Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3629 E. 2024/1837 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, sahte imza ile iradesi dışında kullandırıldığı iddia edilen kredi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk kredi sözleşmesini imzaladığı, bu kredinin ödenmeyen kısmının sahte imza ile kullandırılan ikinci kredi ile kapatıldığı ve davacının ilk kredinin ödenmeyen kısmından sorumlu olduğu gözetilerek, mahkemenin davacının tüm borçtan beri olduğu yönündeki kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasında görülen menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 2007 yılında davalı Bankanın, Ataköy Şubesinde çalışan Nevin Uğurlu'ya yardımda bulunmak maksadıyla 10.000,00 TL ihtiyaç kredisi başvurusu yaptığını, Banka görevlisi Nevin Uğurlu'nun davalı Bankadaki görevini kullanarak, iradesi dışında 20.000,00 TL kredi kullandığını, ...'nun bu kredinin 13 aylık taksitini ödediğini, geri kalan kısmı ödemeyince ilk krediyi kullanırken davacıya imzalatılan boş makbuzların ve boş A4 kağıdının kullanılarak usulsüz işlemler ve sahte imzalarla 28.04.2009 tarihinde müvekkili adına tekrar bir kredi çekilerek önceki kredinin kapatıldığını, davacının bilgisi dışında çekilen kredi tutarının 20.000,00 TL olduğunu, davalı yanca kredilerden dolayı Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2011/14419 E. sayılı dosyasından haksız icra takibi başlatıldığını ileri sürerek icra takibine konu olan iradesi dışında kullandırılan kredilerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının 28.04.2009 tarihinde 20.000,00 TL ihtiyaç kredisi kullandığını, borcun zamanında ödenmemesi üzerine 05.02.2009 tarihinde ihtar gönderildiğini, tebliğe rağmen ödenmediğinden icra takibi yapıldığını, davacının krediyi çekme iradesi gösterdiğini, bunu da 10.000,00 TL ihtiyaç kredisi kullandığını beyan ederk ikrar ettiğini, ahbaplık ilişkisi içinde bulunduğu banka çalışanı Nevin Uğurluyla iş birliği içinde Bankayı zarara uğratmaya çalıştığını belirterek davanın reddine, davacının %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 04.04.2016 tarihli ve 2016/333 E., 2016/751 K. sayılı kararıyla; bilirkişinin 28.04.2009 tarihli 20.000,00 TL'lik kredi kullandırma ve yapılandırma işleminin sahte imzalarla yapılması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönünde rapor verdiği, davacı adına ait olduğu iddia edilen imza sirkülerinin uyuşmadığı, imzaların sahte mahiyette olduğu, bu nedenle davacı aleyhine takip başlatılan Kadıköy 6. İcra Dairesinin 2011/14419 sayılı dosyasında davacı adına herhangi bir borç tahakkuk ettirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne davacının Kadıköy 6. İcra Dairesinin 2011/14419 sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.04.2016 tarihli kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.05.2019 tarihli ve 2016/30232 E., 2019/6324 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, davacının şikayeti üzerine açılan ceza dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/13 E., 2020/400 K. sayılı dava dosyası ile yapılan yargılamada zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, 13.02.2023 tarihli hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporu ile davaya konu sözleşmelerde yer alan imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, basiretli bir iş adamı gibi davranmakla mükellef olan davalı Bankanın, davacıya ait olmayan imza ile akdedilen söz konusu sözleşmeye dayanarak alacak isteminde bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının, Kadıköy 6. İcra Müdürlüğü 2011/14419 E. sayılı takip dosyası kapsamında davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporunda 31.12.2007 tarihli kredi sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği halde bu raporun dikkate alınmadığını, eldeki dosyada alınan 12.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda tüm hesaplamalar yapılarak davacının davalı bankaya borçlu olduğunun tespit edildiğini, bu iki bilirkişi raporuna göre 16.136.25 TL bedelli ana para borcunun 31.12.2007 tarihli kredinin taksiti olduğu ve kredi sözleşmesindeki imzaların davacının eli ürünü olduğunun belirlendiğini, bu borcun ödenmediğini ve davacı uhtesinde kaldığını, imzanın Adli Tıp Kurumunca incelemesi gerektiğini, son raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, dosya kapsamındaki raporda kredinin davacı tarafından makbuz karşılığında kullanıldığının sabit olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının, sahte imza ile iradesi dışında kullandırılan krediden dolayı boçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İcra ve İflas Kanunu (İİK) 72 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeye ve yukarıda yer verilen yasal mevzuata göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Adli Tıp Grafoloji Uzmanı ve emekli Bankacı bilirkişilerden alınan 13.02.2023 tarihli raporda davacıya kullandırılan 31.12.2007 tarihli kredi için alınan bilgi belge, ödeme planı ve dekontlar üzerinde yer alan imzaların davacı ...'e ait olduğu, 28.04.2009 tarihli krediye ait belgelerin ise davacı tarafından imzalamadığı davacıya ait olmayan sahte imzalar ile düzenlendiği hususlarının tespit edildiği, bilirkişilerin 12.09.2012 tarihli rapor ve 10.09.2013 tarihli ek raporunda ise davacının, 31.12.2007 tarihinde kullandığı 20.000,00 TL lik krediden 13 taksitin ödendiği, geriye kalan borcun usulsüz çekilen 28.04.2009 tarihli kredi ile kapatıldığı hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır

2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra takibine dayanak belgelerin 31.12.2007 tarihli kredi ile alakalı olmadığı, 28.04.2009 tarihli davacı tarafından imzalanmayan belgeler olduğu belirtilmiş ise de, 31.12.2007 tarihli kredinin sahte imza kullanılarak çekilen 28.04.2009 tarihli kredi ile kapatıldığından takibin 31.12.2007 tarihli krediden kalan borcu kapsadığı tartılmasızdır.

3. Davacının 31.12.2007 tarihli kredinin ödenmeyen ve usulsüz çekilen sonraki kredi ile kapatılan kısmından sorumluluğu bulunduğu halde Mahkemece bu husus gözetilmeden davacının davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.

4. O halde; Mahkemece, ek bilirkişi raporu alınarak davacının 31.12.2007 tarihli krediden kalan borcunun belirlenmesi, bu miktar düşüldükten sonra kalan miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.