"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/594 E., 2023/121 K.
Taraflar arasındaki muarazanın men'i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Eczacı olan davacı hakkında reçetelerin arkasında ilaçların teslim alındığına dair imzaların hasta ve hasta yakınına ait olmadığı gerekçesiyle reçete tarihinde yürürlükte olan 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesi gereğince reçete bedelinin 5 katı tutarı olan 247.489,40 TL cezai şart bedelinin tahsili ve 1 kez uyarılma, 15.12.2011 tarihli bir adet reçete için alınması gereken ilaç fiyat farkı tahsil edilmediğinden aynı Protokolün (6.3.12) maddesi gereğince katılım paylarının 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczane yazılı olarak uyarılır hükmü gereği 250,00 TL cezai şart bedeli ile 1 kez uyarılma, 31 adet reçetenin reçete toplama ve eczaneye reçete yönlendirilmesi şeklinde karşılandığından (6.3.24) maddesi uyarınca sözleşme feshedilir ve 1 sene süreyle sözleşme yapılamaz hükmü gereğince davacı hakkında işlem tesis edildiğini, ayrıca Protokolün (4.3.6) maddesi gereğince 29 adet reçete bedeli olan 135.572,87 TL'nin yasal faizi ile ödenmesinin talep edildiğini, ancak bu cezai işlemlerin 2012 tarihli Protokol ve ek Protokol ile cezai şart uygulanabilir olmaktan çıktığından iptali gerektiğini ileri sürerek; davalı ile aralarında akdedilmiş bulunan Protokolün, 1 yıl süre ile feshine ilişkin işlemin iptaline, 247.739,40 TL cezai şart ve 135.572,87 TL reçete bedelinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uygulanan cezaların yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.01.2016 tarihli ve 2013/322 E., 2016/27 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalı Kurum tarafından uygulanan cezai şart bedelinin 247.489,40 TL'lik kısmının iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 02.05.2019 tarihli ve 2016/11426 E., 2019/5662 K. sayılı ilamıyla; karar verildikten sonra, 2016 yılı Protokolünün değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle karar davacı yararına bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2009 yılı Protokolünün (6.3.24) maddesine ilişkin olarak, kanun değişikliği ve 2016 yılı Protokolündeki değişiklik ve düzenlemeler doğrultusunda; davacının, sözleşmesinin 1 yıl süreyle feshi ile 29 reçete bedeli olan 135.572,87 TL ceza bedeline yönelik itirazında haklı olduğu, 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesine karşılık gelen 2012 ve 2016 yılı Eczane Protokol hükmü olan (5.3.2) maddesinde hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmünün uygulanmayacağının düzenlendiği, hasta/hasta yakınlarının ilaçları almadıkları yönünde bir ifadede bulunmadıkları, reçete arkasında hastanede görevli hastabakıcı ...'nin de ilaçları aldığı ve hastalara teslim ettiğini belirttiği, davacı ile üçüncü kişiler arasında reçetelerin davacıya ait eczaneden karşılanması hususunda birlikte hareket edildiğinin ispat edilemediğinden 2009 yılı Eczane Protokolü (6.3.3) hükmü doğrultusunda davacıya uygulanan cezai işlemin iptali gerektiği, 2009 yılı Protokolünün (6.3.12) maddesi uyarınca ilaç farkı alınmaması nedeniyle 250,00 TL ceza bedeline yönelik cezai işlemin ise ilaç farkının 0,35 TL olduğu, Kurumun bir zararının oluşmadığı, bu hususta yalnızca hasta yakını ifadesine dayanıldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki 2009 yılı İlaç Temini Protokolünün SGK tarafından 1 yıl süre ile feshi kararının iptaline, davacının 247.739,00 TL cezai şart bedeli ile 135.572,87 TL reçete bedelinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; süreç içerisinde davacı lehine protokol imzalanmış ise de, eczacı davacının Kuruma intikal eden herhangi bir yararlanma talebi olmadığını, dava konusu 10 (on) adet reçete ile ilgili olarak reçete arkasındaki imzaların hasta/ hasta yakınlarına ait olmadığının yargılama sürecinde dosyaya sundukları hasta ifadeleriyle ayrıntılı bir şekilde açıklanmadığını, 3 (üç) adet reçete ile ilgili daha önce cezai şart ve reçete bedeli tahsili işlemi uygulandığından geriye kalan 7 (yedi) adet reçete ile ilgili olarak reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığı tespit edildiğinden 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesi gereği 152.658,40 TL cezai şart ve 30.531,68 TL reçete bedeli tahsili işlemi uygulandığını, eczacının şu anda yürürlükte olan 2020 yılı Protokolüne göre yararlanma hakkı mevcut olup, Kurumdan yazılı bir şekilde yararlanma talep etmesi halinde eczacı hakkında uygulanan 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesi gereği uygulanan cezai şart 2020 yılı Protokolü (5.3.2) maddesine çevrilecek olup, bu durumda eczacıya uygulanan cezai şart 152.658,40 TL yerine 61.063,36 TL cezai şarta çevrileceğini, Protokolün (6.12 ) maddesi sadece cezai şart ve fesih işlemleri için uygulandığından 7 (yedi) adet reçete bedeli 30.531,68 TL tutarın tahsili işlemine devam edileceğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muarazanın men'i istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda gösterilen hukuki esaslar gereğince karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalan ve davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının ise incelenemeyeceği anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan Mahkeme kararının, onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.