"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/16 E., 2018/466 K.
Taraflar arasında alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, müvekkili ile davalı Kurum arasında Sigortalı Kişilere İlaç Teminin sağlanması için protokol imzalandığını, davalı Kurum tarafından 20.05.2011 tarihli ve 10.605.917 sayılı yazı uyarınca sözlemenin bir ay süre ile fesih edildiğinin, reçete bedeli ile birlikte 64.203,00 TL cezai şart bedelinin tahsilinin talep edildiğinin bildirildiğini, akabinde müvekkilinin davalı Kurum nezdindeki alacağından 12.840,60 TL reçete bedeli 64.203,00 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 77.043,60 TL kesinti yapıldığını, müvekkili tarafından sahte reçete tanzim edilmediğini belirterek; müvekkilinden kesilen 77.043,60 TL'nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili Kurum müfettişleri tarafından yapılan soruşturma neticesinde Yeni Yaşam Eczanesi tarafından sahte olarak düzenlenen reçetelerin fatura ettirildiğinin tespit edildiğini, bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca cezai şart uygulamasının yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.11.2014 tarihli ve 2013/1074 E., 2014/1726 K. sayılı kararıyla; eczacı olan davacının kendisine başvuran hastaların sunmuş oldukları rapor ve reçetelere göre ilaç verdiği ve ücretinin davalı Kurumdan tahsil edildiği, yapılan soruşturma sonrasında bir kısım rapor ve reçetelerin sahte olduğunun belirlendiği, bu nedenle davacı hakkında cezai işlem uygulandığı, ancak sahte olduğu belirtilen rapor ve reçetelerin düzenlenmesinde davacının iştirakı olduğuna dair herhangi bir tespitin bulunmadığı, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçları nedeniyle açılan kamu davasında davacı hakkında herhangi bir iddianın bulunmadığı, bu davada sanık olmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre davalı Kurum ile eczacılar birliği arasında imzalanan protokol hükümlerine aykırı olarak cezai işlem uygulandığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile cezai işlemin iptaline, yapılan kesintinin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2016 tarihli ve 2016/15409 E., 2016/17611 K. sayılı ilamıyla; kararın onanmasına karar verilmiş karara karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.01.2018 tarihli ve 2016/31077 E., 2018/196 K. sayılı ilamıyla; "... Davacı tarafından verilen ilaçlara dayanak rapor ve reçetelerin sahte olduğu yapılan soruşturma sonucu tesbit edilmiş, davacı eczacı hakkında bir kastı bulunmadığından 6.3.19 maddesi gereğince cezai işlem uygulanmayacağı belirtilmiş ancak reçetelere konu ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edilmemesi nedeni ile 6.3.3 maddesi gereğince reçete tutarının 5 katı tutarında cezai işlem uygulanmıştır. Davacı tarafından verilen ilaca ilişkin sağlık raporu ve reçetenin sahte olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup aksi iddia olunmamıştır. Aynı konuda, davalı Kurum tarafından başka bir eczaneye uyguladığı cezai şartın iptali istemi ile Adana 5.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, Yargıtay 13.Hukuk Dairesince, davacı eczane tarafından verilen ilaca ilişkin sağlık raporunun ve reçetenin sahte olduğu Adana 2.Ağır ceza Mahkemesinin 2011/80 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamadan anlaşıldığından, davalı idarenin ceza işleminin doğru olduğuna, davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde bozma kararı üzerine, Mahkemece direnilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/13-267 E., 2015/1673 K. sayılı ilamı ile davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve kendilerine ibraz edilen sahte reçete ve raporlarda belirtilen ilaçları teslim ederken sözleşmeye aykırı davrandıkları, davalı Kurumun işleminin hukuka uygun olduğu gerekçeleri ile direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ve bozulmasına karar verilmiştir. Somut olaya ilişkin yukarıda açıklanan aşamalar dikkate alındığında, davacının ilaçları reçete sahibi veya yakınına teslim etme şartını dikkate almayarak sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece davalı tarafından uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması icap ederken zuhulen onandığı" gerekçesi ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıdaki gerekçelerle davalı lehine bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı eczacının ilaçları reçete sahibi veya yakınına teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı, bu hali ile davalı tarafça uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Eczane Protokolünün (6.3.3) maddesinin reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibinin veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde uygulanabileceğini, reçetenin sahte olması nedeni ile protokolün bu maddesi uyarınca cezai şart uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, sahte reçetenin müvekkili tarafından düzenlenmediğini, protokolün (6.3.19) maddesinde yer alan "Ancak söz konusu sahte küpürü veya sahte reçete veya sahte raporun eczacının kastı dışında üçüncü kişilerin dahli ile kuruma fatura etme işlemi gerçekleşmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz." hükmü gereğince müvekkiline uygulanan cezai şartın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, reçete tarihi olan 2009 tarihindeki sözleşme hükümlerine göre müvekkilin kimlik kontrol yapma yetkisi ve yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sahte reçete nedeniyle davalı Kurum tarafından eczacıya uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş olmasına göre, davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyanınca ONANMASINA,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.