Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3818 E. 2024/1635 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sıfır kilometre araçta teslimden kısa süre sonra ortaya çıkan ve tekrarlayan arızalar nedeniyle tüketicinin açtığı ayıplı maldan kaynaklanan misli ile değişim talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Araçta üretimden kaynaklanan ayıbın bilirkişi raporuyla tespit edildiği, aynı arızanın tekrarladığının servis kayıtlarıyla sabit olduğu ve tüketicinin dava dilekçesinde de bu hususu belirttiği gözetilerek, misli ile değişim talebinin kabulüne ve davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ayıp iddiasına dayalı misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; vekil edeninin davalı firma tarafından üretilen ve yetkili satıcısı ve servisi olan dava dışı ... Otomativ Sanayi Servis Hizmetleri İç ve Dış Ticaret A.Ş.den 17.02.2021 tarihinde 2021 model Captur Touch 1.3 TCe EDC 140 BÜ marka sıfır km otomobili 230.090,54 TL bedelle satın aldığını, kısa bir süre sonra arıza ışıkları ve akü lambasının yanması üzerine aracın yetkili servise çekildiğini, servis tarafından araçta litium akü kaynaklı enjeksiyon arızası olduğunun tespit edildiğini ve garanti kapsamında gerekli işlemlerin yapılarak aracın teslim edildiğini, ancak araçtaki sorunun aynı şekilde devam ettiğini ve aracın aynı arızadan dolayı iki kez daha servis hizmeti aldığını, bunun üzerine davalıya Rize 1. Noterliğinin 26.11.2021 tarih ve 10139 yevmiye nolu ihtarnamesi ile aracın ayıplı olduğunun ihtar edildiğini ve 6502 sayılı Yasanın 11 inci maddesi uyarınca misli ile değişim talebinde bulunulduğunu, usulüne uygun ihtara rağmen davalı tarafından talebin yerine getirilmediğini, dava konusu aracın ayıplı olduğunu belirterek, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; vekil edeni şirketin davaya konu aracın ne üreticisi ne satıcısı olduğunu, yalnızca satış ve sonrası hizmetlerini üstlenen distribütör firma olduğunu, imalat süreci ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini, dava konusu aracın 17.02.2021 tarihinde teslim alındığını, davanın 21.01.2022 tarihinde açıldığını, ayıbın 30 gün içerisinde bildirilmediğini, davacının seçimlik haklarını kullanamayacağını, varlığı iddia edilen kusurların teslim sırasında var olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davacı tarafından dava konusu araçtaki arızanın onarım ile giderilemediği, aracın gizli ayıplı olduğu, dava konusu araçtan faydalanma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinde bulunulmuş ise de araç üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 27.12.2022 tarihli raporda aracın lityum aküsünde meydana gelen arızanın gizli ayıp olduğu ancak aracın halihazırda çalışır durumda olduğu, arıza ışığının yanmadığı, aracın yetkili serviste tüketicin talebi doğrultusunda onarımının yapıldığı, dolayısıyla dava konusu araçta servis kayıtlarına konu olan ve bilirkişi raporlarında nitelikleri belirtilen arızaların davacının onarım hakkını kullanması ile giderildiği, onarım hakkını kullanmasından sonra araçta ortaya çıkan bir arıza bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu aracın defalarca yetkili servise götürülmesine rağmen araçtaki sorunun giderilemediğini, arızanın onarıma rağmen tekrarladığını, bilirkişi raporlarında araçtaki lityum akü arızasının gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği ve araç satın alınırken bu hususun anlaşılabilir nitelikte olmadığının açıklandığını, araçtan beklenen performans ve randımanın alınamadığını, vekil edeninin süreklilik arz eden bir ayıba katlanmasının beklenemeyeceğini, mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar dosyada alınan son bilirkişi raporunda keşif tarihi itibariyle araçta arıza ışıklarının yanmadığı belirtilmiş ise de dava konusu aracın, henüz 2 yıllık garanti süresi dolmadan neredeyse bayiden çıktıktan hemen sonra birden fazla kez aynı şekilde arızalandığı, bu haliyle araçtaki arızanın kronik bir arıza olduğunun açıkça belirgin