"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının TPAO Genel Müdürlüğünde kapsam dışı personel statüsünde uzman olarak görev yapmakta iken 60 yaşını doldurduğu gerekçesiyle 26.07.2006 tarihinde re'sen emekliye sevk edildiğini, davacının işlemin iptali için açtığı davada verilen yürütmenin durdurulması kararı üzerine 31.12.2010 tarihinde kamu görevine iade edildiğini, kesinleşen Ankara 2. İdare Mahkemesinin 19.09.2012 tarihli ve 2012/1170 E., 2012/1694 K. sayılı kararı ile de re’sen emekliye sevk işleminin iptaline ve parasal haklarının da faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiğini, davalı Kurumun kazandığı iptal davasını davacı aleyhine uygulayarak usulüne göre emekli olduğu 15.07.2006 - 31.03.2011 tarihleri arasında ödenmiş aylık ve ek ödemeler nedeniyle borç çıkardığını, 99.283,31 TL'yi 31.03.2011 tarihinde ödediğini, 6552 sayılı Kanun'un 64 üncü maddesi gereği davacının dava açmadan önce davalı Kuruma başvurduğu halde herhangi bir sonuç alamadığını, bu sebeple ödenen bedelin tahsili için takip başlatıldığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe yapılan itirazın iptali ile ödemenin yapıldığı 31.03.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmek sureti ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının özlük haklarının re’sen emekliye sevk işleminden itibaren mahkeme kararı ile birlikte iadesine karar verildiğini, dolayısıyla 15.07.2006 – 31.12.2010 tarihleri arasında mükerrer ödemeye sebebiyet veren bedellerin davacıdan geri alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Davanın açıldığı iş mahkemesince verilen kararın görev yönünden bozulması ve bozma sonrasında verilen kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği Mahkemenin 30.01.2020 tarihli ve 2019/658 E., 2020/113 K. sayılı kararıyla; davacının re’sen emekliye sevk edilmesi sebebi ile 15.07.2006 tarihinde aylık bağlanmasına karar verildiği, davacının emekliye sevk işlemine karşı Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2012/1170 E. sayılı dosyasında açtığı davanın kabul edilmesi sonucunda davalı Kurum tarafından tekrar işe başlatıldığı, işyeri tarafından yatırılması gereken keseneklerin intikali neticesinde ise davalı Kurum tarafından aylık bağlama işlemi iptal edilerek 15.07.2006-31.03.2011 tarih aralığında ödenen 99.283,31 TL'lik yaşlılık aylığının davacıdan talep edildiği, davacı tarafından bu tutarın 31.03.2011 tarihinde ödendiği, davacının yersiz ödemenin çıkartıldığı devre olan 15.07.2006-31.03.2011 tarih aralığında emekli aylığı ödenmesine ilişkin koşulları sağlamış olması sebebiyle yasal şartlara uygun olarak gerçekleşen yaşlılık aylığı tahsis işleminin davalı tarafından geçersiz sayılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple davacı tarafından yapılan ödemenin davalı açısından sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibe yapılan itirazın asıl alacak tutarı olan 99.283,31 TL yönünden iptali ile işlemiş faiz talebinin takip tarihinden itibaren yeniden hesaplanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 17.02.2022 tarihli ve 2021/9276 E., 2022/1210 K. sayılı ilamıyla; ''..Somut olayda; Mahkemece davacının 15.07.2006-31.12.2010 tarihleri arasında emekli statüsünde olduğu, dolayısıyla kendine ödenen maaşların koşulunu sağladığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, re’sen emekliye sevk işleminin iptaline karar verildiği ayrıca kararda davacının re’sen emekliye sevk edildiği tarihten itibaren özlük haklarının iadesine karar verildiği dolayısıyla 15.07.2006-31.12.2010 tarihleri arasında çalışan kişi gibi tüm alması gereken haklarının kendisine iade edildiğinin anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece; idare mahkemesi kararında emeklilik işleminin iptaline karar verilmekle davacının emekli sıfatının artık bulunmadığı, dolayısıyla emekli maaşı alma koşullarının ortadan kalktığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir..'' gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; idare mahkemesi kararında emeklilik işleminin iptaline karar verilmekle davacının emekli sıfatının kalmadığı, emekli maaşı alma koşullarının ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; genel görevli olarak Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/658 Esas sayılı kararının temyiz incelemesi öncelikle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2020/10980 sayılı Esasında kayden görülmekte iken, görevli Dairenin değiştirilerek Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesinin usule, hukuka ve doğal yargıç ilkesine aykırı olduğunu, yargı kararıyla görevine iade edilen sigortalıya ödenmiş emekli aylıkları nedeniyle yersiz ödeme borcu çıkaramayacağı yönünde emsal kararların mevcut olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, re’sen emekliye sevk işlemi nedeni ile ödenen emekli maaşlarının davalı idare tarafından geri alınması sebebi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.