"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Av. ...ile davalı vekilleri Av. ..., Av. ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkil kurum ile davalı borçlu şirket arasında 28.12.2007 tarihli ... vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlunun söz konusu ... vaadine dayanarak 2012 ve 2013 yıllarında müvekkil kuruma 120.000,00 ABD doları tutarında ödeme yaptığını, ancak 2014 yılı ve sonrasında borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmayınca borçlu aleyhine icra takipleri yapıldığını, işbu sözleşmeye istinaden 2016 yılı ... bedelinin 2017 yılı ocak ayında ödenmesi gerekir iken davalı tarafından ödenmediğinden ... İcra Müdürlüğünün 2019/243 E sayılı dosyası ile borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, ... vaadi sözleşmesinin 2. maddesinde de açıkça görüleceği üzere projenin işletmeye alınmasından itibaren yıllık 120.000,00 ABD doları ödeneceği, maddenin devamında her yıl Ocak ayı içerisinde bir önceki yılın ... bedelinin ödeneceğinin belirtildiğini ileri sürerek; haksız itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin kişilik haklarına ve ahlaka aykırı olduğunu, ... vaadi sözleşmesinin davacının zorlayıcı tutum ve davranışları neticesinde müvekkili şirketin iradesini yansıtmadığını, sözleşme bedelinin fahiş düzeyde olduğunu, mevcut projenin davalı şirket tarafından işletilmediğini, bu sebeple sözleşme işlem temelinin çöktüğünü, ... vaadi hukuken geçerli olsa bile TBK'nın 295 vd. maddeleri gereğince bağışlama vaadinden vazgeçmiş olduğunu, davacı ... Başkanının şartlı ... vaadi sözleşmesini imzalama yetkisinin bulunmadığını, bu nedenlerle haksız davanın reddine, %20'den aşağı olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusunun belli bir miktar paranın tahsiline yönelik olması nazara alınarak Borçlar Kanunu ilgili maddeleri gereği alacaklının ikametgahı mahkemesinin ve icra dairelerinin yetkili olduğu, bu itibar ile davalının yetki itirazının yersiz olduğu, davalı vekili tarafından reddi hakim dilekçesinde belirtilen Anayasa Mahkemesinin kararının bekletici mesele yapılması hususu ile davacı tarafın hakim üzerinde baskı kurduğu yönündeki iddialarına herhangi bir somut delil ve emare gösterilmeden talep edildiği, bu aşamada davalı vekilinin reddi hakim talebinin HMK'nın 41/1-b-c maddesi uyarınca reddine karar verildiği, davalı vekillerinin cevap ve beyan dilekçelerinde ... vaadi sözleşmesinin icbar sureti ile imzalandığını iddia etmekte olduğu, Mahkemenin 2016/91 Esas sayılı dosyasında bulunan ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/2089 Esas 2022/3638 Karar sayılı ilamı ile de onanan kararda ... Cumhuriyet Başsavcılığına bu hususta şikayette bulunulduğu ve Cumhuriyet Başsavcılığınca Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verildiği, davalı vekillerinin, sözleşmenin geçersiz olmadığı kabul edilecek olduğunda bağışlama sözleşmesinden dönüldüğünü iddia ettikleri Türk Borçlar Kanunu'nun 295 ve devamı maddeleri ve dosyada mevcut Gelir İdaresi Başkanlığının davalı şirketin 2008 yılı ve sonrasına ait bilançoları birlikte değerlendirildiğinde bağışlama sözleşmesinden dönme şartlarının mevcut olmadığı, davalı vekillerinin, şartlı bağışlamayı Belediye Başkanının kabul edemeyeceği bu sebeple sözleşmenin geçersiz olacağı iddiasının tarafların sıfatına göre ilgili Belediye tarafından ileri sürülebileceği, bu hususun davalının vaat ettiği ... sözleşmesinin geçerliliğini etkilemeyeceği, davalı vekillerinin, HES'lerin kendileri tarafından işletilmediğine ilişkin iddialarının sözleşmede yer alan işletmelerin devri halinde devralan kişinin sözleşme koşullarını yerine getireceği aksi takdirde üretim devam ettiği sürece davalının bu ödemeyi yapacağının düzenlenmesi karşısında kendilerini borçtan kurtarmayacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne ve ... İcra Müdürlüğünün 2019/243 Esas dosyasına davalının 120.000,00 ABD doları asıl alacak ve bu alacağa takipten itibaren yıllık yasal faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faiz uygulanmak suretiyle itirazının iptaline ve alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 oranındaki inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemece davanın reddine karar verilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktir olunmasının ve yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre bir kısmının davacı üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu beyan ederek kararın düzeltilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili; davaya konu uyuşmazlık