olduğu, tüketiciden 0 km ve çok yüksek bir fiyat vererek almış olduğu aracı bu şekilde kullanmasının beklenemeyeceği dolayısıyla 6502 sayılı Kanun'un 56/3. maddesi gereği tüketici davacının aynı Kanun'un 11 inci maddesinde yer alan seçimlik haklarını kullanabileceği (Yargıtay 3 HD'nin 2022/6683 E., 8332 K. sayılı ilamı ile yine aynı Dairenin 2021/3462 E., 2022/863 K. sayılı ilamı), davalının ithalatçı olması nedeniyle sorumluluğunun ve husumet ehliyetinin bulunduğu, öte yandan 6502 sayılı Kanun'da ayıp ihbarının yapılmasına yönelik herhangi bir düzenlemenin de bulunmaması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılarak; davanın kabulü ile, Renault marka Captur Touch 1.3 TCe EDC 1470 BG 2021 model 53 ABL 850 plaka sayılı VF1RJB00766959738 şasi numaralı, H5HE490D026735 motor numaralı aracın davalı tarafından aynı model ve tipte ayıpsız misli ile değiştirilmesine, dava konusu aracın davacı tarafından, her türlü takdiyattan ari şekilde davalıya iadesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; lehe takdir olunacak vekalet ücretinin dava konusu aracın dava tarihi olan 21.01.2022 tarihindeki sıfır (hiç kullanılmamış) halinin piyasa rayiç değerinin 551.900,00 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. nin üçüncü kısmı uyarınca aksi kanaatte olunması halinde ise bilirkişi raporunda tespit edilen dava tarihi olan 21.01.2022 tarihindeki 2. el güncel piyasa rayiç değeri olan 493.000,00 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. nin üçüncü kısmı uyarınca 72.020,00 TL olarak hesaplanması gerektiğini, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.05.2023 tarihli ek kararı ile tashih taleplerinin reddine karar verildiğini ileri sürerek, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacı tarafın, ayıptan kaynaklı seçimlik haklarından satılanın ayıpsız misli ile değişim hakkını kullanmak istediğini dava dilekçesinde belirttiğini, oysa davaya konu araçta davacı tarafça iddia olunan arıza/ayıpların gerçekten var olmadığı hususunun bilirkişi raporları ile tespit edildiğini, davacının seçimlik haklarından onarım hakkını kullandığını, onarım hakkını kullanmış olan davacının, onarım hakkından cayması, diğer seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığını çünkü yenilik doğuran hakların, bir kere kullanılmakla son bulacağını ve değiştirilemeyeceğini, 6502 sayılı Kanunun ‘‘Tüketicinin Seçimlik Hakları’’ başlıklı 11 inci maddesinin 1/c ve ç’de yer verilen “Aşırı Bir Masraf Gerektirmediği Takdirde” ve “İmkân Varsa” kriterleri açıkça seçimlik hakların kullanılmasına olumsuz sınırlamalar getirildiğini, Kanunun bu düzenlemesinin Yargıtay kararlarıyla ortaya çıkan seçimlik hakların kullanılmasında 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca hareket edilmesi gerektiği yönündeki ilke kararları ile paralellik arz ettiğini, ayrıca Yargıtay içtihatlarına bakıldığında hakkaniyet ilkesi gözetilerek nispi metot yöntemi ile değer kaybının belirlenmesi ve ayıbın mahiyeti de dikkate alınarak davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına uygun düşmeyeceği değerlendirmesi yapılmak suretiyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin reddine karar verildiği, davaya konu aracın satıcısı olmayan vekil edeni şirketin değer kaybından sorumlu tutulamayacağını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11 inci maddesi gereği sözleşmeden dönme veya bedel indirimi haklarının yalnızca satıcıya yöneltilebileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ayıp iddiasına dayalı misli ile değişim istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11 ve 56 ncı maddesi.

3.Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre araçta üretimden kaynaklı ayıp bulunduğunun bilirkişi raporunda da tespit edildiği ve davacının dava dilekçesinde aynı arızanın tekrarladığını beyan ettiği ve dosyaya kazandırılan servis kayıtlarından durumun teyit edilmiş olduğunun anlaşılmasına ve davacı lehine aracın fatura bedeli üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.