Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3633 E. 2024/2904 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıp iddiasına dayalı olarak kira sözleşmesinin feshi, ödenen kira bedellerinin iadesi ve kâr kaybı zararının tazmini istemlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kiracının, sözleşme konusu taşınmazın tapu kaydı ve tesis yapımına uygunluğu konusunda gerekli incelemeleri yapmadan sözleşmeyi imzalaması ve kira sözleşmesi ile şartnamede kiraya verene tesis kurulumu ve işletimi konusunda bir yükümlülük getirilmemiş olması, ayrıca davacının kira ödeme yükümlülüğünü yerine getireceğini belirterek süre uzatımı talep etmesi ve kiraya verenin de bu talebi kabul etmesi nedeniyle davacının ayıp iddiasının yerinde olmadığı ve haklı fesihten söz edilemeyeceği gözetilerek, mahkemenin kısmi kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1080 E., 2023/337 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/92 E., 2022/238 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, davalı il özel idaresi ile ... Çayı kaynağından su şişeleme ve dolumu yapmak üzere 2886 sayılı Kanun doğrultusunda yapılan ihale neticesinde 19 Ocak 2007 tarihli 25 yıl süreli kira sözleşmesi imzaladığını, sözleşme öncesi 1 yıl içerisinde tesis inşaatına başlanacağı ve 2 yıl içerisinde de tesisin faaliyete geçirileceği yönünde davacı şirketten taahhütname ve teminat mektupları alındığını, kira bedellerinin ödendiğini, kiralananın tapu kaydı olmadığından kadastro çalışmalarının sonuçlanmasına kadar tesis inşaatına başlama izni verilmediğini, idareden süre uzatım talebinde bulunulduğunu ve Kahramanmaraş İl Genel Meclisinin 03.03.2008 tarihli ve 136 sayılı kararı ile "kadastro çalışmaları sonuçlanmasından sonra bir yıl içerisinde inşaata başlanması, iki yıl içerisinde 3 kez faaliyete geçilmesi, kiraların aksatılmaması şartıyla" süre uzatımına verilmesine karar verildiğini, şirketin kamuya güvendiğini ve ticari amaçlarla bu yeri kiraladığını, ancak kiralananın ayıplı olması nedeniyle davanın zarara uğradığını ileri sürerek; sözleşmesinin feshine, yapılan tüm masrafların ödeme tarihlerinden itibaren, ihale tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme dair kâr kaybının ihale tarihinden ve dava tarihi ile kira sözleşmesi bitim tarihi arasındaki döneme ilişkin kâr kaybının ise dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 03.11.2014 tarihli dilekçesi ile Muhakemat Müdürlüğünün davaya dahilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Kahramanmaraş İl Özel İdaresi vekili, davalı idarenin tüzel kişiliğinin mevzuat değişikliği doğrultusunda 30.03.2014 tarihi itibariyle sona ereceğini, tüzel kişiliği sona ereceğinden davacı veya davalı olduğu davalar ile alacaklı veya borçlu olduğu icra takiplerine taraf olunamayacağını, dosyanın takibinin 30.03.2014 tarihi sonrası Kahramanmaraş Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü (Hazine) tarafından yapılacağını belirterek, Hazinenin davaya taraf kabul edilerek yazışmaların Hazine ile yapılmasını istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili; İl Özel İdarelerince kiraya verilmesine ilişkin yetkinin 30.03.2014 tarihinden sonra hangi kurum tarafından kullanılacağına ilişkin olarak 6360 sayılı Kanunda açık bir hüküm bulunmadığını, kaynak suyu ve arıtma sonunda üretilen suları pazarlama yetki ve görevinin Büyükşehir Belediyelerine verildiği hususu göz önünde bulundurulduğunda kiralama yetkisinin de Büyükşehir Belediyelerine ait olduğunu, davanın yersiz olduğunu savunarak reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 23.07.2009 tarihinde kadastro çalışmasının bitip kesinleştiği, davalı tarafın kendisinden kaynaklanan eksikliği giderip davacı tarafa teslime ilişkin ihbarda bulunması gerektiği, davacının da sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği 29.03.2012 tarihine kadar geçen yaklaşık iki buçuk yıllık sürede kadastro çalışmalarının akıbetini en azından öğrenmek için bir girişimde bulunması ve sözleşme gereğince ödemelerini yapmaya devam etmesi gerektiği, her iki tarafın bu sebeple kusurlu olduğu, davalı tarafça sözleşmenin ödemelerin yapılmaması ve kararlaştırıldığı üzere tesis inşaatına başlanmaması nedeniyle feshedildiği, bu sebeple fesih talebine ilişkin hüküm kurulmadığı, davacının menfi zararının ödediği 275.304,27 TL asıl 10.846,28 TL gecikme zammıyla birlikte toplamda yaptığı 286.150,55 TL kira ödemesi kadar olduğu, davalı tarafın tacir, dava konusu işin de ticari iş olmadığı, gecikme zammı bakımından faize faiz işletilemeyeceğinden faizsiz tahsil edilmesi gerektiği, davacı kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat edemediğinden ve tesis inşaatı şartını yerine getirmediğinden müspet zarar niteliğindeki kar mahrumiyeti talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 17.01.2007 tarihinden 10.07.2012 tarihine kadar 275.304,27 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline, 17.01.2007 tarihinden 10.07.2012 tarihine kadar işlemiş olan 10.846,28 TL gecikme zammının faiz işletilmeksizin tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; kiralananın ayıplı olması nedeniyle mahrum kalınan kâr talebinin kabulü gerektiğini, kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; sözleşme il özel idaresiyle yapıldığından husumet itirazları olduğunu, davanın tarafının Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile buna bağlı kuruluş olan Kahramanmaraş Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü olduğunu, ödenen kira bedellerinin iadesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kiralananın ayıplı olmadığını, sözleşmeye konu faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bir engel bulunmadığını, aksine davacının üzerine düşen hiç bir yükümlülüğü yerine getirmediğini, sözleşmenin davacının kusuru sebebiyle fesih edildiğini ileri sürerek, kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ayıp iddiasına dayalı olarak kira sözleşmesinin feshi, ödenen kira bedellerinin iadesi ve kâr kaybı zararının tazmini istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 299 ve devamı maddeleri

