"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkillerinin, davalıya ve dava dışı avukat ...'a İzmir 1. Noterliği’nin 08.05.2013 tarihli ve yine Torbalı 1. Noterliği’nin 21.07.2015 tarihli vekaletnamelerini verdiklerini, bu vekaletnamelerde davalı avukat ile dava dışı avukat ...ın birlikte ve ayrı ayrı vekaleti ifaya yetkili kılındığını, davalıya İzmir 1. Noterliği'nin 08.05.2013 tarihli vekaletnamesinin, adlarına kayıtlı bulunan taşınmaza belediye tarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazın bedelinin tespiti ile bedelin ödenmesi istemli dava açılmasına ilişkin olduğunu, davalı avukat ile dava dışı avukat ...'ın bu vekaletnameye dayalı olarak dava dışı belediyeye yönelik dava açtıklarını, İdare Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve verilen bu kararın Danıştay kararı ile düzeltilerek onandığını ve 10.000,00 TL’nin dava tarihi olan 01.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek, ıslah edilen miktar olan 408.714,80 TL’nin ise ıslah tarihi olan 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dava dışı belediyeden tahsiline karar verildiğini, davalı avukatın bu karara istinaden dava dışı belediyeye müracaat ederek bedelin ödenmesini talep ettiğini, bu talep ve yine dava dışı avukat ...'ın benzer nitelikteki talebi nedeniyle dava dışı belediye tarafından müvekkilleri olan davacılara ödenmesi gereken 495.546,25 TL'nin vekaleten ödendiğini, ancak bu miktarın davalı avukat ve dava dışı avukat tarafından müvekkilleri olan davacılara ödenmediğini, müvekkillerinin vekalet ilişkisini davalı avukat ile dava dışı avukat ... ile kurduklarını, her iki avukatın birlikte sorumlu olduğunu, müvekkillerini birlikte temsil ettiklerini ve vekalet görevini birlikte üstlendiklerinin belediye kayıtları ile de sabit olduğunu ileri sürerek; dava dışı belediyeden tahsil edilen 495.546,25 TL’nin 17.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin 2015 yılında hakimlik mesleğine geçene kadar dava dışı avukat ...'ın yanında sigortalı avukat olarak çalıştığını, 2015 yılında dava dışı avukatın bürosundan ayrıldığını, dava dışı avukatın hukuk bürosunda çalıştığı dönemde icra dairelerinde ve mahkeme kalemlerinde resmi kurumlarda işveren dava dışı avukat ... adına iş takibi yaptığını, verilen talimat doğrultusunda duruşmalara girdiğini, bunun dışında başka bir hak ve yetkisinin olmadığını, müvekkiller ile iş ilişkisine girmediğini, vekalet ücreti hakkında görüşme yapmadığını, davacılar ile işveren dava dışı avukat ... arasında Avukatlık Ücret Sözleşmesi bulunmasına karşın bu sözleşmede müvekkilinin adının ve imzasının bulunmadığını, bunun da vekalet ilişkisinin sadece davacılar ile o tarihteki müvekkilinin işvereni olan dava dışı avukat ... arasında kurulduğunu gösterdiğini, davacılar adına dava dışı belediye tarafından yatırıldığı iddia olunan paranın müvekkili adına yatırılmadığını, paranın büyük olasılıkla dava dışı avukat ... adına yatırılmış olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İzmir 1. Noterliği'nin 08.05.2013 tarihli vekaletnamesi ile tüm davacıların dava dışı avukat ... ile davalıya vekaletname verdikleri, vekaletname kapsamında davalı ile dava dışı avukatın davacıları birlikte ve ayrı ayrı vekaleti ifaya mezun ve yetkili kılındıkları, vekaletnamenin davacılar adına kayıtlı bulunan taşınmazın kamulaştırmasız el koyma sebebiyle kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazın bedelinin tespiti ile bedelin ödenmesi istemli dava açmaları olduğu, bu vekaletnameye dayalı olarak, dava dışı belediyeye karşı davayı açtıkları, kararın düzeltilerek onandığı ve 10.000,00 TL’nin dava tarihi olan 01.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek, ıslah edilen miktar olan 408.714,80 TL’nin ise ıslah tarihi olan 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dava dışı belediyeden tahsiline karar verildiği, kesinleşen bedelin ödenmesi için belediyeye 15.07.2015 tarihli dilekçe ile talepte bulunulduğu, talep dilekçesinde hesabın aktarılacağı İban numarasının davalıya ait olduğu, dava dışı belediyenin bedelin ödenmesine ilişkin Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne gönderdiği yazıda ise yine davalıya ait İban numarasının yazıldığı, hüküm altına alınan bedelin dava dışı avukat ...'