Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3736 E. 2024/1786 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kamulaştırmasız el atma davası sonucunda dava dışı kişilere ödemek zorunda kaldığı tutarın, davalı kooperatif ile aralarındaki protokol ve taahhütnamelere istinaden davalının sorumluluğunda olup olmadığına ilişkin alacak davası uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı idarenin %50 müterafik kusurlu olduğu gözetilerek, ödenen bedelden bu oranda indirim yapılması gerektiği ve davalının zaten bu miktardan fazlasını ödediği değerlendirilerek mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili davacı idareye devredilen Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün yaptığı kamulaştırmanın, davalı kooperatif adına 1164 sayılı Yasa gereğince avans alınmak suretiyle gerçekleştirildiğini kamulaştırma dolayısıyla davacı idareye karşı açılabilecek bedel arttırım vs davalarından ve diğer masraflardan davalı kooperatifin sorumlu olacağına ilişkin davalı kooperatif ile mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında 10.09.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, kamulaştırılan taşınmazlardan biri için idare aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açıldığını, bu davanın davalı kooperatife ihbar edildiğini, kararın idare aleyhine kesinleştiğini, hükmedilen tazminat miktarı idarece icra dosyasına ödendikten sonra davalı kooperatiften kamulaştırmasız el atma nedeniyle hükmedilen bedelin, %18 KDV eklenerek talep edildiğini, ancak davalının KDV ve masrafta ilişkin kısmı ödemeyi kabul etmediğini, ayrıca davacı idare tarafından kesinleşmiş karar uyarınca 14.12.2010 tarihinde yapılan ve davalıdan tahsili talep edilen bedeller ödeme, davalı kooperatifçe 03.08.2011 ve 06.09.2011 tarihlerinde ödendiğinden bu tarihe kadar işleyen 18.655,85 TL faizin ve söz konusu dava nedeniyle ödenen 10.579,00 TL bakiye karar harcının sözleşme hükümlerine göre ödenmesi gerektiğini ileri sürülerek; toplam 74.539,12 TL' nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2013/81 E., 2013/134 K. sayılı kararı ile; 10.09.2008 tarihli protokole göre davanın kısmen kabulüne, 74.282,56 TL'nin davalıdan tahsiline, 55.883,27 TL yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11.12.2019 tarihli ve 2017/3703 E., 2019/12423 K. sayılı ilamıyla; "1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, davacının kamulaştırmasız el atma davası sonucunda dava dışı kişilere ödemek zorunda kaldığı tutarın, aralarındaki protokol ve taahhütnamelere istinaden davalının sorumlululuğunda bulunduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Aynı konuda açılan ve kesinleşen emsal dava dosyalarında davacının kamulaştırma işlemlerini azami özen ve dikkat göstererek ve süresinde yapsa idi dahi açılacak tezyidi bedel davası nedeniyle bir fark doğup doğmayacağı belirlenerek sonuca gidilmesinin zorunlu olduğu ve taahhütname olduğu hallerde davacı idarenin %50 kusurlu bulunduğu gözetilerek, mahkemece, taahhütname olan eldeki dosyalarda davacı idarenin müterafik kusurunun, dosya kapsamına, hak ve nasafete, emsal kararlara uygun olarak %50 olarak tespit edilerek, ödenen bedelden bu kusur oranında indirime gidilip karar verilmesi gerektiği yönündeki Dairemizce kabul edilmiş yerleşik uygulamaya uygun şekilde, davalı, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 3.kişiye ödenen tazminatı, KDV ve masrafa ilişkin kısım hariç ödemiştir. Mahkemece, davalının emsal kararlar doğrultusunda davacının talep edebileceği bedelin yarısını işlemiş faizleriyle birlikte ödemesine ilişkin hüküm kurması gerekirken bu husus göz önünde bulundurulmaksızın %50 kusurdan fazlasını davalıya yükler mahiyette yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir." şeklinde karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Yargıtay bozma ilamı uyarınca bilirkişi tarafından hesaplanan ve dolayısıyla davacının kamulaştırmasız el atma davası sonucunda dava dışı kişilere ödemek zorunda kaldığı tutarın %50 işinin 232.673,62 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 315.050,31 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla davalı tarafından davacıya ödenmesi gereken miktardan fazlası ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu olayda idarenin hiçbir kusur veya ihmalinin bulunmadığını, davalı kooperatife ayrılan sahada bulunan taşınmazların kamulaştırma işlemlerinin 1164 sayılı Kanun gereğince kooperatiflerden avans alınmak suretiyle gerçekleştirildiğini, idareye karşı açılabilecek bedel artırım vs. davalarından ve diğer masraflardan kooperatiflerin sorumlu olacağının bütün kooperatiflerce kabul edildiğini, bu hususa ilişkin taahhütler verildiğini, protokol imzalandığını, idarece, Arsa Ofisi Kanunu, Yönetmeliği ve İdarenin genel uygulaması gereğince sanayi, konut vs. yatırımların gerçekleştirilmesi için ilgililerin talebi üzerine kendilerinden avans ve taahhüt alınarak kamulaştırma yapıldığını, idarenin kamulaştırmayı sanayi veya konut yatırımı yapanlara arsa temin etmek amacıyla yaptığını, taahhütname ve protokol bulunmasa dahi, devredilen taşınmazın kamulaştırma işlemi, kooperatifin talebi sonucu, onun adına ve menfaatine, kendisinden 1164 sayılı Yasa gereğince avans alınmak suretiyle gerçekleştirildiği için, artırılan kamulaştırma bedellerinden ve diğer masraflardan davalı kooperatifin sorumlu olduğunu, davalı Kooperatif ile mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında imzalanan 10.09.2008 tarihli Protokol ile de İdare aleyhine ileride açılması muhtemel bedel artırım, tazminat, kamulaştırmanın iptali ve her türlü adli, idari dava sonucunda hükmedilecek bedeller her türlü icra masraf vs giderler ile birlikte Kooperatifçe ödeneceğinin kararlaştırıldığını, taahhütnamenin veriliş amacının kamulaştırılarak davalı kooperatife devredilecek taşınmazların eski malikleri tarafından açılacak davalardan kooperatifin sorumluluğunun sağlanması olduğunu, davalı kooperatife tahsis edilen taşınmazların çok düşük bedellerle davalı kooperatife satılıp devredildiğini, davalı kooperatifin talepleri sonucu kamulaştırılan taşınmazlarla ilgili ileride bedel artırma davalarının açılabileceğinin her iki tarafça da bilindiğini, daha kamulaştırma kararı alınmadan kooperatiflerden bedel artırma davaları yönünden taahhüt alınmasının nedeninin bu olduğunu, dava konusu alacağın tamamının davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının kamulaştırmasız el atma davası sonucunda dava dışı kişilere ödemek zorunda kaldığı tutarın, aralarındaki protokol ve taahhütnamelere istinaden davalının sorumlululuğunda bulunduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde davacı idarenin müterafik kusurunun %50 olduğu kabul edilip ödenen bedelden bu kusur oranında indirim yapılarak yine ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verildiği, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,03.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.