"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 22.09.2013 tarihinde vefat eden ...’ın eşi olduğunu, geriye mirasçı olarak eşi davacı ..., çocukları ... ve ...’nin kaldığını, tüm çocukların annelerine miras hakları ile alacaklarını talep etmek üzere vekâletname verdiklerini, sağlığında müteveffa ...adına kayıtlı bulunan Bursa, Kestel ilçesinde bulunan iki adet arsayı satıp bedelini kendisine vermesi için akrabası olan davalıya vekâlet verdiğini ve davalının müteveffaya ait iki adet arsayı sattığını, satış bedellerinin bir kısmı ile müteveffanın yaptırdığı dairelere kombi, kombi dolabı, fırın ve ayna alıp koyduğunu, bakiye kısmı kendi uhdesinde bıraktığını ve bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL' nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının; müvekkilinin teyzesi, müteveffa ...'ın da eniştesi olduğunu, müteveffanın sağlığında müvekkili inşaat işlerinden anladığı için onunla temasa geçtiğini ve inşaatların yapım süresi içinde işlerin takibi için müvekkiline satış da dahil olmak üzere yetkiler içeren genel vekalet verdiğini, bu yetkiler kapsamında tüm giderlerin karşılanması amacıyla iki taşınmazın müteveffanın talimatıyla satıldığını, müvekkilinin ayrıca aynı mahallede bulunan kamu hizmet alanında kalan arsalarla ilgili olarak kısıtlı alan süreci oluşturduğunu, bunun sonucu bu iki arsa için düzenli olarak ödenen emlak vergilerinin ödenmemesini sağladığını, satışı yapılan iki arsadan elde edilen gelirin, müvekkili tarafından masrafların karşılanmasında kullanıldığını, müteveffaya ödeme yapıldığını ve yine müteveffanın isteği ile harcadığı zaman ve emek karşılığı olan ücretini aldığını, müvekkilinin müteveffanın verdiği yetkilerle ve onun istek ve talimatlarına göre hareket ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; 19.10.2016 tarihli, 2014/406 Esas, 2016/513 Karar sayılı karar ile; dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle taşınmazlar üzerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi heyet raporu kapsamında, taşınmazların satış bedelleri her ne kadar tapu senedinde 38.000,00 TL olarak gösterilmişse de rayiç bedellerin 168.705,00 TL olduğu, bilirkişiler tarafından davalı yanca ispat edilen masrafın 34.810,00 TL olarak tespit edildiği, bunun yanında davacı tarafın 5.000,00 TL'nin davalı tarafından davacının hesabına yatırıldığının kabul edildiği ve belediyeye muris adına yatırılan vergi toplamının 1.113,04 TL olduğunun bildirildiği, mahkemede davalının bu yöndeki beyanının doğru olduğu kanaati hasıl olduğu, sonuç olarak davalı tarafından muris adına yapılan harcama bedelinin toplam 40.923,04 TL olduğu, taşınmazların 168.705,00 TL'den yani rayiç bedelden satıldığının kabulünün gerekeceği, davalının, davacının murisine vekaleten hareket ettiği ispat edilmiş ise de taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı, dosyada böyle bir delil mevcut olmadığı, bu nedenle satış bedelinden vekillik ücreti düşülemeyeceği, davacının davalıdan talep edebileceği bedelin 127.781,96 TL olduğu, davacının davasını ıslah etmediği gerekçesiyle dava değeri olan 30.000,00 TL üzerinden davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2017 tarihli ve 2017/528 E., 2017/784 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.02.2020 tarihli, 2017/7938 E., 2020/2894 K. sayılı kararıyla; somut olayda diğer mirasçıların, anneleri olan davacıya verdikleri vekaletnamelerin, dava açılmadan önce verilmiş genel şekilde olduğu, açılan bir davaya, açıldıktan sonra verilmiş bir muvafakat olmadığı, bu durumda vekaletnamelerin de diğer mirasçıların verdiği muvafakat olarak kabulüne olanak olmadığı, mirasçıların iş bu davada taraf olmadığı ve hükmün de mirasçılardan yalnızca biri olan davacı adına kurulduğu, taraf ehliyetinin, davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gereken dava şartı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamına uyulmakla yargılamaya devam olunduğu, taraf vekillerine bozma ilamında eksikliği dile getirilen hususları ikmal etmek ve esas hakkında beyanlarını sunmak üzere süre verildiği, bozma ilamındaki eksik hususlar ikmal edilmekle, davanın kabulüne dair hüküm kurulduğu gerekçesi ile; davacının davasının kabulü ile 30.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının taraf ehliyeti olmadığını, bu davanın mirasçılardan alınacak vekalet ile usule uygun hale getirilmesine imkan olmadığını, tek mirasçının tek başına iştirak halindeki pay üzerinde tasarruf olanağı olmadığını, mahkemenin talebe konu edilmemiş mirasçılar lehine karar verme imkanı olmadığını, bozma öncesi yargılamada ön inceleme aşamasının tamamen hukuka aykırı şekilde gerçekleştiğini, müvekkilinin sözleşme aşamasından itibaren davacı murisinin taşınmazları ile ilgili gereken takipleri yaptığını, muris adına yapılan inşaatı teftiş ettiğini, gerektiğinde düzeltmeler yapılmasını sağladığını, harici alınacak ürünlerin seçimi, satın alınması, nakliyesi, taşınmazı konuları ile bilfiil ilgilendiğini, iki yıl kadar süren bu işin karşılıklı hatır ilişkisinden beklenenin üzerinde olduğunu, müvekkilin murisin adına onun işçisi gibi çalıştığını ve bu işin ücret ödenmeden yaptırılamayacağını, bilirkişi hesabında fatura ve tanık beyanlı masrafların dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda, satılan iki adet arsanın fiyat değerlendirmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacak (vekalet sözleşmesinden ve vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi.
2.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, davacı vekili Avukat ...'ın müteveffa Süleyman Aslan'ın davacı ... dışındaki mirasçıları Aysel Aslan, Aynur Karaali ve Sema Karaman tarafından adına düzenlenmiş genel vekaletnameler dosyaya sunduğu ve vekilin diğer mirasçılar adına söz konusu davaya muvafat ettiklerini beyan ettiği, böylece bozma ilamına konu usuli eksikliklerin giderildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,07.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.