ın 17.08.2015 tarihinde banka hesabına 490.721,35 TL havale yapıldığı, banka hesap hareketlerinden 18.08.2015 tarihinde dava dışı davalının eşi olan Savaş'a EFT yapıldığı, davalının 27.05.2021 tarihli dilekçesinde dava dışı eşinin işlettiği ve eşine ait restoranı dava dışı avukat ...'ın oğlu için devir almak istemesi sebebiyle eşinin hesabına söz konusu parayı havale ettiğini belirtmişse de dosyaya gelen İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısında davalının eşinin iş yeri kaydının bulunmadığı, yine celp edilen Gelir İdaresi Başkanlığı Konak Vergi Dairesinin müzekkere cevabında da davalının eşinin 07.11.2014 - 04.12.2014 tarihleri arasında vergi mükellefi olduğunun belirtildiği ve devir işleminin yapılmadığının yazı cevabından anlaşıldığı, davalının da dava dışı avukatın yanında çalışmakta iken 11.09.2015 tarihinde işten ayrıldığı, belediyeden gönderilen havalenin davalının bu işyerinde çalıştığı dönemde gerçekleştiği, davalının eşine gönderilen EFT makbuzunda devir veya başka bir amaçla gönderildiğine ilişkin açıklama bulunmadığı, bu havalenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine de varıldığı, ayrıca dosyada davacılara paranın ödendiğine ilişkin belge ve dekontun da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 495.546,25 TL'nin 17.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu, müvekkil davalının davacılara ait parayı tahsil edip daha sonra makul sürede davacılara ödemeyen dava dışı Av. ...'ın yanında sigortalı vekil olarak çalıştığını, vekaletnamede de açıkça davalı için yanında sigortalı çalışan ifadesi geçtiğini, vekaletnamede müvekkiline ait vergi numarası olmadığı gibi avukatlık ortaklığı ibaresinin de olmadığını, müvekkilinin sigortalı çalışan vekil olduğu için sadece işveren vekilin talimatlarını yerine getirmekte ve verdiği işleri yapmakta olduğunu, davacıların iddiasının aksine; belediyeye paranın hesabına yatması için başvuru yapan kişi bizzat işveren vekil dava dışı Av. ... olduğunu, paranın müvekkilinin hesaplarına yatırılmadığını ve davalı tarafından tahsil edilmediğini, para hakkında belediye tarafından düzenlenen ödeme emrinde dava dışı işveren vekil Av. ...'ın iban numarası belirtilip dava dışı işveren vekil Av. ...'ın ibanına yattığını, davacıların Av. ... ile avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, ancak aleyhlerine bir delil olduğundan bunu mahkemeye sunmadıklarını, somut olayda davacıların parasını tahsil edip de makul süre içinde müvekkilleri olan davacılara ödemeyen dava dışı vekilin bunun hukuki sonuçlarından şahsen sorumlu olduğunu, mahkemece kusur raporu alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, dava dışı işveren Avukat ...'ın mesleki sorumluluk sigortası bulunmakta olup davacıların öncelikle davalarını sigorta şirketine yöneltmeleri gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İzmir 1. Noterliğinin 08.05.2013 tarihli vekaletnamesi ile tüm davacıların dava dışı avukat ... ile davalıya vekaletname verdikleri, vekaletname kapsamında davalı ile dava dış avukat ...'ın davacılardan birlikte vekaletname aldıkları, vekaletnamenin konusunun davacılar adına kayıtlı bulunan taşınmazın kamulaştırmasız el koyma sebebiyle kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazın bedelinin tespiti ile bedelin ödenmesi istemli dava açmaları olduğu, davalı ve dava dışı avukatın bu vekaletnameye dayalı olarak dava dışı Konak Belediyesi’ne karşı davayı açtıkları, davanın kabulüne dair verilen kararın düzeltilerek onandığı, kesinleşen bedelin ödenmesi için Konak Belediye Başkanlığı’na 15.07.2015 tarihli dilekçe ile talepte bulunulduğu, talep dilekçesinde hesabın aktarılacağı İban numarasının davalıya ait olduğu gibi Konak Belediye Başkanlığı'nın bedelin ödenmesine ilişkin Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne gönderdiği yazıda ise yine davalıya ait İban numarasının bildirildiği, hüküm altına alınan bedelin dava dışı avukat ...'