"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ahşap mobilya imalathanesi sahibi olduğunu, teslimata hazır mobilyaları iş yerinde muhafaza ettiğini, 05.12.2020 tarihinde davalının sahibi olduğu inşaatı devam eden yapının bodrum katındaki suyun kusurlu şekilde tahliyesi sonucunda biriken suyun müvekkiline ait atölyeye taştığını, imalathanede bir çoğu teslimata hazır mobilya ve ham maddenin zarar görerek kullanılamaz hale geldiğini, davalının oğlu Mehmet'in durumu kabul etmekle birlikte "zararı hallederiz" diyerek geçiştirdiğini, Ümraniye Zabıta Müdürlüğü ve İtfaiye Müdürlüğünce tutanak düzenlendiğini, suyun tahliyesinin bir hafta sürdüğünü, tespit dosyasında zararın 139.770,00 TL olarak belirlendiğini, ayrıca davacının çalışamadığı sürede uğradığı zararın da tazmininin gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; ön inceleme duruşmasında, müvekkilinin dava konusu taşınmazı olay tarihinden sattığından malik sıfatının kalmadığını, inşaatın sahibi veya yüklenicisi de olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava açılmadan önce alınan tespit dosyası raporunda davacıya ait iş yerinin su baskınına maruz kaldığı ve zarar oluştuğunun tespit edildiği, keşif neticesinde alınan rapor ve düzenlenen tutanak gereğince, biriken suyun rögar bağlantısıyla kanala bağlanması gerekirken, drenaj kuyusuna verilmesi sonucu daha düşük kottaki davacıya ait komşu dükkana suyun yöneldiği kanaatine varıldığı, davacı tarafın iş yerinde oluşan zarara komşu 490 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan inşaatta biriken ve yanlış tahliye yönü belirlenen suyun yol açtığı, Ümraniye Belediye Başkanlığından gelen yazı cevaplarında zarara yol açan inşaatın 29.03.2017 tarihli inşaat ruhsatının ve ruhsat işlemlerinin davalı adına yapıldığı, haksız fiilin meydana geldiği 05.12.2020 tarihindeki ruhsat işlemlerinin davalı adına olduğu, yine davalının arsa malikinin olduğu dikkate alındığında davalı tarafın hem komşuluk hukuku hem de haksız fiil sorumluluğu dolayısıyla oluşan zarardan sorumlu olacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 253.090,00 TL alacağın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müvekkilinin kendisine ait arsada bina yapmaya karar vererek yüklenici firma ile anlaştığını, inşa halindeki taşınmazı 21.08.2020 tarihinde müvekkilinin dava dışı şahıslara sattığını, su basma olayının daha sonra gerçekleştiğini, olay tarihinde sorumluluğunun bulunmadığını, suyu tahliye eden kişi de olmadığını, Ümraniye Belediyesine başvuru üzerine yeni yapı ruhsatında sehven davalının isminin yazıldığının belirtildiğini, ruhsat işlemlerinde adının geçmiş olmasının müvekkilinin sorumlu olmasını gerektirmeyeceğini, komşuluk hukukun da uygulanmayacağını, raporun hatalı düzenlendiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ümraniye Belediyesinden celp edilen 25.03.2017 tarihli yapı ruhsatı davalı adına kayıtlı ise de, Belediyenin 18.03.2022 tarihli cevabi yazısında; 29.09.2017 tarihli yeni yapı ruhsatında davalının sadece mal sahibi olduğu, ruhsatta yüklenici yetkilisi Ali Murat yerine sehven davalının yazıldığının belirtildiği, dava konusu arsa ve binanın 01.10.2020 tarihli kat irtifakı işlemi gereğince dava dışı Mehmet Ali ve Taner adına kayıtlı bulunduğu, olay tarihi itibariyle davalının taşınmaz maliki olmadığı, davacı ile davalının komşu olduğuna dair bilgi yer almadığı, dava konusu binanın davalıya ait olduğu veya inşa edildiğine dair delil bulunmadığından davacının dava konusu zararı ile ilgili tazminat talebine davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle; davalının davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davaya cevap vermeyen davalının delil sunma hakkı olmamasına rağmen ibraz ettiği belgeye dayanılarak karar verildiğini, davalının sunduğu 18.03.2022 tarihli belgenin gerçek olup olmadığının incelenmediğini, ilgili kuruma isim değişikliği gerekçesinin sorulmadığını, davalının inşaatın yapı ruhsat sahibi olduğunu, ıslak imzalı evrak ve dilekçelerinin bulunduğunu, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Ümraniye Belediyesinin 25.05.2023 tarihli cevabında olay tarihinde inşaat ruhsat sahibi ve müteahhit yetkilisinin davalı olduğunun belirtildiğini, davalının kötüniyetli olarak olay tarihinden sonra isim değişikliği istediğini, davalının sunduğu cevabi yazının isim değişikliğinden bir gün sonra alındığı ve süre geçtikten sonra sunulduğundan hükme esas alınamayacağını, davalının 5 yıllık belgelerde müteahhit olarak yer aldığını, davanın ihbarı taleplerinin kabul edilmediğini, davalının oğullarının beyanları olduğunu, taraf teşkili için süre verilmediğini, oğullarında şirket ortağı olarak yer aldıklarını, açık rızaya gerek olmaksızın iradi taraf değişikliğine gidilebileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıya ait iş yerinden hatalı su tahliyesi neticesinde davacıya ait iş yerinde zarar oluştuğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 69 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, bilirkişi raporuna göre olayın hatalı su tahliyesi neticesinde gerçekleştiği, davalının olay tarihinde bina maliki olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.