"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalıların murisleri Mehmet Küçükkılıç'ın müvekkili banka ile kredi kartı üyelik sözleşmesi imzaladığını ve kendisine kredi kartı verildiğini, bu kişinin kartı kullanması sonucu borç oluştuğunu ancak ödemediğini, davalıların mirasçıları olduğunu kendilerine ihtar çekildiğini, ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini ileri sürerek, takibe yapılan itirazın iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davanın müvekkillerine yöneltilemeyeceğini, ortada mirasçının ölümünden sonra kullanılan bir kart olduğunu, bu kartın kim ya da kimler tarafından kullanıldığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalıların kredi kartı sahibi murisin mirasçıları olduğu, davalılar tarafından mirasın reddedilmediği, murisin gerek vefatından önce gerekse vefatından sonra yapılan harcamalarda davalıların mirascı sıfatı ile bankaya müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin doğru olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; davalıların murisinin 08.04.2008 tarihinde öldüğünü, murisin ölümünden sonra yapılan harcamalardan müvekkillerinin mirasçı sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı, borcun sorumlusunun harcamayı yapan kişilerin olduğu mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kredi kartı borcunun tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
1. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) ‘"İspat yükü" başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
2. Somut olaya gelince; davalıların miras bırakanı ile davacı banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesine dayalı hukuki ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın takibe konu harcamaların muris Mehmet tarafından yapılıp yapılmadığı ve mirasçılarının bu harcamalar nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
3. Dosya kapsamına alınan belgelerden ve Mahkemece alınan bilirkişi raporundan murise ait üç adet kredi kartının harcama miktarları, asgari ödeme tutarları ile temerrüt faiz oranları hesabı yapılmış ise de alacağa dayanak kredi kartı harcamalarının ve kredi kartı ödemelerinin murisin ölümünden sonra kim tarafından yapıldığı, kredi kartlarının murisin ölümünden sonra yenilenip yenilenmediği, yenilendiyse kime teslim edildiği, normal ve taksitli harcamaların ne kadarının murisin ölüm tarihinden önce, ne kadarının murisin ölümünden sonra olduğu hususu yeterince anlaşılamamaktadır. Yapılan harcamaların murisin ölümünden önce gerçekleşmesi halinde harcanan kısmın tereke borcu sayılacağından bu kısımdan davalı mirasçıların sorumlu olacakları kaldı ki, davalıların murisin ölümünden önce yapılan harcamaları ödemeye hazır olduklarını kabul ettikleri, yapılan harcamaların murisin ölümünden sonra gerçekleşmesi halinde tereke borcundan sayılmayacağı ve bu nedenle takibe konu borçtan davalıların mirasçı sıfatıyla sorumlu tutulamayacakları, ancak bu halde mirasçıların kartları kullandıklarının davacı tarafından kanıtlanması halinde murisin ölümünden sonra yaptıkları harcamalardan sorumlu tutulacakları değerlendirilmeden Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4. Hal böyle olunca yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması ile davalıların sorumluluğunun mirasçı sıfatı veya kredi kartı harcamasından kaynaklanan borçlu sıfatı ile mi olduğunun tespiti sonrası sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.