"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/574 E., 2023/1125 K.vukat .
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/447 E., 2022/2 K.
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asıl ... ve vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ..., diğer davalı ... Hastanesi San. ve Tic. A.Ş. (... A.Ş.) vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 2011 yılında bisikletten düşmesi neticesinde göz retinasında oluşan sorunlar nedeniyle davalı hastanede, diğer davalı doktor tarafından retina dekolmanı teşhisiyle ameliyat edildiğini, ameliyattan sonra sol gözün görme yetisini kaybettiğini, davalı doktor tarafından ameliyattan önce yeterli bilgilendirmelerin yapılmadığını, davalıların kusurlu olduklarını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminat ile davacının yaşadığı manevi üzüntü nedeniyle 1.000.000,00 TL, bu durumdan etkilenen ailesinin menfaatine ise 500.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle; davacının tespit edilen travmatik yırtıklı retina dekolmanı ve sol gözde katarakt teşhisiyle ameliyat edildiğini, travmatik yırtıklı retine dekolmanlarında amacın retina tabakasının yapıştırılması ve anatomik olarak eski duruma getirilmesi olduğunu, burada hastaya görme artışı garantisi verilemeyeceğini, birinci operasyon sırasında hastanın gözüne silikon uygulanmış olup, ilk alınan onam formında silikon uygulanması durumunda tekrar ikinci bir operasyona alınabileceğinin izah edildiğini, ikinci operasyonun silikon alınması için yapıldığını, davacının ameliyatının tıp kurallarına uygun yapıldığını, davalının kusurunun bulunmadığını, davacının ameliyattan önce onam formu ile bilgilendirildiğini, ameliyattan sonraki kontrollerin de gereği gibi yapıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli, 2017/74 E., 2017/236 K. sayılı kararıyla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi ve talep üzerine dosya Tüketici Mahkemesine gelmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada yer alan Adli Tıp 7. İhtisas Kurulu raporu doğrultusunda, davacının tedavi ve ameliyatında davalıların kusurlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının, ameliyattan önce, ameliyat süreci ve sonuçları hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilmediğini, her ne kadar onam formunda başarı şansının yüksek olduğu belirtilmişse de hükme esas alınan raporda bu tip ameliyatlarda başarı şansının düşük olduğundan bahsedildiğini, bunun da onamın yetersiz olduğunu gösterdiğini, onamın içeriğinin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ATK raporunun davacı muayene edilmeden düzenlendiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ATK 7. İhtisas Kurulundan alınan, hüküm kurmaya, taraf ve kanun yolu denetimine uygun rapor karşısında; davalı özel sağlık kurumunda, diğer davalı doktor tarafından davacıya uygulanan tıbbi tedavi ve gerçekleştirilen ameliyatın tıp kuralarına uygun yapıldığı, hastanın aydınlatılmış onam formları ile ameliyat süreci ve komplikasyonlar konusunda usulünce bilgilendirildiği, davacının görme kaybının meydana gelmesinde davalı tarafın kusur ve ihmalinin olmadığı anlaşılmış olup, mahkemece davalılara atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiasına dayalı maddi- manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520 vd. maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Dosya içerisinde davacıda tespit edilen travmatik yırtıklı retina dekolmanı ve sol gözde katarakt teşhisi üzerine planlanan operasyon için her ikisi de 24.02.2012 tarihli olmak üzere ''Pars Plana Vitrektomi Ameliyatı İçin Aydınlatılmış Onam Formu'' başlıklı ve ''Katarak Ameliyatı İçin Hasta Bilgilendirme ve Onam Form''larının yer aldığı, söz konusu formların davacının o dönem reşit olmamasından kaynaklı olarak babası tarafından imzalandığı, onam formlarında ameliyat riskleri ve ortaya çıkabilecek komplikasyonlar konusunda yeterli bilgilendirmenin yapıldığı, ilk ameliyatta yerleştirilen silikonun çıkartılması için yapılan ameliyat için de 25.05.2012 tarihli onam formunun alındığı, ''başarı şansının yüksek olduğu''na dair ibarenin de silikon alınması ameliyatı formunda yer almakta olup, retina dekolmanı ameliyatı için böyle bir taahhütün yer almadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aydınlatılmış onama ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yolun seçilmesi gerekir. (Tandoğan, Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Cilt, Ank. 1982, Sh.236 vd) Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, vekalet görevini gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşu için de geçerlidir.
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 7.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporun; 01.07.2019 tarihinde davacının Kurumda yapılan muayenesi üzerine düzenlendiği ancak rapora karşı davacının itirazlarının karşılanmadığı anlaşılmaktadır. O halde, üniversitelerin konusunda uzman Göz Hastalıkları bölümünden hocalardan oluşacak bilirkişi heyetinden, davacının da bizzat muayenesi sağlanmak koşuluyla, davacıya uygulanan ameliyatın endikasyonun bulunup bulunmadığı, uygulanan ameliyat yönteminin uygun seçenekler arasında bulunup bulunmadığı ve ortaya çıkan komplikasyon yönetiminin davalılarca usulüne uygun yürütülüp yürütülmediği hususlarında Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1.Davacı vekilinin aydınlatılmış onam konusunda temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373 üncü maddesi gereği ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 371 inci maddesi gereği davacı yararına BOZULMASINA,
28.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.