"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı borçlu hakkında Serik İcra Müdürlüğünün 2004/4549 E. sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe ve borca süresi içerisinde itirazda bulunduğunu, davalı borçlunun müvekkili Birliğin ortakları için kurmuş olduğu Serik sınırlarında bulunan köyleri kapsayan sulama sisteminden 1995 yılından beri yıllarca müvekkilinin haberi olmadan ve müvekkili Birliğe beyanda bulunmadan, Kadriye Beldesi, Paşa Kemeri Mevki adresinde kurulu beton santralinde faydalandığını, karşılığında da hiçbir bedel ödemediğini belirterek; davalı tarafın Serik İcra Müdürlüğünün 2004/4549 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, kötüniyetle itirazda bulunan davalı aleyhine %40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkiline ait tesisin 18.07.1996 tarihinde Efe Endüstri ve Ticaret A.Ş.den alındığını, bu tarihten sonra tesisin eksikliklerinin giderildiğini ve faaliyete geçtiğini, tesisin alındıktan sonra Kadriye Belediyesine başvurularak tesise su sağlanması istendiğini, Kadriye Belediyesi tarafından müvekkiline ait tesise su verilmeye başlandığını, Belediye tarafından gönderilen tüm faturaların da ödendiğini, davacı tarafından müvekkiline su ücretlerine ilişkin herhangi bir tebliğ yapılmadığını, davacının su ücretini nasıl ve ne şekilde hesapladığının belirsiz olduğunu, davacının talep ettiği su borcunun miktarının fahiş olduğunu, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, Serik İcra Müdürlüğünün 2004/4549 E. sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 16.350,00 TL asıl alacak ve 520,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.870,55 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davaya konu alacak likit olmadığı, yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 30.01.2009 tarihli ve 2008/5848 E., 2009/1330 K. sayılı ilamıyla; davalı tarafın sair temyiz itirazları reddedilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tespit edilen büyüklükte bir beton santralinin normal şartlarda maksimum üretiminin saatte 100 m³ olduğu, arz ve talep değerleri göz önüne alınarak ortalama beton üretiminin günde 400 m³ olacağı ve bu üretime göre su tüketiminin ise saatlik 20 m³ üzerinden günlük ortalama 160 m³ olarak hesaplanması gerektiği belirtildiği, bu tespitlerin herhangi bir belgeye dayandırılmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtları dikkate alınarak dava konusu süre içerisinde ne kadar beton üretimi yaptığı ve üretilen bu beton için ne kadar su kullanılacağı belirlenip, tespit edilen rakamın hüküm altına alınması gerekli iken yetersiz ve dayanaksız bilirkişi raporuna itibar edilerek istemin kısmen kabul edilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının su tüketimi nedeniyle davacıya borçlu olduğu, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar dikkate alınarak dava konusu süre içerisinde ne kadar beton üretimi yaptığı ve üretilen bu beton için ne kadar su kullanılacağı belirlenerek bilirkişi raporu ile su kullanım bedelinin belirlendiği, alınan raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, ayrıca bozma ilamında faizin başlangıç tarihi ve oranına ilişkin bir bozma yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Serik İcra Müdürlüğünün 2004/4549 E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak ve 520,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.520,55 TL üzerinden devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkilinin ilgili tesisi 18.07.1996 tarihinde Efe Endüstri ve Ticaret A.Ş.den aldığını, ancak belirtilen tarihten sonra tesisin eksiklikleri giderilerek faaliyete geçtiğini, müvekkili tarafından Kadriye Belediyesine başvurularak tesise su sağlanmasının istendiğini ve tesise su verilmeye başlandığını, devam eden dönemde tüm faturaların eksiksiz ödenmiş olduğunu, talep edilen miktara yönelik somut bir kullanım miktarı veya endeks tutarı gösterilmediğini, davacı tarafın iddiasının dayanaksız olmasını dikkate almadan düzenlenen raporları dayanak alarak kurulan hükmün kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, borcunun bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Birliğin sulama kanalından kullanılan su bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiğine ve bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesi artık mümkün olmadığına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece verilen 15.05.2007 tarihli, 2005/177 E., 2007/260 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile takibin 16.350,00 TL asıl alacak ve 520,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.870,55 TL üzerinden devamına karar verilmiş olup karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle davalı yararına bozulmuştur. Buna göre, Mahkemece 15.05.2007 tarihli karar ile hüküm altına alınan alacak tutarı, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Mahkemece; 15.05.2007 tarihli kararın davalı yararına bozulduğu ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, 15.05.2007 tarihli kararda hükmedilen alacağın davacı yönünden kesinleştiği göz önünde bulundurularak, bilirkişi raporu alınmasının ardından oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, aleyhe hüküm verme yasağı ihlal edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.