"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin 1158 ada 27 parsel üzerinde kayıtlı arsa üzerinde arsa sahipleri ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde B blok 2 nolu, D blok 4 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin şirkete düştüğünü, anılan taşınmazlarla ilgili iş ve işlemlerin yürütülmesi için arsa sahipleri tarafından, yüklenici davacı şirket yetkilisi ile birlikte aynı zamanda şirket yetkilisinin ablasının eşi olan davalıya vekaletname verildiğini, davalının anılan taşınmazları 15.01.2013 tarihinde dava dışı 3. kişilere sattığı ve satış bedelini davacı şirkete ödemediğini ileri sürerek, dava konusu olan 1158 ada 27 parselde bulunan B Blok 2 nolu bağımsız bölüm ile D blok 4 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki rayiç değerinin tespit edilerek şimdilik 300.000,00 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.01.2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen toplam tazminat miktarını 935.000,00 TL ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının, davaya konu bağımsız bölümleri satarak, bedellerini davacıya ödediğini, ödemelerin ticari defterlerde, muhasebe kayıtlarında ve vergi dairesi kayıtlarında yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını, bu durumun şirketin 2013 yılı ticari defterlerinden anlaşılacağını, ayrıca davaya konu B blok 2 nolu daire ve D blok 4 ve 8 nolu dairelerin satışına ilişkin olarak davacı ile davalı arasında fesih ve ibra protokolü yapılmış olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2019 tarihli ve 2015/621 E., 2019/162 K. sayılı kararı ile; Muğla 4. Noterliğinin 01.11.2011 tarihli ve 10065 yevmiye numaralı vekaletnamesi uyarınca arsa sahipleri tarafından davalı ... Beşkardeş'e dava konusu taşınmazları da kapsayacak şekilde satış yapma ve satış bedellerini alma yetkisi verilmiş olduğu, davalının 15.01.2013 tarihinde dava konusu taşınmazları 3. şahıslara 100.000,00 TL bedelle devretmiş olduğu, davalının satış bedellerini davacı şirkete ödediğini savunduğundan ödemeye ilişkin iddianın davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği, şirketin defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalının davacı şirkete borçlu olduğu, davalı taraf zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de, zamanaşımı sürelerinin dolmadığı, davalı gerçek değerinden düşük bedelle satış yaparak, satış bedelini zamanında ve eksiksiz olarak davacıya ödenmediğinden vekalet görevini kötüye kullanmış olmakla, taşınmazların dava tarihindeki rayiç değerleri üzerinden belirlenecek olan bedelleri davacı şirkete ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu her üç taşınmaz yönünden tespit edilen toplam 935.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 25.11.2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ticari faiz talebinin reddine, davalı vekilinin zamanaşımı ve takas def'i taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince '... davacının, vekil olan davalının, taşınmazları gerçek değerinin altında bir bedelle sattığını da ileri sürdüğünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığının saptanabilmesi için, taşınmazın satış işleminin yapıldığı tarihteki değeri gözönünde tutulması gerekirken, dava tarihindeki değer yönünden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu, davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığından ve açıkca yemin deliline dayandığından yemin teklifi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamanın yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın yemin davetiyesi üzerine yemini eda ettiği, davacının ıslah talebi de nazara alınarak 771.775,06 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, her üç taşınmaz yönünden toplam 771.775,06 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini, davanın hukuki değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, davanın yasal dayanağının TBK 502 ve devamı maddelerine uymamakta olup, davada vekâlet görevinin kötüye kullanılmasına dair ileri sürülen bir delil de bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an bile satış bedelinin düşük olduğuna kanaat getirilse dahi, davalı şirketin yapmış olduğu binadaki diğer daireleri de aynı fiyattan satmış olduğunu, taraflar arasındaki Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyasında satışa konu dairenin de aynı parselde bulunduğunu, satış bedelinin aynı şekilde 100.000,00 TL olduğunu, vekâletin kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacının ıslah ile talep ettiği kısım bakımından alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu bağımsız bölümler satış tarihinde tamamlanmamış olduğundan, değerlerinin belirlenmesinde de eksik ve hatalı inceleme yapıldığını, cevap dilekçesini ıslah ederek bulundukları takas def'inin gerekçesiz olarak reddedildiğini, davacının ticarî defterlerinin sahteliği konusunda yargılama aşamasında ileri sürdükleri iddialarının incelenmediğini, isticvap, yemin ve tanık delillerinin dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı yanın hesap verme yükümlülüğünü davanın açıldığı 25.11.2015 tarihinden önce yerine getirdiğini ispat edemediğinden, davanın açıldığı tarih ile ıslah dilekçesinin sunulduğu 07.01.2019 tarihi arasındaki süre dikkate alındığında ıslahla arttırılan kısmın zamanaşımına uğradığından da bahsedilemeyeceği, dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; vekilin hesap verme yükümlülüğü uyarınca satışı yapılan taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Vekâlet Sözleşmesi" başlıklı 502 nci, "sadakat ve özen gösterme" başlıklı 506 ncı, "Hesap Verme" başlıklı 508 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle taşınmazların davalı vekil tarafından satışının gerçekleştirildiği, vekaleten satışı gerçekleştirilen taşınmazların satış bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, Mahkemece, davaya konu taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedeli üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuki isabetsizlik bulunmadığı hususlarının anlaşılmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.