bakımından ... İcra Müdürlüğünün ve Mahkemelerinin yetkili olmadığını, taraflarınca yapılan reddi hakim talebinin Mahkemece reddine karar verilerek aynı celsede dosyanın karara çıkarılmasının hatalı olduğunu, davaya konu sözleşmenin aşırı süreli borç sözleşme niteliğinde olup TBK'nın 23 ve 27 nci maddeleri uyarınca kişilik haklarına ve ahlaka aykırı olduğunu, dosyaya sunulan uzman görüşü ile dosya kapsamında aldırılmış olan bilirkişi raporu arasındaki çelişki bulunduğunu, gerekçeli kararda ise uzman görüşüne neden itibar edilmediğine dair gerekçe belirtilmemiş olduğunu, geçersiz bir ... vaadi sözleşmesi hükmünün davacı tarafça ifasının talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu ve TBK'nın 138 inci maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince işlemiş faiz yönünden icra takibine yapılan itiraz yerinde görüldüğünden, işlemiş faize ilişkin talebin reddedilmesi sebebiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde ve yargılama giderlerinin oranlanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediği, uyuşmazlık konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğundan TBK'nın 89 ve HMK'nın 10 uncu maddeleri gereğince alacaklının ikametgahı mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olduğu, hakimin reddine ilişkin talep incelendiğinde inandırıcı delil veya emare gösterilmediği, bu haliyle ret talebinin HMK'nın 41 inci maddesi gereğince reddedilen hakim tarafından reddedilmesine yönelik usulde ve 05.07.2022 tarihli ara kararda hukuka aykırılık görülmediği, TBK'nın 27 nci maddesi uyarınca, ekonomik özgürlüğü ve çalışma haklarını, kanuna, kamu düzenine, kişilik haklarına, ahlak ve adaba aykırı şekilde kısıtlayan veya ifası imkansız edim içeren sözleşmelerin “kesin hükümsüzlük” hukuki yaptırımına tabi olduğu, davaya konu sözleşmede davalının ticari ve ekonomik özgürlüğünü kısıtlayıcı mahiyette bir hüküm bulunmadığından, bu sözleşmenin kelepçe sözleşme olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının borcunun işletmenin sona ermesi halinde sona ereceği sözleşmeden anlaşıldığından, bunun "ebedi borç" veya "aşırı uzun süreli bir borç" olarak nitelendirilmesine yönelik uzman görüşüne de iştirak edilmediği, ayrıca davalının tacir olması, işletmeyi işleteceği muhtemel süreyi öngörmesi ve dava konusu alacağın işletmenin faaliyete başlamasından dört yıl sonrasına ilişkin olması dikkate alındığında sürenin aşırı uzun olduğunun söylenemeyeceği, ifa güçlüğüne ilişkin şartların oluştuğunun ispatlanamadığı, döviz kurlarındaki değişim sebebiyle ödeme güçlüğünün doğmasının tek başına sözleşmenin uyarlanması için yeterli olmadığı, zira ülkemizin ekonomik koşullarının basiretli tacir olan davalı tarafından bilinmesi gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1 hükmü gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dava 28.12.2007 tarihinde taraflar arasında imzalanan ... Vaadi Sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken ... bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." şeklindedir. Davaya konu sözleşmenin 2 nci maddesinde "..., projelerin işletmeye alınması tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 10.000 USDden (onbin Amerikan doları) yıllık toplam 120.000 USD (yüzyirmibin Amerikan doları) hibeyi, işletmeye devam ettiği sürece aşağıdaki şartlarda BELEDİYE ye yapmayı vaad etmektedir.
A. Projelerin elektrik üreterek işletmeye alınması tarihinden itibaren ... ödemesi başlayacaktır.
B. Her yıl ocak ayı içerisinde; bir önceki yılın ... bedeli, ... tarafından Belediyeye ödenecektir.…………
E. ...; PROJElerin ... tarafından işletilmeye devam edildiği sürece yapılacaktır. ... vaadi, Proje ... tarafından bir başka şirkete veya üçüncü şahsa devredilmesi halinde de ... geçerli olacaktır. Devir alan şirket veya üçünü şahıs söz konusu ... vaadinin koşullarını aynen yerine getirecek, bu olmadığı takdirde devreden konumunda olan ... üretim devam ettiği müddetçe söz konusu ... vaadindeki yıllık bedeli BELEDİYEye ödemeyi kabul eder." düzenlemesi mevcuttur. Taraflar serbest iradeleri ile imzaladıkları sözleşme hükümleri ile bağlıdırlar. Davaya konu sözleşmede davalının ticari ve ekonomik özgürlüğünü kısıtlayıcı mahiyette bir hüküm bulunmadığı, ifa güçlüğüne ilişkin şartların oluştuğunun ispatlanamadığı, döviz kurlarındaki değişim sebebiyle ödeme güçlüğünün doğmasının tek başına sözleşmenin uyarlanması için yeterli olmadığı dikkate alındığında; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararında belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.