2.6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6762 sayılı Kanun) m. 20

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki bilgi ve belgelere, karardaki gerekçelere, 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la Kahramanmaraş İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 30.03.2014 tarihi itibariyle sona ermesine ve tasfiye komisyonunca eldeki dosyanın Hazineye devredilmesine karar verilmesine göre; davacının tüm, davalının ise husumete yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Davacı ile tüzel kişiliği son bulan Kahramanmaraş İl Özel İdaresi arasında 19.01.2007 tarihli ve 25 yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış, kiralananın "... çayı kaynağından şişeleme su yeri" olduğu belirtilmiş, sözleşme süresinin noterde tasdik edildiği tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiş ve hususi şartlar bölümünün 3 üncü maddesinde sözleşmenin ekinde yer alan 46 maddelik şartnameye göre yapıldığı ifade edilmiştir. Şartnamenin (33) maddesinde "Kaynak suyunun alınması tesis vapılması ve tesise görürülme tesiste üretilen suyun piyasaya arzı ile ilgili iş ve işlemlerinde özel ve tüzel kişiler, kurum/ kuruluşlar ile kiracı arasında meydana gelebilecek sorunlar ve ihtilaflarda İl Özel İdaresi taraf değildir." hükmüne, 37 nci maddesinde ise suyun kesinlikle şişeleme tesisinde ve içme suyu amaçlı kullanılacağı, bir yıl içinde tesis inşaatına başlanacağı ve 2 yıl içinde faaliyete geçirileceği düzenlenmiş ve buna dair taahhüt alınmıştır. Şartnamenin (43) maddesinde sözleşme ve şartname hükümlerine aykırılığın fesih nedeni olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda davacı şirket, 17.01.2008 tarihli dilekçesi ile bölgede henüz sonuçlanmamış olan kadastro çalışması sebebiyle oluşan gecikmenin makul bir neden sayılarak ve üzerlerine düşen sorumluluğun dışında gelişen bir neden olduğu göz önüne alınarak tesis inşaatına başlama süresinin kadastro çalışmasının kesinleşmesine kadar sürmesi hususunda taraflarına süre verilmesini talep etmiş, kira taksitlerinin ödenmesi ile ilgili sorumluluğu aynen yerine getirmeye devam etmeyi taahhüt etmiştir. Kiraya veren idarece 03.03.2008 tarihli kararla kiraların aksatılmaması şartıyla talep doğrultusunda sürenin uzatılmasına karar verilmiştir. Bölgede 23.07.2009 tarihinde kadastro çalışmaları kesinleşmiştir. Kiraya veren idarece 29.03.2012 tarihli yazı ile 2010-2012 yılları kira bedelleri ödenmediğinden ve sözleşme ile şartname hükümleri yerine getirilmediğinden kira sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiştir.

3. Davacı kiracı şirket, tüzel kişi tacir olup sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi uyarınca ticarî işletmesini ilgilendiren hususlarda sözleşme yaparken ve bu sözleşmeler gereğince meydana gelen borçlarını ifa ederken, bu yükümlülüğe uygun davranmalıdır.

4.Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde tacir olan davacı kiracının basiretli davranmakla yükümlü altında faaliyet alanı içinde kaldığı anlaşılan iş bakımından sözleşme öncesi ve sonrasında basiretli davranmadığı, tapu kayıtları ile taşınmazın tesis yapımına uygun olup olmadığını konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapmadığı, kiralanan suyun içme suyu olarak kullanılması ve tesis kurularak faaliyete geçirilmesinin kiracıya yüklenen bir yükümlülük olması nedeniyle bu hususta taahhütname alındığı, kira sözleşmesi ve şartnamede kiraya verene tesisin kurulması, işletilmesi vs. gibi hususlarda bir yükümlülük yüklenmediği ve özellikle kiracının bu doğrultuda 17.01.2008 tarihli dilekçesi ile kira bedellerini ödeme yükümlülüğünü yerine getireceğini belirterek tesis inşaası ve faaliyete geçirilmesi süresinin uzatılmasını talep ettiği, kiraya verenin de 03.03.2008 tarihli kararla kira bedellerinin ödenmesi şartıyla süre uzatımı talebini kabul ettiği ve sözleşmenin bu şekilde devam ettirildiği anlaşılmakla davacı kiracının ayıp iddiasının yerinde olmadığının ve ayıba dayalı haklı fesihten söz edilemeyeceğinin kabulü gerekir.

5.O halde İlk Derece Mahkemesince; yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.