sunulan protokol uyarınca neticelenmiştir. Bu protokol içeriğine göre; davacının davalıdan alacaklı olduğu, alacağın ibraname ile son bulduğu, davanın açılmasına davalının sebep olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; davacı aleyhine yargılama giderine ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının (3) ve (4) numaralı bendleri çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
"3-Davacı tarafından yapılan 1.154 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,",
"4-Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,",
bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.