Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3711 E. 2024/3700 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, tedavi sırasında davalı doktorun taktığı kateterin dalağına zarar vermesi sonucu oluşan organ kaybından dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporlarına göre davacının dalağındaki hasarın kateter takılmadan önce mevcut olduğu, davalı doktorun işlemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu ve davacının olası komplikasyonlar konusunda bilgilendirildiği, yani aydınlatılmış onam alındığı gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/112 E., 2023/607 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2015/1023 E., 2022/190 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 2013 Mart ayında AML M2 (Akut Myeloid Lösemi) hastalığına yakalandığını öğrenmesi üzerine davalı Hastanede bu hastalığı ile ilgili olarak tedavi görmeye başladığını, kemoterapi ve diğer tedavilerin yapıldığını, bu aşamada vücudunun sıvı topladığını, sırt bölgesinden enjeksiyon yardımı ile sıvı alındığını, bu durumun birkaç gün sonra yeniden olduğunu, davalı Dr. ... tarafından yapılan yanlış tedavi ve işlem uygulaması ile müvekkilinin vücuduna takılan kataterin vücut boşluğunda olması gerekirken dalağın içinde olduğunun görüldüğünü, dalağının çok ciddi şekilde hasar gördüğünü, yapılan ameliyat ile müvekkilinin dalağının zorunlu olarak alındığını, genç yaşta sakat kaldığını, tüm bu nedenlerle şimdilik 20.000,00 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; müvekkil ... Hastanesi A.Ş. ve müvekkil ... aleyhine açılan davanın esasına girilmeden hakkında yetkisizlik ve zamanaşımı hususundan reddini, aksi halde kusuru bulunmadığından davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarı ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alanında uzman hekimler tarafından düzenlenen heyet raporları, içerdiği ayrıntılı açıklamalar ve varılan sonuç itibariyla dosya kapsamına uygun, denetlemeye elverişli ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilip hükme esas alınarak dava konusu olayda davalıların kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, dosyadaki mevcut deliller itibariyla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin olay sebebiyle meslekte kazanma gücü kayıp oranının (% 16,20) tespit edildiğini, bu itibarla meslekte kazanma gücü kayıp oranı dikkate alınarak efor kaybına dayalı maddi zararın tespiti bakımından dosyanın hesap incelemesi yönünden bilirkişiye gönderilmesi gerekirken Mahkeme tarafından davanın reddedilmiş olmasının da haksız olduğunu, kararın yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarı ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, yapılan yargılama sırasında dava konusu olayın niteliğine uygun olarak konusunda uzman Adli Tıp Kurumu ve Üniversite Heyeti bilirkişilerinden alınan, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli raporlar ile tüm dosya kapsamına göre davacı ile davalı arasında mevcut vekalet ilişkisinden ve özen borcuna aykırılık iddiasından kaynaklanan davada 24.04.2013 tarihinde yapılan kemik iliği biyopsisi sonucunda davalı hastanede AML M2 tanısı konulan davacının 02.06.2013 tarihinde ateş nedeniyle non nötropenik ateş tanısıyla tazocin tedavisine başlandığı, sol yan ağrısı ve mikroskobik hematürisi olması nedeniyle USG çekildiği, dalakta hematom tespit edildiği, genel cerrahi ile konsülte edildiği, batın BT de karaciğer-mide komşuluğunda ve dalakta hematom saptandığı, aynı zamanda sol plevral efüzyon tespit edildiği, boşaltıcı torasentez yapıldığı, artan plevral effüzyon üzerine 10.6.2013 tarihinde kalıcı katater takıldığı, kataterden kan geldiği, katater olmasına rağmen plevral effüzyonunun devam etmesi üzerine 12.6.2013 te çekilen BT de kataterin perisplenik hematom alanında olduğunun saptandığı, plevral effüzyon tedavisinde söz konusu kalıcı kateter takılması işleminin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu nedenle katater endikasyonu ve kalıcı kateter işleminin doğru olduğu, bütün uygulama rehberlerinde en sık görülen komplikasyonun da kateter malpozisyonu olduğu, malpozisyonun sebebinin diafragma yükselmesi olabileceği, tüp malpoziyonunun bir komplikasyon olduğu, kateter çekimi için yeterli bir sürede beklenebileceği, bu komplikasyonu zamanında saptayıp uygun şekilde yönetildiği, iddia edildiği gibi katater takılması sonrası dalakta hematom olmadığı, davacıya yapılan tetkik ve tedavilerin tıbben uygun olduğu, yapılan işlemler nedeniyle hekime ve hastaneye yüklenebilecek bir kusur bulunmadığının anlaşıldığı, öte yandan davacının imzasını taşıyan Onam Formu ile davacının rızasının alındığı, işlem sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar hakkında yazılı olarak bilgilendirildiği anlaşıldığı gibi davacının bu yönde açık bir istinafı da bulunmadığı, yargılama sırasında alınan birbirini teyit eden bilirkişi raporları ile yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu, aydınlatılmış onam yükümlülüğünün yerine getirildiği, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek, ayrıca onam formu ile rızasının alındığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, bilgi verilmiş olunmasının hiçbir şekilde bir organ kaybına sebebiyet verme hakkını davalı tarafa vermeyeceğini, manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiş olmasının haksız olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta, davacı yan sıvı birikmesi nedeniyle vücuduna takılan kataterin vücut boşluğu yerine dalağına takıldığından bahisle organ kaybı yaşadığından maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece Adli Tıp Kurulundan ve Üniversitede görevli öğretim görevlilerinden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının katater takma işlemi öncesinde de dalak organının büyüdüğünün yapılan ultrasonlarda birden fazla kez gözlemlendiği, sol plevral boşluğunda sıvı birikmesi olduğu, dalaktaki hematomun dava konusu işlem yapılmadan önce de var olduğu, davalı hekimin yaptığı işlemin hematoma neden olmadığı, doktorun drenaj girişiminin doğru olduğu, katater işleminden sonra bile davacının ultrason ve çekilen BT ile takibinin devamlı surette yapıldığı, işlemden iki gün sonra kanama olduğunun saptanması üzerine kataterin çıkarıldığı, diyaframın yükselmesi nedeniyle komplikasyon oluşabileceği, ayrıca davacının Akut Myeloid Lösemi hastalığı sebebiyle de böyle bir durumun yaşanabileceği, dolayısıyla davalı doktora atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı tespit edilmiştir.

2. Bu nedenlerle, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle alınan bilirkişi raporlarında davalı doktora ve hastaneye atfı kabil bir kusurun yüklenemeyeceğine ve oluşan komplikasyonlar nedeni ile davacının onam formu ile aydınlatılmış olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.