Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3656 E. 2024/1981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman yangını sebebiyle oluşan zararın yangını çıkaran küçük ile velisi anne babadan tahsili davasında, idarenin kusur oranının tespiti ve harç istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olması ve davacı idarenin yasal olarak harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalılar Mesut, Doğukan, Yunus ve İbrahim'in Erzurum Palandöken Dağı Sultan Seki sırtlarına gezmek amacıyla çıktıklarını, üşümeleri üzerine ısınmak amacıyla yaktıkları ateşin, yangına sebebiyet verdiğini, sonrasında yangının belediye tarafından söndürüldüğünü, yangın sonucu 25 hektarlık sarıçam ormanı ve orman toprağının yandığını, davalılar hakkında açılan ceza dosyasının halen derdest olduğunu, çıkan yangın nedeniyle kurumun zarar gördüğünü ileri sürerek; 12.390,00 TL fidan zararı, 172.000,00 TL ağaçlandırma gideri ve 7.367,20 TL yangın söndürme gideri olmak üzere toplam 191.757,20 TL idare zararının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davalılar Mesut ile annesi Zahide ve babası ... yönünden dava tefrik edilerek, işbu dosya kapsamında davaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 03.11.2015 tarihli ve 2015/76 E. 2015/503 K. sayılı kararla; haksız eylem hukuksal temeline dayalı olarak, küçüğe velayeten anne ve babaya karşı açılacak davada, Aile Mahkemesinin görevli olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesini görevli olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 25.01.2018 tarihli ve 2016/13188 E., 2018/741 K. sayılı ilamla; eldeki davada 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369 uncu maddesinin uygulanacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 26.01.2021 tarihli ve 2018/124 E., 2021/20 K. sayılı kararla; davalı baba ... ve davalı anne Zahide'nin çocuğun yaşı büyüdükçe gözetiminin güçleşeceği ve her daim 16 yaşında bir çocuğun yanında bulunamayacakları, ortaya çıkan gözetim güçlüğünün sorumluluğun belirlenmesinde gözardı edilemeyeceği, meydana gelen zararın davalı anne ve davalı babanın ev başkanı sıfatından kaynaklanan sorumluluğunu gerektirdiği yönündeki iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı, aile başkanının ailevi, sosyal ve fiziki durumu dikkate alındığında dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceği, davalı ...'un kesinleşmiş ceza dosyası kapsamına göre, taksirle orman yangınına sebebiyet vererek zarardan sorumlu olduğu, olayın oluş şekline göre %20 oranında takdiri indirim yapılması gerektiğinden bahisle; davalı ... ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden kısmen kabul ile 148.722,56 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan Mesut vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 06.10.2021 tarihli ve 2021/5624 E., 2021/9596 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, Mahkemece, davalı anne ve babanın, ev halkından olan küçüğün meydana getirdiği zarardan, ev başkanı sıfatıyla kusursuz sorumlu oldukları dikkate alınarak, oluşan zarar miktarından sorumlu tutulmaları gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, Mahkemece, davacı idarenin yangına müdahalesine yönelik görev ve sorumluluklarını yerine getirip getirmediği, müterafik kusurlu olup olmadığı hususunda konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan (orman ve elektrik mühendislerinden oluşacak şekilde) rapor aldırılması, davacı idarenin müterafik kusurlu olduğunun belirlenmesi halinde ayrıca olayın oluş şekline göre takdiri indirim yapılması hususu birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de; davalı anne ve babanın kendilerine asaleten, çocukları Mesut adına velayeten verilen vekaletname ile yargılamada vekil ile temsil edildikleri, davalı ...’un yargılama sırasında ergin olduğu anlaşılmakla, mevcut vekili ayrıca görevlendirmek suretiyle, usuli sorunu ortadan kaldırabileceği açıklanarak, bu yönden kendisine imkan tanınması suretiyle yargılamaya devam edilmemiş olmasının da doğru görülmediği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı anne-babanın ev başkanı olarak oluşan zarardan, kusursuz olarak sorumlu bulundukları, davalıların alışılmış şekilde, durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle çocuğu gözetim altında bulundurduklarını, dikkat ve özen göstermeleri halinde dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceklerini ispat edemedikleri, kesinleşmiş ceza dosyası kapsamı ile davalı ...'un 08.11.2011 tarihinde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak taksirle orman yangınına sebebiyet verdiğinin sabit olduğu, Mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarının ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu ile uyumlu olduğu, raporlar arasında herhangi bir çelişki bulunmadığı, davacı idarenin yangına müdahalede görevini yapmasına karşılık yangına sebebiyet veren kurumuş otların temizlenmesi işinin yapılmadığı, yangının meydana gelişi, olayın meydana geldiği tarih, yanan orman sahası alanına göre davacı idarenin yangına müdahale hızı ve etkinliği, yangının yayılmasına sebebiyet veren çevresel faktörler ve hava koşulları, olay tarihinde reşit olmayan davalının yangını söndürmedeki gayreti, eylemin özen eksikliği nedeniyle taksirle işlenmesi hususları