Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3636 E. 2024/3525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Reşit olmayan çocuğun attığı taşla bir başkasını yaralaması nedeniyle açılan tazminat davasında, çocuğun ve velisinin haksız fiil sorumluluğunun kapsamı ve tespit edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının maluliyet oranı ve maddi tazminat hesaplamalarına ilişkin raporların hüküm kurmaya yeterli olduğu, hükmedilen manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, davalılar vekilinin temyiz itirazları reddedilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/130 E., 2023/650 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Datça Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/316 E., 2022/246 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 12.00'de Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacılardan ..., ... ve ...'in, diğer davacılar ... ve ...'in küçük çocukları; davacılar ..., ... ve ...'in ise reşit çocukları olduğunu, 07.01.2014 tarihinde davalılar ... ve ...'in çocuğu olan davalı ...'in attığı taş nedeniyle davacı ...'ın sol gözünün sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde ve yüzde sabit iz kalacak şekilde yaralandığını, bu haksız fiil eyleminden dolayı davalı ...'den şikayetçi olduklarını, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalının beraatine karar verildiğini, haksız fiilin meydana gelmesinde davalı ...'in kusurlu, davacı ...'ın ise kusursuz olduğunu, ...'ın tedavisinin kaza tarihinden bu yana sürdüğü gibi ne kadar daha süreceğinin belli olmadığını, davacının tedavisi, ulaşımı, konaklaması, bakımı vs. için birtakım zorunlu masarflar yapıldığını, davacıların maddi ve manevi telafisi güç zararlara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının yaşına, aktif ve pasif dönem yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalının kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, tedavi giderleri, ulaşım giderleri, konaklama giderleri, işgücü kaybı vs. tüm maddi zararları için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile ... için 50.000,00 TL, diğer davacıların herbiri için 5.000,00'er TL olmak üzere toplam 85.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25.07.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 397.493,24 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'ın davalı ...'in zararlandırıcı eylemi sonucunda yaralandığı, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 16.02.2022 tarihli raporunda davacının iş göremezlik süresi sonundan itibaren (E) cetveline (yaşına) göre %32,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, iş göremezlik süresi içerisinde 1 ay süreyle bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği, başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı görüşünün bildirildiği, hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise davacının gerçekleşen olay nedeniyle geçici iş göremezlik zararının 3.062,67 TL, sürekli iş göremezlik zararının 997.650,89 TL, toplam yol masraflarının 1.806,00 TL, bakım giderinin net 1.106,70 TL olduğu görüşünün bildirildiği, taleple sınırlılık ilkesi nazara alındığında davacı ...'ın geçici iş göremezlik zararı için 2.297,01 TL, sürekli iş göremezlik zararı için 390.177,23 TL, bakım gideri için 1.106,70 TL, yol masrafı için 1.806,00 TL olmak üzere toplam 395.386,94 TL maddi tazminat talebinde bulunabileceği, manevi tazminat talebine ilişkin olarak dava konu olayın özellikleri göz önüne alındığında hakkaniyete uygun tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacılardan ... için 395.386,94 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi, ... ve ... yönünden ayrı ayrı 3.000,00'er TL, ..., ..., ..., ... ve ... yönünden ayrı ayrı 1.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; zarar gören davacı ...'ın karar tarihine yakın klinik durumunun tam olarak saptanamadığını, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunun 01.07.2020 tarihli raporunda; küçüğün henüz gelişim çağında olduğu, erişkin döneme ulaştığında klinik durumda değişiklik meydana gelebileceği, bu durumda maluliyet durumunun da değişebileceği belirtilmek suretiyle, küçüğün erişkin dönemde görebileceğine vurgu yapıldığını, davacının 2026 yılında 20 yaşında olacağını, bu yaşa geldiğinde belki de görme kaybının tamamen ortadan kalkacağını, maluliyet oranının sıfırlanacağını, meslekte kazanma gücü kaybı kalmayacağını, ihtisas kurulunun davacının erişkin çağına ulaştığında klinik durumunda değişiklik olabileceğini ifade ettiğini, ancak bu ihtimalin maluliyet oranını, buna bağlı olarak meslekte kazanma gücü kaybı oranını hangi oranlarda etkileyebileceğini ifade etmekten kaçındığını, bu hususun açıklattırılması gerektiğini, hakkaniyete uygun kararın davacının ergin çağına ulaşmasından sonra verilebileceğini, kaldı ki davacının sol gözünün kısmen gördüğü hususunda sosyal ortamlarda kendi beyanları bulunduğunu, buna rağmen sol gözde tam görme kaybı teşhisinin hatalı olduğunu, bu hususta davacının tekrar muayene edilmesi gerektiğini, itirazları üzerine tanzim edilen İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunun 16.02.2022 tarihli raporunda itirazlarının değerlendirilmesi bir tarafa yukarıda belirtilen mütalaanın yer almadığını, bu sebeple kurulun raporları arasında çelişki doğduğunu, ayrıca Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 16.02.2022 tarihli raporunu imzalayan kurul üyelerinden 3 kurul üyesinin