"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/155 E., 2023/246 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı ... arasında 10.11.1998 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların dava konusu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara ihtarname gönderilerek, kredi borcunun faiz ve fer'ileriyle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere tüketici kredisi nedeniyle 41.576,56 TL alacağın ana paraya dava tarihinden itibaren uygulanacak %106,80 faiz ve BSMV ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; bozma ilamı öncesi herhangi bir yazılı beyanda bulunmamışlar; bozma ilamı sonrasında davalılar Ercan, Zafer, Sabire vekili tarafından vekaletname ibraz edilerek davanın reddi talep edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 20.03.2012 tarihli ve 2009/536 E., 2012/171 K. sayılı kararıyla; toplanan tüm deliller ve Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı bankanın ... Şubesi ile davalılardan asıl borçlu Sabire arasında 10.11.1998 tarihinde 3.955,62 TL'lik kredi sözleşmesi imzalandığı, her biri 335,53 TL olan 12 eşit taksitte geri ödenmek üzere kredi kullandırıldığı, diğer davalıların bu sözleşmeyi 3.955,62 TL limitle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi taksitlerinin hiç birinin ödenmediği, yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı bankanın davalılardan 05.10.2009 tarihi itibariyle 2.415,18 TL alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.415,18 TL'nin dava tarihinden %108,86 temerrüt faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay 13. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 26.09.2018 tarihli ve 2016/3836 E., 2018/8401 K. sayılı ilamıyla; davanın tüketici kredisinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının delil olarak bildirdiği ve banka personelince hayali hesaplar açıldığı ve daha sonra bu hesapların kapatıldığı, bu sebeple haklarında dava açılarak ceza mahkemesinde yargılama yapıldığının temyiz incelemesine gelen benzer nitelikteki dosyalardan anlaşıldığı, dava konusu alacağa esas tüketici sözleşmesinin bahsedilen şekilde banka personelince hayali olarak açılan bir hesaba dayanıp dayanmadığı, davalıların borçluluk sıfatları bakımından belirleyici olup bu bakımından ceza dosyasının incelenmesi gerektiği, hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat hükmü ile bağlı değil ise de maddi vakıaların tespiti açısından kararın bağlayıcı olduğu, bu nedenle davacı tarafın delil olarak dayandığı ceza dosyası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu alacağa dayanak edilen 10.11.1998 tarihli 2.500.000.000 TL (iki milyar beşyüz milyon) bedelli kredi sözleşmesindeki imzanın davalı ... ile davalı kefil Zafer'e ait olmadığı, davalıların bu yönde yaptığı itirazların haklı olduğu, davacının davasını bu yönde ispatlayamadığının banka çalışanlarının dava dışı şirketlere usulsüz kredi temin etmek maksadıyla şirket çalışanlarının isimleri kullanılarak, kredi sözleşmelerinin yapıldığı, kredilerin de şirketlere aktarıldığının belirlendiği, sözleşmede imzası bulunanların sorumlu olmadıklarının bozma ilamında bahsi geçen kesinleşen İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/320 E. sayılı ceza dava dosyası ile sabit olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; imza incelemesine Adli Tıp Kurulu'ndan da rapor alınması gerektiği gerekçesiyle itiraz etmelerine rağmen mahkemece taleplerinin gerekçesiz reddedildiğini, davalıların savunmalarının iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında dinlenemeyeceğini, davalıların savunma ve delillerini süresinde sunmadıklarını, sonradan temyiz dilekçesi ya da duruşmada itirazlarını ileri süremeyeceklerini, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın dışına çıkarak usuli müktesep hakka aykırı şekilde temyiz incelemesi ile kesinleşen hususlarda yeniden inceleme yaptığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tüketici kredisinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece, uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece verilen 20.03.2021 tarihli ilk kararın davalılardan ... ve ... yönünden temyiz edildiği, diğer davalılar ... ve ... yönünden temyiz edilmediği anlaşılmakla, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı şekilde davalılardan ... ve ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.