Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3526 E. 2024/1604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla açılan tazminat davasında, tahliyenin kiracı iradesi dışında gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların serbest iradeleriyle düzenleyip imza attıkları 07.08.2019 tarihli tutanak ve kiracı tarafından yapılacak işlerin bu belgede belirlenmiş olması, ayrıca yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 20.04.2017 tarihinde bir yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiğini, süre sonunda sözleşmenin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünü, kira ilişkisine konu bağımsız binayı otizmli çocuklara eğitim vermek amacı ile işletmekte iken, kurumlarında eğitim gören davalının otizmli oğlu Batuhan'ın eğitim durumundan memnun kalınmadığı gerekçesiyle binanın boşaltılmasının istenildiğini, kira sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın bir gün içerisinde feshedildiğini, fesih bildirim sürelerine ve kanunda öngörülen hiçbir usule uygun davranılmadığını, işletmelerine zarar gelmemesi için haklarında herhangi bir yasal icrai işlem başlatılmadan kiralananı terk etmek zorunda kaldıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin haksız tahliye nedeniyle oluşan zararını karşılamak adına 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kira ilişkisinin 2015 yılında davacının annesi ile başladığını, 2017 yılında ise davacı ile kira ilişkisinin devam ettiğini, ilerleyen süreçte davacının etik olmayan davranışlar sergilediğini, dernek evrakları üzerinde usulsüzlükler yaptığını öğrendiklerini, 2019 yılında durumu görüşmek için yapılan toplantıda davacının taşınmazı tahliye edeceğini bildirdiğini, davacının ertesi gün kiralananı tahliye ettiğini ve el yazısı ile imzaladığı belge ile tahliye sonrası mevcut eksiklik ve zararlara ilişkin tutanak düzenlediğini, kiralananın zorla ve haksız tahliye edildiği iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafın iradesinin fesada uğratılarak kiralanandan tahliyesinin sağlandığı ve buna davalı kiraya verenin müessir fiilinin neden olduğuna dair dosya kapsamında somut bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmaksızın tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilinin bir çok kez kiralananın tahliyesi için davalı ve eşinin tehdit ve hakaretine uğradığını, Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Ceza Mahkemesince görülmüş ve kesinleşmiş olan 2019/647 Esas numaralı davada, davalının eşi tarafından müvekkiline hakaret ve tehditte bulunduğunun ispatlanmış olduğunu, böyle bir tehdide maruz kalan müvekkilinin can güvenliğinden endişe ettiği için artık kiralananda oturmasının mümkün olamayacağını, her ne kadar suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince eşinin eyleminden davalı sorumlu tutulamayacak ise de; hayatın olağan akışı gereği müvekkilinin davalının eşi tarafından tehdit edilmesi neticesinde kendisinden beklenenin korkarak kiralananı tahliye etmesi olduğunu, belirsiz süreli kira sözleşmelerinde kiraya verenin 10 yıl geçmedikçe ve fesih bildiriminde bulunmadıkça kiracıyı tahliye etmeye zorlanamayacağını, kiralananın tahliyesi haksız olarak gerçekleşmiş olup tazminat istemi için icra yolu ile tahliyenin sağlanmasının şart olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 03.08.2019 tarihinde kiralananı tahliye ettiği, davacı tarafından imzalanan 07.08.2019 tarihli belgede kiralanandaki eksiklikler sıralanarak, eksikliklerin 30.09.2019 tarihine kadar giderileceğinin belirtildiği, tüm dosya kapsamı ve özellikle 07.08.2019 tarihli tutanak nazara alındığında davacının kiralanandan iradesi dışında zorla tahliye edildiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca müvekkil tarafından düzenlendiği beyan edilen 07.08.2019 tarihli tutanağa ilişkin bir inceleme yapılmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiası ile tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112, 114, 299 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, taraflarının özgür iradeleri ile düzenlenen ve imza inkarında bulunulmayan 07.08.2019 tarihli belge ile tahliye sonrası kiralananda kiracı tarafından yapılacak işlerin belirlenmiş olmasına, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.