dikkate alınarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 16/2 ve 343 ncü maddeleri ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun, 43 üncü maddesi uyarınca uygun tutarda bir indirim yapılması gerektiği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 112/1-B maddesi uyarınca fidan zararının misli ile tazmin ettirileceğine ilişkin hükmü dikkate alınarak 3.268,00 TLx2=6.536,00-TL fidan zararı, 172.000,00 TL ağaçlandırma gideri ve 7.367,20 TL yangın söndürme gideri olmak üzere toplam 185.903,20 TL'lik maddi zarardan, davacı idarenin %50 oranındaki müterafik kusuru tenkis edildiğinde meydana gelen orman yangını sebebiyle ortaya çıkan zararın 92.951,60 TL olduğu, olay tarihinde davalı ...'un henüz reşit olmaması, taksirli oluşu, yangını söndürmeye yönelik çabalarının bulunması, yangın emniyet şeritlerinin önceden açılmamış olması, yangın haberinin alınması ile kontrol altına alınması arasındaki 17,5 saatlik uzunca bir sürenin geçmesi, davacı idarenin yangına müdahalesine yönelik görev ve sorumluluklarını yerine getirmesinde eksikliklerinin bulunduğu göz önüne alınarak %20 oranında takdiri indirim yapılması gerektiği, 92.951,60 TL'lik olan %20 taktiri indirim yapıldığında davacı idarenin zararının 74.361,28 TL olduğu, meydana gelen zararın haksız fiilden kaynaklı olması sebebiyle olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 74.361,28 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; hükme esas alınan raporda yangının 17,5 saat gibi bir sürede kontrol altına alındığı ifadesine yer verilse de bunun gerçeği yansıtmadığını, yangının çok daha erken sürede konrol altına alındığını, hükme esas alınan raporda yangın emniyet şeritlerinin önceden açılmadığından bahsedildiğini, bu tespitin hatalı olduğunu, kök raporda yangının çıkarılmasından davalıların birinci derecede sorumlu olduklarının belirtildiğini, müterafik kusur yönündeki tespite iştirak etmediklerini, bilirkişilerce yangının çıkarılmasından davalıların birinci derecede sorumlu oldukları tespit edildikten sonra kusur oranının %50 olarak iki tarafa bölüştürülmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğunu, kök rapordaki değerlendirmeye iştirak ettiklerini, ek raporda yangını çıkaran davalılara daha fazla kusur izafe edilmesi gerektiğini, bozma ilamı öncesinde Mahkemece %20 takdiri indirim uygulandığını, bozma sonrası yapılan yargılamada bilirkişi raporuna istinaden taraflara %50 şer kusur izafe edilerek zarar miktarının bu kusur oranı üzerinden tespit edildiğini, ancak Mahkemece bozmadan önceki %20 takdiri indirim yanında ikinci kez %50 indirim daha yapılarak toplamda %70 indirim yapılarak kamu zararının çok düşük belirlendiğini, harçtan muaf olmalarına rağmen aleyhlerine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili; davacı idarenin tam kusurlu olduğunu, davalı ...'un olay tarihinde 16 yaşında olduğunu, sınırlı ehliyetli olup zarardan sorumlu tutulamayacağını, takdiri indirimin daha yüksek olması gerektiğini, yangına geç müdahale eden davacı idarenin zararın artmasına neden olduğunu, zarar görenin kusurunun hakimin tazminata hiç hükmetmemesine de neden olabileceğini, reddedilen kısım üzerinden lehlerine 17.310,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bunun altında olan 15.808,90 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davalılar Zahide ve ... yönünden bozma ilamı sonrasında usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen bunun nazara alınmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, orman yangını nedeniyle oluşan zararın, yangına sebebiyet veren davalı küçük ile ev başkanı olan davalı anne ve babadan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; her ne kadar bozma ilamı sonrasında bilirkişi kurulundan kök ve ek rapor alınıp, ek raporda davacıya izafe edilen %50 müterafik kusur oranına itibar edilerek değerlendirme yapılmış ise de, hükme esas alınan söz konusu 01.02.2023 tarihli ek bilirkişi raporu ve 05.12.2022 tarihli kök raporda orman alanında yangının çıkarılmasından davalıların 1. derecede sorumlu olduklarının belirtildiği de dikkate alındığında, davalıya %50 oranında kusur izafe edilmesi, raporun kendi içinde çelişkili olduğunu göstermektedir. Bu itibarla Mahkemece; dosyanın alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle, meydana gelen yangında davalıların 1. derecede sorumlu oldukları, davaya konu orman yangınının çıktığı alanın konum olarak zor ulaşılabilecek bir noktada olması, orman idaresi çalışanlarının o esnada başka bir mevkide görevli oldukları yönündeki beyanları, dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler de yeniden değerlendirilmek suretiyle, davacı idarenin müterafik kusur oranının belirlenmesi gerekirken, kendi içerisinde çelişkili bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2. Kabule göre de; 28.04.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 33 üncü maddesi ile 31.10.1985 tarihli ve 3234 Sayılı ... Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye "Genel Müdürlük, 02.07.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kağıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır." fıkrası eklenmiş olup, anılan hüküm uyarınca davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmiş olması da yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.