ın 17.08.2015 tarihinde banka hesabına 490.721,35 TL havale yapıldığı, havale tarihinde davalının halen avukat olduğu, davaya dayanak vekalette davalı avukat ve dava dışı avukatın davacıları birlikte ve ayrı ayrı vekaleti ifaya mezun ve yetkili kılındıkları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 511 nci maddesinin "bir kişiye birlikte vekâlet verenler, vekile karşı müteselsil olarak sorumludurlar. Vekâleti birlikte üstlenenler, vekâletin ifasından müteselsil olarak sorumludurlar ve yetkilerini başkalarına devir hakları olmadıkça, vekâlet vereni, ancak birlikte yaptıkları fiil ve işlemleriyle borç altına sokabilirler.” şeklinde olduğu, dolayısıyla vekaleti birlikte üstlendiklerinden vekaletin ifasından müteselsilen sorumlu oldukları, vekaletnamede adı bulunan avukatların her biri müvekkiline karşı müteselsilen sorumlu olduğundan davalı avukatın dava dışı diğer vekilinin yanında sigortalı çalışan oluşunun eldeki dava yönünden sonuca etkili olmayıp iç ilişkide avukatları ilgilendirdiği, davalı avukatın, yetkilerinin dava dışı avukat tarafından verilen talimatlarla sınırlandırıldığını da dosya kapsamına göre ispatlayamadığı, bu haliyle mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaftaki nedenlere ilaveten, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf nedenleri incelenmeden İlk Derece Mahkemesi kararı irdelenmeden kopyala yapıştır şeklinde karar verildiğini, kararın 5 nci sayfasının 4 ve 5nci paragrafında dosya ile hiç ilgisi olmayan kişi ve durumlardan bahsedilmesi ve vekalete ilişkin tüm kişi ve durumlardan bahsedilmesi ve vekalete ilişkin tüm mevzuat maddeleri karara yapıştırıldıktan sonra, mahkemenin dahi gerekçesinde dayanmadığı şekilde 6098 sayılı Kanun'un 511 nci maddesine dayalı olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı , 508 nci, 511 nci maddeleri.
2.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34 ncü maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, dosya kapsamı incelendiğinde davacıların İzmir 1. Noterliği'nin 08.05.2013 tarihli vekaletnamesi ile dava dışı avukat ile davalıya vekaletname verdikleri, davalı ve dava dışı avukatın birlikte ve ayrı ayrı davacıları temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, davaya konu vekaletnamenin davacılar adına kayıtlı bulunan taşınmazın kamulaştırmasız el koyma sebebiyle kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazın bedelinin tespiti ile bedelin ödenmesi istemli dava açılmasına ilişkin olduğu, davalı ve dava dışı avukatın bu vekaletnameye dayalı olarak dava dışı belediyeye karşı davayı açtıkları, davanın kabulüne dair verilen kararın düzeltilerek onandığı, kesinleşen bedelin ödenmesi için belediyeye 15.07.2015 tarihli dilekçe ile dava dışı avukat tarafından başvuruda bulunulduğu, söz konusu talep dilekçesi incelendiğinde bildirilen hesap numarasının davalıya ait olduğu, ancak sonrasında bu hesap numarasının üstü çizilerek dava dışı avukata ait hesap numarasının bildirildiği, yine dava dışı belediyenin bedelin ödenmesine ilişkin Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne gönderdiği yazıda ise yine davalıya ait İban numarasının bildirildiği, hüküm altına alınan bedelin dava dışı avukatın hesabına 17.08.2015 tarihinde havale edildiği, havalenin yapıldığı tarih itibariyle davalının avukatlık görevini ifa ettiğinin kuşkusuz olduğu, davaya dayanak vekalette davalı avukat ve dava dışı avukatın davacıları birlikte ve ayrı ayrı vekaleti ifaya mezun ve yetkili kılındıkları, vekaleti birlikte üstlendiklerinden vekaletin ifasından müteselsilen sorumlu oldukları, vekaletnamede adı bulunan avukatların her biri müvekkiline karşı müteselsilen sorumlu olduğundan davalı avukatın dava dışı diğer vekilinin yanında sigortalı çalışan oluşu yönündeki iddiaların davalı avukat ile dava dışı avukat arasındaki iç ilişkide sonuç doğurabileceği, davalı avukatın söz konusu bedelin 18.08.2015 tarihinde dava dışı eşinin hesabına havale yapılmasının dava dışı avukat ile dava dışı eşi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı yönündeki iddialarını da dosya kapsamındaki deliller de dikkate alındığında ispat edemediği, yine davalı avukatın yetkilerinin dava dışı avukat tarafından verilen talimatlarla sınırlandırıldığını da dosya kapsamına göre ispatlayamadığı, davalıca Bölge Adliye Mahkemesi kararında ilgisiz kısımların yer aldığı yönündeki itirazlarının ise söz konusu kısımların sehven kararda yazılı olduğunun açıkça anlaşılabilir olması ve sonuca etkili olmayacağının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.