Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3491 E. 2024/1300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, ortağı olduğu şirketin davalı idareye borcu olmadığının tespiti ve ödeme emrinin iptali istemiyle açtığı menfi tespit davasında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesindeki hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma kararına uygun olarak, davacının haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi ve davanın 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle davanın reddine karar vermesi usul ve kanuna uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

SAYISI : 2022/370 E., 2022/349 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ...Petrol Ürünleri Ltd. Şti.nin ortağı olduğunu, dava dışı kamu borçlusu ...Konf. Tic. Ltd. Şti.nin davalı idareye olan borcundan dolayı 26.06.2013 tarihinde ...Şirketine 231.169,00 TL bedelli haciz bildirisi gönderildiğini, bundan sonra ise şirket ile ilgili işlem yapılmadan kanuni temsilcilere ödeme emri gönderildiğini, tebliğ usulsüz olduğundan bahisle Manisa Vergi Mahkemesinde 2015/774 Esas sayılı dosya ile açılan davanın itiraz süresi geçmiş olması sebebiyle reddine karar verildiğini, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin kamu borçlusuna borcu bulunmadığını, haciz bildirisinin 15.07.2015 tarihinde tebliğ edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince verilen 16.01.2020 tarihli ve 2019/297 E., 2020/10 K. sayılı kararla; davacıya yapılmış bir haciz ihbarnamesi olmadığı, borçlu olmadığının tesbitine ilişkin incelemenin idari yargının konusuna girdiği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2021 tarihli ve 2021/884 E., 2021/1054 K. sayılı kararıyla; davacıya gönderilen 22.06.2015 tarihli ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi anlamında haciz bildirisi mahiyetinde olmadığı ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına dayanılarak genel mahkemelerde (adli yargı) menfi tespit davası açılamayacağı, ödeme emri dayanağının 6183 sayılı Kanun'un 35 ve 55 inci maddeleri olması nedeniyle ödeme emri iptali (borçlu olmadığının tespiti) davasının aynı Kanun'un 58 inci maddesi gereğince vergi mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.01.2022 tarihli ve 2021/22658 E., 2022/1005 K. sayılı ilamıyla; "...Haciz ihbarnamesinin davadışı ...Şirketine 26.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebliğden itibaren 7 günlük süre içerisinde haciz ihbarnamesine itiraz edilmediği, eldeki davanın ise tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre dolduktan sonra 01.07.2016 tarihinde açıldığı, buna göre anılan Kanun maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği, " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece eksik inceleme yapıldığını, hem haciz ihbarnamesi hem de ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan hak düşürücü sürenin başlamadığını, şirketin kanuni temsilcilerine gidebilmek için şirket nezdinde mal varlığı araştırması yapılması ve hacze kabil bir mal bulunmadığı takdirde kanuni temsilciye gidilebileceğini, süresi içerisinde davaya cevap verilmediğinden sonrasında ileri sürülen deliller ve hususların dinlenemeyeceğini, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin de dava dışı kamu borçlusu şirkete borcu bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.