Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3804 E. 2023/2581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sigortalı hak sahibinin ölümünden sonra banka hesabından çekilen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve takibin devamı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında işlemiş faiz talebinin değerlendirilmesi gerektiği belirtildiğinden ve davacının icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunduğu gözetilerek mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 06.12.2010

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; kurum sigortalısı ...'ın eşi ...'ye bağlanan dul aylığı ...'nin vefat ettiği halde mirasçıları olan davalılar tarafından çekilmeye devam edildiğini, haksız ödenen maaşların iadesi için başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; SSK tarafından aynı alacağa ilişkin daha öncesinde de icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ve durduğunu, itirazın iptali davası açılmadığını, takibin düştüğünü, daha sonra davaya konu icra takibinin başlatıldığını, kurumun zararı öğrendiği 25.08.2006 tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dul aylığının taraflarınca çekildiğini davacının ispat etmesi gerektiğini, yine 5510 sayılı Kanun’un 96 ncı maddesine göre en fazla beş yıllık yersiz ödemelerin talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

... 3. ... Mahkemesinin 29.11.2012 tarihli ve 2010/759 E., 2012/596 K. sayılı kararıyla, davanın kabulü ile davalıların ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/63 E. sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 07.03.2014 tarihli ve 2013/13186 E., 2014/5058 K. sayılı ilamıyla; uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen karar, anılan Dairenin 13.11.2014 tarihli ve 2014/22564 E., 2014/23810 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.

B. İkinci Bozma Kararı

1. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2015 tarihli ve 2015/207 E., 2015/491 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, ... 1.İcra Müdürlüğünün 2010/63 E. sayılı dosyasının toplam 28.959,30 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı olan 5.631,46 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.02.2018 tarihli ve 2017/17210 E., 2018/1531 K. sayılı ilamıyla; davacının temyiz itirazları reddedildikten sonra, davalıların zamanaşımı savunmasının değerlendirilmediği ve talep aşılarak hüküm kurulduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talebi üzerine Dairenin 26.12.2018 tarihli ve 2018/4433 E., 2018/13365 K. sayılı ilamıyla, kararın sadece zamanaşımı definin değerlendirilmesi yönünden bozulduğu, davacının temyiz itirazlarının reddi ile talep aşılarak hüküm kurulduğuna ilişkin bozma gerekçesinin zuhulen yazıldığı belirtilerek, bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ifadesinin eklenmesine karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.02.2020 tarihli ve 2019/74 E., 2020/70 K. sayılı kararıyla; davalılara isnat edilen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 245 inci maddesinde suç olarak düzenlendiği, son para çekme eyleminin 27.08.2006 tarihinde olduğundan ceza zamanaşımının 15 yıl olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davalıların zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davalıların murisi ...'nin eşi ...’dan kalan ölüm aylığının ... öldüğü halde bankamatik kartıyla çekilmeye devam edildiği, bu aylıkları kimin çektiğine ilişkin banka kayıtlarının bulunmadığı, davalıların ...’nin çocukları olmaları nedeniyle bankamatik kartının davalıların eline geçtiği, davalılar dışında başka birinin hem karta sahip olması hem de şifreyi bilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, 14.078,67 TL çekildiğinin sabit olduğu, çekilen her aylık için çekildiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, 20.12.2019 tarihli rapordan davacının takip tarihine kadar 14.459,89 TL işlemiş faiz alacağının da bulunduğu, davacı vekilinin rapora karşı beyanında açıkça işlemiş faize ilişkin taleplerinin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ... 1. İcra Dairesinin 2010/63 E. sayı ile yapılan takipte, 14.078,67 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünden davalının itirazının iptali ile takibin bu şekilde devamına, ödemelerin icra dosyasında dikkate alınmasına, asıl alacağın % 40 oranı olan 5.631,46 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline dair karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.12.2021 tarihli ve 2021/8381 E., 2021/13678 K. sayılı ilamıyla;

Somut olayda; her ne kadar mahkemece hatalı değerlendirme ile davacı vekilinin rapora karşı beyanında açıkça işlemiş faize ilişkin taleplerinin olmadığını beyan ettiği gerekçesiyle davanın sadece asıl alacak miktarına yönelik olduğu kabul edilmiş ise de, davacı vekilinin aşamalardaki beyanlarında ve mahkemenin gerekçesine konu ettiği rapora beyan dilekçesinde işlemiş faiz talebinden vazgeçtiği yönünde açık bir beyanının olmadığı, yine takip talebi incelendiğinde de, dava konusu alacağın büyük kısmının işlemiş faiz talebine ilişkin olduğu nazara alındığında, mahkemece davacının işlemiş faiz talebinin de değerlendirilmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 8. maddesi gereğince, bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda davalılarca ödenen harcın mahsubu ile bakiye harç miktarının davalılardan tahsiline kadar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan 961,70 TL harcın davalılardan tahsiline karar verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır." gerekçeleriyle sair temyiz itirazları reddedilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma öncesi alınan 20.12.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile ... 1. İcra Dairesinin 2010/63 E. sayılı takipte, 14.078,67 TL asıl alacak, 14.459,89 TL işlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren -yıllık %9’u geçmemek üzere- yasal faiz işletilmesi yönünden davalıların itirazının iptali ile takibin bu şekilde devamına, asıl alacağın % 40 oranı olan 5.631,46 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; mahkeme kararının kısmen kabul şeklinde değil, tam kabul şeklinde olduğunu, bu nedenle karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre paylaştırılmasının haksız olduğunu, kurum alacağı, işlemiş yasal faizi ile birlikte hesap edilerek haricen kurum hesabına herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden borçlu tarafından ödendiğini, itirazın iptali davasına konu miktar icra dosyasına değil, doğrudan Kurum hesabına yapılan ödeme ile konusuz kaldığını kurum alacağının haricen tahsil edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili; işlemiş faizin davaya konu edilmediğini, dava konusu alacağa yönelik daha önce ... 8. İcra Müdürlüğünün 2007/3945 sayılı dosyası ile 23.03.2007 tarihinde icra takip başlatıldığını, itiraz üzerine duran takibin devamı için süresi içinde itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafça aynı alacağa dayalı olarak, 24.02.2010 tarihinde ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/63 Esas sayılı dosyası ile tekrar icra takibi başlatıldığını ve itiraz üzerine işbu itirazın iptali davası açıldığını, hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açılmaması halinde aynı alacak için yeniden icra takibi yapılamayacağını, yapılmış olsa dahi buna ilişkin itirazın iptali davası dinlenemeyeceğini, davanın reddinin gerektiğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sigortalı hak sahibinin ölümünden sonra banka hesabından çekilen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13 Esas 5 Karar sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Davacının, ödemenin kurum hesabına yapıldığından davanın konusuz kaldığına ilişkin temyiz nedeni, davalının temyizinde sunduğu nedenler bozma kararının kapsamı dışında kaldığından kesinleştiği, bozma nedeninin işlemiş faiz talebine ilişkin olduğu, davacı tarafça icra takibinde 51.826,09 TL işlemiş faiz talep edildiği, işlemiş faizin 14.459,89 TL olarak bilirkişi raporu ile hesaplandığı nazara alındığında, uyulan bozma ilamı doğrultusunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; her iki tarafın temyiz itirazlarının reddi ile Mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.