"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/243 E., 2022/153 K.
DAVA TARİHİ : 29.01.2010
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı/ karşı davalı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi talep edilmekle; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı kiraya veren ile 01.04.2006 başlangıç tarihli ve yedi yıl süreli kira sözleşmesini imzalandığını, üçüncü kira dönemine ait kira bedelini ödemediği gerekçesiyle davalı tarafından aleyhine açılan tahliye davası sonucunda kiralananın tahliyesine karar verildiğini, sözleşmede de düzenlendiği üzere kiralanan için masraflar yaptığını, Mahkeme aracılığıyla yapılan tespitte kiralanana 670.835,00 TL masraf yapıldığının belirlendiğini, kira sözleşmesinde erken tahliye durumunda masraf bedelinin kiradan düşüleceği veya iade edileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; şimdilik 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bozmadan sonra sunduğu 14.03.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 706.340,00 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı; asıl davanın reddini istemiş; karşı davasında ise, dördüncü yıl kira bedeli 50.000,00 TL'nin 30.09.2009 tarihinden, otelin kötü işletilmesi sebebiyle uğradığı değer kaybı karşılığı 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden, hasar bedeline karşılık 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden, hasarın giderilebileceği süre içerisindeki kira kaybına karşılık 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte karşı davalıdan (davacıdan) tahsilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 18.09.2019 tarihli ve 2017/15562 E., 2019/6858 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, davacı kiracı yönünden, mahkemece; sözleşmenin 4. maddesinde yer alan faydalı ve zorunlu tadilat kalemlerinden delil tespit raporunda yapıldığı tespit olunanlara ilişkin yeni bir bilirkişi raporu alınıp, vekaletsiz ... görme hükümleri göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca davalı kiralayan bakımından ise, konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişiler aracılığıyla 20.01.2010 tarihli teslim tutanağında tespit edilen hor kullanmadan kaynaklı eskime ve bozulmaların bedelinin belirlenmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava bakımından bozma sonrasında alınan 22.11.2021 ve 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli bulunarak kiracının kiralanandan 20.01.2010 tarihinde tahliye edildiği ve bu tarihte alacağın muaccel olduğu, asıl dava dilekçesi ile talep edilen 50.000,00 TL bakımından dava tarihi olan 29.01.2010 itibariyle zamanaşımının kesildiği ve zamanaşımına uğramadığı ancak, dava tarihi itibariyle henüz açılmayıp saklı tutulan ve daha sonra 14.03.2022 tarihinde ıslahla arttırılan 656.340,00 TL'lik kısım için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, karşı dava bakımından bozma kapsamı dışında kalan talepler yönünden tahliye tutanağı dikkate alındığında taşınmazın hor kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL kira alacağının ve 20.000,00 TL hor kullanma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 23.02.2023 tarihli ve 2023/330 E,, 2023/215 K, sayılı kararıyla, tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek asıl davada davacı yasal faiz talep etmesine rağmen ticari faize hükmedilmesinin, karşı davada ise karşı davacı kiraya veren 5.000,00 TL hor kullanma tazminatının tahsilini talep etmesine rağmen 20.000,00 TL tazminata hükmedilmesi suretiyle taleple bağlılık kuralının ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı karşı davalı vekili; davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığını, alacağın değerlendirilmesindeki hatalarla yıllarca uzayan davada zaman kaybının aleyhine değerlendirilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, Mahkeme gerekçesinde ıslaha ilişkin değerlendirme bulunmadığını, bozma kararında da bu hususun değerlendirilmediğini, gerekçeli karar ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı davada alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Bilindiği üzere, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirilmek suretiyle, taraflar yararına oluşan usuli müktesep haklar da gözetilerek hüküm kurulduğu, belirsiz alacak davasının dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı kanun ile hukukumuzda yer bulduğu ve dolayısıyla dava tarihi itibariyle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olamayacağı, davalı tarafça ıslahla talep edilen kısım yönünden süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğunun anlaşılmasına göre davacı/karşı davalının karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye karar düzeltme harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına,
25.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.