"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı duruşma talepli olarak davalı ... vekili ile davacı vekili ve diğer davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, kabul edilen miktar duruşma sınırının altında kaldığından duruşma isteğinin miktar itibariyle reddine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili davacının bel ve bacak ağrısı nedeniyle 11.06.2008 tarihinde davalı hastanede davalı doktorlar tarafından ameliyat edildiğini, ameliyat sonrası kontrollerini yaptırmasına rağmen ağrılarının geçmediğini, şikayetlerinin artması üzerine 20.10.2008 tarihinde Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde yeniden ameliyat edildiğini, bu ameliyat sırasında vücudundan önceki ameliyatta unutulan spanc-gazlı bez olarak adlandırılan yabancı cisim çıkarıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri ayrı ayrı; Kahramanmaraş Devlet Hastanesinin patoloji raporlarında ve davacıya ait röntgen filmlerinde iddia edildiği gibi yabancı bir cisme rastlanmadığını, konuya ilişkin rapor da düzenlenmediğini, yapılan ameliyatta spanc-gazlı bez kullanılmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.09.2014 tarihli ve 2009/209 E., 2014/343 K. sayılı kararı ile; Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 01.04.2014 havale tarihli raporda; operasyon gerçekleştiren davalı hekimlere ve Hastaneye atfı kabil kusur bulunmadığının bildirildiği, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, toplanan delillere, Adli Tıp Kurumu raporuna ve tüm dosya kapsamına göre davacının iddialarını geçerli delilerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.02.2016 tarihli ve 2015/4801 E., 2016/3978 K. sayılı ilamıyla; ".... ikinci ameliyatı yapan doktorun, spanc-gazlı bezi çıkardığına ilişkin ifadesi ve epikriz raporu gözönüne alındığında, konunun tam olarak aydınlığa kavuşmadığı, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir üniversiteden, aralarında konularında uzmanların bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu olayı aydınlığa kavuşturacak şekilde, davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, uyulmasına karar verilen bozma ilamı üzerine düzenlenen 17.01.2022 tarihli ek raporda, ikinci ameliyatı yapan doktorun, spanc-gazlı bezi çıkardığına ilişkin ifadesi ve davacının 11.06.2008-16.10.2008 tarih aralığında başkaca ameliyat olmadığı hususunun birlikte değerlendirilmesinde yabancı cismin 11.06.2008 tarihli ameliyatta bırakıldığının kabulü gerektiği belirtildiğinden ameliyatı gerçekleştiren sağlık çalışanlarının kusurlu olduğu kabul edilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereği 500 TL'nin, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, gerçekleştirilen ameliyatta davalıların tek taraflı ağır kusurları sebebiyle davacının yeniden ameliyat olmak zorunda kalması, davalıların davacıya yaşattıkları ağır sürece rağmen, davayı baştan itibaren inkar etmeleri, davacının yaşadığı elem, ızdırap ve tüm dosya kapsamı gözetilerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 100.000,00 TL'nin 11.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, aynı tarihli tashih şerhi ile dava tarihinin 11.06.2008 tarihi olduğu, maddi hata olarak dava tarihinin sehven 11.06.2018 yazıldığı belirtilmekle hüküm kısmında bulunan faiz başlangıç tarihlerinin 11.06.2008 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; manevi tazminatın takdir ve tayininde somut olayın özelliklerini göz önünde bulundurulmadığından düşük takdir edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekilleri ayrı ayrı; her iki bilirkişi raporunda davalılara kusur atfedilmediğini, gerekçesiz ve yetersiz rapora dayanılarak kusur tespiti olmaksızın zararın hesaplandığını, aleyhe bilirkişi raporunun bulunmadığını, tıbbi kusur tespiti bulunmadığını, ameliyatın mikrocerrahi yöntem ile yapıldığını, birkaç mm'lik ameliyat yerinde bahsedilen boyutta spancın gözden kaçmasının mümkün olmadığını, davacı yan avukatı ile yapılan dava öncesi toplantıda, toplantıya getirilen yaklaşık 3 cm'lik kirli, üzerinde kılların bulunduğu gazlı bezin, hastanedeki standart ve ölçülerde olmadığı ve birinci ameliyatta unutulmasının söz konusu olamayacağını, davalı hastanede kullanılan spanç malzemesinin iki tipte 8cmx8cm veya 18cmx8cm boyutlarında olduğunu, bütün olarak kullanıldığını, kesilmediğini, her omurga bölgesi ameliyatında gazlı bez/spanç sayımının ameliyat hemşiresi tarafından yapıldığını, eksik olmadığı hasta dosyasında kayıt altına alındıktan sonra yara bölgesinin kapatıldığını, davalı hastanede kullanılan gazlı bezlerin röntgen filmlerinde görülmesini sağlayan özel "radyolusent" bant içerdiğini, toplantıya getirilip sonrasında Mahkemeye sunulmayan spanch ise bu şekli ve standardı ihtiva etmediğini, davacı yanca sunulan ikinci ameliyat notlarında her ne kadar spanç çıkarıldığı not edilmiş ise de aynı gün taburcu edildiği söylenen hastadan çıkan yabancı cismin patolojiye gönderilmediğini, usulen patolojiye gönderilmesinin gerektiğini, davacı yan iddiasını beş sağlık çalışanından sadece ikisinin beyanı ve ameliyat sırasında tutulan ameliyat notu, epikriz formu dışında bir delile dayandıramadığını, spancın unutulduğu iddiası mutlaka röntgen vb görüntüleme evrakları ile kanıtlanabilecekken iş bu evrakların da dosyaya sunulmadığını, davacı yandan talep edilmesine rağmen toplantıda gösterilen spancın Mahkemeye (dolayısıyla bilirkişiye) teslim edilmediğini, ilk ameliyattan bir ay sonra 11.07.2008 tarihinde davalı ... tarafından yapılan kontrol muayenesinde yara bölgesinin sorunsuz iyileştiğini, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, davalılara tıbbi kusur atfedilmediğini ileri sürerek; davanın reddinin gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, davalı doktorlar tarafından yapılan ameliyat sırasında vücutta spanc-gazlı bez olarak adlandırılan yabancı cismin unutulduğu iddiasıyla istenilen maddi manevi tazminata ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 502, 506, 508 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.
2. Davalı doktorlar tarafından davalı hastanede 11.06.2008 tarihinde yapılan ameliyat sonrası davacının şikayetleri nedeniyle dava dışı hastanede olaydan 4 ay 5 gün sonra 16.10.2008 tarihinde yeniden ameliyat olduğu hususu tartışmasızdır. İkinci ameliyatı yapan doktorun ve ameliyat hemşiresinin mahkemede tanık olarak verdikleri ifadelerde ameliyat sırasında davacının vücudundan spanc- gazlı bezin çıkarıldığını söyledikleri ve Mahkemece hükme esas olan bilirkişi raporunda da iki ameliyat arasında başkaca bir ameliyat yapılmadığından kusur atfedilebileceğinin belirtildiği nazara alındığında davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.