önceki raporun tanziminde yer almadığını, ancak bu 3 kurul üyesinin göz hastalıkları konusunda ihtisasları bulunmadığını, raporda adli tıp uzmanı olarak yer aldıklarını, her ne kadar beraat kararlarının hukuk mahkemelerini bağlamayacağı düşünülse bile, ceza mahkemelerinin beraat kararında tespit ettiği vakıalarla hukuk mahkemelerinin bağlı olduğunu, davalılara kusur atfedilmesinin doğru olmadığını, davalıların gözetimi altında bulunan küçük ...’in vazgeçilmez oyun oynama hakkı kapsamında kalan ve genellikle tehlike yaratmayan bir oyun oynaması sırasında beklenmedik bir davranıştan doğan zarardan sorumlu tutulmamaları gerektiğini, küçük ...'in ifadesi alınırken Mahkemece pedagog veya sosyal hizmet uzmanı hazır bulundurulmadığını, 5 yaşındaki çocuğun ifadesi esas alınmak suretiyle kusur yönünden kanaat oluşturulmasının kabul edilemeyeceğini, dinlenen davalı tanıklarının anlatımlarında, önce davacı ...'ın davalı ...'e taş attığı, sonrasında canı yanan ...'in de karşılık verdiğinin belirtildiğini, bu yönden en azından kusurun karşılıklı olduğu hususunun kabul edilmesi gerektiğini, yine davacı anne babanın da küçük ...'ı tek başına ve korumasız bir şekilde sokağa bırakmaları sebebiyle kusurlu sayılmaları ve tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun sağlıklı olmadığını, çocuğun 18 yaşına kadar çalışmayacağı ve ailesi tarafından bakılacağı gerçeğinin ve çocuğun askere gitmesi durumunda da çalışmayacağının değerlendirilmediğini, tüm sağlık giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmış olmasına rağmen bakım gideri hesap edilmesinin ve 18 yaşından sonra aktif çalışma dönemi sonuna kadar yapılan hesaplamada asgari geçim indirimi dahil asgari ücret hesaba katılmış olmasının da doğru olmadığını, ulaşım giderlerinin de dava konusu olay ile ilgili olup olmadıkları irdelenmediğini, hükmedilen maddi tazminatın fahiş olduğunu, yine tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırma sonuçları dikkate alındığında hükmolunan manevi tazminat miktarları da oldukça fahiş olup, küçük çocuğun kardeşlerine manevi tazminat takdir edilmesinin de olayın özelliğine göre doğru olmadığını, aynı anda hem babanın hem de annenin aile başkanlığının (birlikte başkanlığının) kabul edilmediğini, aksi savunulmadığına göre; kural olarak bu olayda baba dışarıda olduğundan dolayı annenin sorumlu olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, o halde davalı baba hakkındaki davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ceza dosya kapsamından ve İlk Derece Mahkemesince toplanan delillerden davalılar ... ve ...'in oğlu olan diğer davalı ...'in olay günü Datça İlçesi ... Köyünde bulunan ve ailesi ile birlikte yaşadığı evden, o sırada mutfakta olan davalı ...'ün yanından ayrılarak dışarı çıktığı ve yerden aldığı taşı davacı ...'a doğru attığı, atılan taşın davacı ...'ın sol gözüne isabet ettiği, davacının belirlenen maluliyet oranları arasında esasen çelişkili olmadığı, Mahkemece maluliyet oranının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi raporuna göre hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, keza davacının yetişkinlik yaşında durumunda değişiklik olabileceğine ilişkin varsayımsal değerlendirme bağlayıcı olmayıp, her olayda ileride ortaya çıkabilecek gelişmelere göre değişme ihtimali az ya da çok olabileceğinden uyuşmazlığın çözümünün belirsiz bir vadeye bağlanmasına yol açabilecek böyle bir ihtimalin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin beklenmesinin, davaların makul sürede bitirilmesine yönelik adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturacağı, davacı ...'ın %32,3 oranında malul olduğu ve 4 aylık iyileşme süresi baz alındığında hak etmiş olduğu geçici iş göremezlik tazminatının 3.062,67 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 997.650,89 TL, toplam yol masraflarının 1.806,00 TL olduğu hesaplanmış olup İlk Derece Mahkemesice taleple bağlılık ilkesi uyarınca 395.386,94 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, küçüğün annesinin yanından ayrılarak taşı davalı ...'ın gözüne atarak yaralaması, davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermediklerinin bir kanıtı olduğunu, olayın gerçekleşme yeri, zamanı, yaralanma düzeyi, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması, tarafların sosyal ekonomik durumları, hak ve nesafet kaideleri birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen tazminatların beklenen manevi tatmin için fazla olmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca istinaf mahkemesinin davacının adil yargılanma hakkı beklentisini gözetirken, davalının adil yargılanma hakkı hususundaki beklentisini göz ardı ettiğini, raporlar arasında çelişki bulunmasına rağmen çelişki olmadığı yönündeki tespitin doğru olmadığını, davacının fiili durumuna ilişkin araştırma taleplerinin göz ardı edildiğini, oysa davacının karar tarihine yakın klinik durumunun tespiti gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, reşit olmayan çocuğun haksız eylemi nedeniyle, haksız fiil hükümleri uyarınca davalı çocuk ile ev başkanının sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369 uncu maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, davacının maluliyet oranı tespiti ile maddi tazminat tutarının belirlenmesine ilişkin raporların hüküm vermeye yeterli bulunmasına, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyet ilkesi gereğince yerinde olmasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.