"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/300 E., 2015/11 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin çiftçilikle uğraştığını, 2011 yılında önceden ikamet ettiği köyünde şahsına ait arazide sulu tarım yapmak üzere artezyen kuyusu açtırdığını, suyun yetersiz kalmasından sonra elektrik tesisatının bir kısmını sökerek Hilvan ilçesine bağlı köye taşıyarak çiftçilikle uğraştığını, davalı şirket personellerinin 24.08.2011 tarihinde müvekkili hakkında kaçak tutanağı tanzim edip 46.125,38 TL tahakkuk ettirdiklerini, ceza mahkemesince yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda müvekkili tarafından tüketilen gerçek enerji miktarının 82,61 TL olduğunun belirlendiğini, bu zararı müvekkilinin 27.12.2013 tarihinde ödediğini, davalı şirkete bağlı mobil ekiplere 14.09.2012 tarihinde tahakkuk ettirilen 46.125,38 TL borcun tamamen hatalı işlemden kaynaklandığını, gerçek tüketimin yapılacak bilirkişi incelemesiyle anlaşılabileceğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, müvekkilin davalı şirkete 46.125,38 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının kısmi dava açtığını, kaçak bedelinin belli olduğunu, davacıya eksik olan harcın yatırılması için kesin süre verilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olmadığını, bu nedenle eksik harcın tamamlanmaması halinde dava açılan değer üzerinden artırılmasının mümkün olmadığını, davacının süresinde cezaya itiraz etmediğini, ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın eksik olduğunu, yeniden rapor alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup dava değerini 5.000,00 TL göstererek dava açtığı, davacının şimdilik belli bir kesim için açtığı davanın kısmi dava olduğu, kısmi davanın açılabilmesi için talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması ve talep miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olmaması gerektiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 109 uncu maddesi uyarınca talep konusunun miktarı açıkça belli ise ve taraflar arasında bu konuda herhangi bir tartışma yoksa kısmi dava açılamayacağı zira davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, dava dilekçesinin netice-i talep bölümünün incelenmesinde davacının talebinin dava edilenden daha fazla olduğu ve bunun yalnız bir bölümünün dava edildiğinin açıkça anlaşıldığı, gerekçesiyle, davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesi içeriği ve özellikle de sonuç ve istem kısmı incelendiğinde davacının davalıya 5.000,00 TL değil 46.125,38 TL borçlu olmadığının tespitinin istenildiğini, dava dilekçesindeki değerin sehven 5.000,00 TL olarak gösterildiğini, yine Mahkemece talebin açık olmadığı kanaatine varılmışsa bile bu durumda 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi uyarınca eksikliğin giderilmesi için taraflarına 1 haftalık kesin süre verilerek bu eksikliğin giderilmesinin istenilmesi aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin belirtilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin sonuç kısmında 46.125,38 TL' den borçlu olmadıklarının tespiti istenildiğinden Mahkemece bu miktar üzerinden eksik harcın 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 27 ve 30 uncu maddeleri uyarınca yatırılması için taraflarına süre verilmesi gerektiğini, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 24, 30 ve 150 inci maddeleri,
2. 492 sayılı Kanun'un 28 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu değildir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir bölümünün dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterlidir.
2. Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şarttır. Hukuki yarar; dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup, dava açıldığı anda var olmalıdır.
3. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı, davalı şirketçe düzenlenen kaçak tutanağına istinaden hakkında 46.125,38 TL borç tahakkuk ettirdiğini belirttikten sonra, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirkete 46.125,38 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, harca esas değer olarak ise fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL üzerinden dava açmıştır. Davacı tarafça menfi tespite konu edilen kaçak tahakkuk ve dava dilekçesindeki netice talep kısmı da incelendiğinde görüleceği üzere dava konusu miktar ihtilaflı olup, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olduğunun kabulü gerekir.
3. Bundan ayrı Mahkemece; davadaki uyuşmazlık konusu miktarın 46.125,38 TL olduğu açık olmakla, bu miktar üzerinden 492 sayılı Kanun'un 28 ve devamı maddeleri uyarınca harç eksikliğini gidermesi için davacı tarafa süre verilmeden, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.04.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.