"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/633 E., 2023/915 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/575 E., 2022/8 K.
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirkete ait ... Hastanesinde 22.07.2015 tarihinde boyun fıtığı nedeniyle, ön servikal disk ektomisi ve füzyon ameliyatı olarak boyuna platin yerleştirildiğini, 3 günlük yatıştan sonra taburcu olduğunu ancak rahatsızlığı nedeniyle 10.10.2015 tarihinde aynı hastanenin acil servisine müracaat etmesi üzerine çekilen MRI sonucunda ameliyat bölgesinde enfeksiyon tespit edildiğini, bunun üzerine Pamukkale Üniversitesi Araştırma hastanesine sevk edildiğini, enfeksiyonun malzemenin ve ameliyathanenin streril olmamasından kaynaklandığını, başka türlü enfeksiyon kapmasının mümkün olmadığını, ayrıcı ameliyat sonuçları hakkında ayrıntılı ve aydınlatıcı bilgi verilmediğini sadece yazılı olarak matbu form üzerinden bilgi verildiğini, davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin 10.10.2015-18.10.2015 tarihleri arasında yürüme ve denge yeteneğini yitirdiğini %80 engelli hale gelip tamamen başkasının bakımına muhtaç kaldığını, Denizli barosuna kayıtlı avukatlardan olan müvekkilinin aynı zamanda ilçe ve büyükşehir belediyesi meclis üyesi olduğunu, işine ve faaliyetlerine devam edemediğini, ömür boyu fizik tedavi ve bakıcıya ihtiyaç duyduğunu ileri sürerek cerrahi operasyon ve yataklı tedavi hizmetinin kusurlu olması nedeniyle oluşan zararlarına karşılık daha sonra belirli hale geldiğinde arttırılmak üzere şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ile 250.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının ilk olarak 12.08.2013 tarihinde ellerde uyuşma, kuvvet kayıpları ve dengesiz yürüyüş şikayetleri ile geldiğini, ikisi arka taraftan biri ön taraftan 3 kez ameliyat edildiğini, 06.07.2015 tarihinde arka taraftan dura tamiri yapıldığını ve en son 20.07.2015 tarihinde çekilen MR’da servikal kifoza bağlı kord basısı tespit edildiğini, daha önce arka taraftan ameliyat olduğu için tek çarenin ön taraftan c5 ve c6 ya korpektomi yapılarak ameliyat etmek olduğunu ve risklerin kendisine anlatıldığını 23.07.2015 tarihinde planlanan ameliyatın gerçekleştirildiğini, ameliyatın başarılı sonuçlandığını, kifozun düzeldiğini ve kord basısının azaldığını, davacının ameliyatında kullanılan malzemelerin her türlü sterilizasyon işleminden geçtiğini, hastanede enfeksiyon oranlarının sürekli takip edildiğini ve Sağlık Bakanlığına bildirildiğini, her hastada hastanede alınabilecek bütün tedbirlere rağmen hastanın kişisel bakımı, hastanın beslenme durumu, hastanın ek hastalıklarının olması (diyabet vs.) tedavi sürecine uymama gibi pek çok faktör sonucunda ameliyat yerinde enfeksiyon oluşabileceğini, bu sebeple ameliyat öncesi hastaya koruyucu antibiyotik tedavisi başlandığını ve ameliyattan sonra da devam edildiğini, davacının tedavi sürecine uymayarak alkol ve sigara tükettiğini, ayrıca davacının 12.01.2013 ve 19.03.2015 tarihlerinde hastanede genital apse tespiti yapılarak opere ile apsenin boşaltıldığını dolayısıyla vücudunun normal yapısında da enfeksiyon olduğunu, 10.10.2015 tarihinde acile geldiğinde apse tespit edildiğinde kendisinin, enfeksiyon alanında daha yetkin bir hastane olan Pamukkale Üniversitesi hastanesine sevk edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan her iki bilirkişi raporuna göre de davacıda meydana enfeksiyon ile uygulanan tedaviler arasında illiyet bağı olup bu zararın uygulanan cerrahi tedavilerin bir komplikasyonu olarak değerlendirildiği, komplikasyonun gelişmesinde davalı hastane ve tedaviyi gerçekleştiren sağlık personelinin herhangi bir hatası veya kusurunun olmadığı ve davacı tarafından imzalanmış olan ameliyat hasta onamları ile davacının ameliyatın komplikasyonları konusunda aydınlatıldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğunu, yalnızca vekalet sözleşmesi hükümleri içermediğini ve eser sözleşmesi hükümlerinin de uygulanması gerektiğini, operasyon öncesi aydınlatma yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmediğini ve kayıtların tam olarak tutulmadığını, bilirkişi raporlarının yeterli gerekçe içermediğini, bilirkişi raporlarında davacının aleyhine atfedilen durumun hangi tıbbi gerekçe ile veyahut bilimsel gerekçe ile komplikasyon niteliği taşıdığına ilişkin detaylı bir açıklama da bulunmamakta olup genel geçer ifadelerle sonuca varıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı doktor ve hastane tarafından yapılan operasyonda hatalı bir işlem bulunmadığı, ameliyat sonrası gelişen komplikasyona dair davacının bilgilendirildiği ve aydınlatılmış onamın alındığı, tıbbın gerek ve kurallarına uygun davranıldığı, vekalet sözleşmesinde sonucun garanti edilmediği dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları temyiz dilekçesinde tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekilin özen borcuna aykırılığı sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 502 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle alınan bilirkişi raporunda davalı hastaneye atfı kabil bir kusurun olmadığının tesbit edilmiş olmasına ve oluşan komplikasyonlar nedeni ile davacının aydınlatılmış olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.