"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Pendik İlçesi, Şeyhli Mahallesi, 7484 ada, 9 parsel sayılı taşınmazda tapu tahsis belgesi ile hak sahibi olduğunu, taşınmazın davalı Hazineden diğer davalı Belediyeye devrinden sonra 18.11.2008 tarihli ve 1197 sayılı Encümen Kararı ile 125.445,60 TL bedel takdir edilerek müvekkiline satışına karar verildiğini, buna istinaden de davalı ... ile satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca taksitlerin tamamının Milli Emlak Müdürlüğünün Cağaloğlu Ziraat Bankası Şubesindeki hesabına yatırıldığını, müvekkilinin 15.12.2010 tarihli 'tapu verilmesi' talepli dilekçesine, Milli Emlak Müdürlüğünce 'parselin değerinin günün rayicine göre yeniden belirlenmesi halinde işlem yapılacağı' yönünde cevap verildiğini, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak davalı tarafın satışa konu taşınmazın tapusunu vermediğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın güncel değerinin tespiti ile 125.445,60 TL'nin tespit tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, talebini ıslah ederek 1.155.420,00 TL'ye arttırmıştır.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili; diğer davalı ... ile yapılan protokol uyarınca 3 yıl içinde satışı yapılmayan taşınmazların Hazine adına resen tescil edileceğini, dava konusu taşınmaz 10.11.2005 tarihinde Belediyeye devredildiği halde 3 yıl içerisinde satışının gerçekleştirilmediğini, 2 yıl ek süre verilmesine rağmen davacının gerekli başvuruda bulunmadığını, bu nedenle taşınmazın resen Hazine adına tescil edildiğini, davacı tarafından bu yönde açılan davanın reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın mülkiyeti Maliye Hazinesine ait iken 4706 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince 10.11.2005 tarihinde Belediyeye devredildiğini, 18.11.2008 tarihli ve 1197 nolu Encümen kararı ile davacıya satıldığını, ödemelerin tamamlandığını, taşınmazın davacı adına tescil edilemediğini, müvekkili tarafından 2 yıl ek süre talep edildiğini ancak Milli Emlak Müdürlüğünce taleplerinin uygun görülmediğini, müvekkili Belediyece yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 2016/296 E., 2018/337 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 267.999,09 TL'nin bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalılardan Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2021 tarihli ve 2020/117 E., 2021/2302 K. sayılı kararıyla; Mahkemece, öncelikle taraflara, taşınmaza yakın bölgelerden ifanın imkansız hale geldiği 07.10.2015 tarihine en yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, sonrasında ise bu emsallere göre, taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan yargısal denetime ve hükme elverişli rapor alınması ve ulaşılacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 957.348,00 TL tazminatın 07.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili; Protokolde satış için tanınan 3 yıllık sürenin 18.08.2008 tarihinde dolduğunu, davalı Belediyenin tapuda devir işlemlerinin tamamlanması talebi üzerine yapılan incelemede; taşınmazın satışının 3 yıllık süre dolduktan sonra davacıya yapıldığının anlaşıldığını, 4706 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince devrinin günün rayicine göre yeniden bedel takdir edilmek ve protokol düzenlenmek şartıyla ek süre talebinin uygun görüldüğünün bildirildiğini, davalı Belediyeden herhangi bir cevap alınamadığını, bunun üzerine Protokolün 4. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın resen Hazine adına tescil edildiğini, davacı tarafından açılan “tapu iptali ve tescil” davasının reddedilerek kesinleştiğini, dolayısıyla ödediği bedelin iadesi talebinde bulunmayarak zararının artmasına davacının sebep olduğunu, ayrıca taşınmaza takdir edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; Protokol'ün 5. maddesi gereğince, dava konusu taşınmazın bedelinin davalı Hazine hesabına yatırıldığını, dava konusu taşınmazın satışı aşamasında müvekkili idarenin aracı statüsünde olduğunu, ayrıca Mahkemece maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi olarak hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının tapu tahsis belgesine sahip olduğu taşınmazın öncesinde Maliye Hazinesine, daha sonra 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (4706 sayılı Kanun) 5 inci maddesi ve davalı idareler arasında yapılan protokol gereğince 10.11.2005 tarihinde davalı Belediyeye devredildiği, davacının 03.06.2008 tarihinde davalı Belediyeye başvurarak tapu tahsis belgesi ile işgal ettiği yerin adına tahsis ve tescili ile ödemesi gereken miktarın taksitlendirilmesini istediği, Belediye Encümenince alınan 18.11.2018 tarihli ve 1197 sayılı kararı ile söz konusu taşınmazın 125.445,60 TL bedelle davacıya satışına karar verildiği, davacının bu karara uyarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği, ancak davacının tapusunun verilmediği, yapılan ödemeye rağmen davacının tapusunun verilmediği sabit olmakla, "devlete güven ilkesi" gereğince davacı zararının giderilmesinden her iki davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca taşınmazın devrinde aracı konumunda olduğunu, bedelin doğrudan diğer davalı hesabına yatırıldığını, kusurunun bulunmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca davacının taşınmaz bedelinin tamamını ödemediğini, davacı ile yapılan satış sözleşmesinin altıncı maddesine göre ödenmeyen tutarların bulunması halinde tahsil edilen bedellerin faizsiz olarak alıcısına iade edilerek taşınmazın Hazine adına tescili yapılacağının belirtildiği, vekalet ücretine maktu olarak hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4706 sayılı Kanun uyarınca davalı idareler arasında devir işlemine konu edilen ve davacıya satılan taşınmazın tapusunun devredilmemesi nedeniyle güncel değerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4706 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi,
3. Değerlendirme
Somut olayda; ilgili mevzuat uyarınca, davalılar arasında imzalanan Protokol uyarınca, mülkiyeti davalı Belediyeye devredilen taşınmazların satışının hüküm altına alındığı, davaya konu taşınmazın devrine ilişkin davalı Belediyece alınan karar doğrultusunda davacının tüm ödemeleri yaparak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği tartışmasızdır. Davalıların kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde güvenilir olmaları asıldır. Vatandaşın kamu kurumlarına olan güven ve inancı korunmalıdır. Kamu kurumlarının güvenilirliği ilkesi uyarınca, davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değeri üzerinden davalılardan isteyebileceği anlaşılmakla, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı Belediyeye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.