Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4202 E. 2024/2568 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak açılan belirsiz alacak davasında, artırılan kısım için faizin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında, ıslaha konu miktar için faizin dava tarihinden itibaren işlemesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/386 E., 2023/68 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin tapu tahsis belgesine istinaden 15.10.2002 tarihinde dava konusu taşınmazı davalıdan satın aldığını ancak tapu tahsis belgesinin açılan dava sonucunda iptal edildiğini, iptal kararına karşı açtığı idari davanın da reddedildiğini, Hazine tarafından açılan dava ile taşınmazın tapusunun elinden çıktığını, taşınmazı satan ve bedelini alan davalının zapta karşı tekeffül yükümlülüğü bulunduğunu ileri sürerek; taşınmazın 30.01.2012 tarihindeki rayiç değeri ile Hazinenin kendisinden talep ettiği ecrimisil bedelinin yapmış olduğu tüm masraflarla birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, Mahkemenin 28.04.2016 tarihli üçüncü kararından önce 20.04.2016 tarihli dilekçesi ile talebini 38.711,21 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; bahsi geçen tapu tahsis belgesinin iptal edilmiş olması nedeniyle herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.04.2013 tarihli ve 2013/13 E., 2013/191 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığın, 2981 sayılı Kanun gereğince tesis edilen idari nitelikte uygulama işlemine ilişkin Belediye Encümeni kararından doğduğu, bu nedenle idari yargının görevli olduğundan bahisle, yargı yolu bakımından Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.11.2013 tarihli ve 2013/12292 E., 2013/15331 K. sayılı ilamıyla; talebin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesinde ifadesini bulan sebepsiz zenginleşmenin iadesi niteliğinde olduğu gözönüne alınıp, işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 28.10.2014 tarihli ve 2014/10 E., 2014/502 K. sayılı kararla; bozmaya uyularak yapılan değerlendirme sonucunda dava dışı Hazinenin açtığı tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibarıyla geçerli bir satış sözleşmesi nedeniyle taşınmazın tapusunu alamayacağını öğrenen davacının, tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazın kaim değerini talep edebileceği gerekçesiyle; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin 30.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.11.2015 tarihli ve 2015/27722 E., 2015/32059 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davalı tarafından düzenlenen tapu tahsis belgesinin yasal koşulları taşımaması nedeniyle iptaline karar verilmesinde davacının kusurlu bulunduğu, bu nedenle de Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, davacının ödediği satış bedelinin 15.10.2002 ödeme tarihinden, ifanın imkansız hale geldiği 31.01.2012 tarihine kadar ulaşacağı değerin bulunup taleple bağlı kalınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 28.04.2016 tarihli ve 2015/555 E., 2016/216 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyulmak suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının ödediği satış bedelinin 15.10.2002 ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği 30.01.2012 tarihine kadar ulaşacağı değerin 38.711,21 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle; davacının talebiyle bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin 30.01.2012 tarihinden, bakiye 28.711,21 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/25260 E., 2019/10217 K. sayılı ilamıyla; bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, ıslahtan önceki talep gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinden bahisle, tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1. Bozma ilamına uyan Mahkemenin 23.12.2021 tarihli ve 2019/400 E., 2021/658 K. sayılı kararıyla; bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL'nin 30.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

2. Dairemizin 2022/6934 E., 2022/8865 K. sayılı ilamıyla; her ne kadar Mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kabulüne karar verilmiş ise de, usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin ikinci fıkrası ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, usule ilişkin kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde yasa değişikliği uyarınca davacının ıslah dilekçesi dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden, bahisle davalının temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmak suretiyle, davacının bedelini ödeyerek dava konusu taşınmazı davalı Belediyeden satın almış olduğu, daha sonra dava dışı Hazine tarafından davacı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, Didim Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/814 E., 2011/156 K. sayılı dosyasında davanın kabulü ile davacı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği ve kararın 22.12.2011 tarihinde kesinleştiği, bu durumda geçerli bir satış sözleşmesi nedeniyle taşınmazın tapusunu alamayacağını dava dışı Hazinenin açtığı tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibarıyla öğrenen davacının, tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazın kaim değerini talep edebileceğinden alınan rapor sonucu tespit edilen bedel yönü ve usul yasalarında yapılan değişikliklerde derhal uygulanan yasa değişiklikleri ve davacının ıslah dilekçesi gözetilerek davanın kabulü ile toplam 38.711,21 TL'nin 10.000,00 TL'sinin 30.01.2012 tarihinden, 28.711,21 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını bu nedenle alacağın tamamına 30.01.2012 tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bu yönüyle bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda verilmiş olduğu, davalının dava konusu taşınmazın davacının elinden çıkması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu bulunduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı hususları gözetildiğinde, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açarak şimdilik 10.000,00 TL'nin ifanın imkansız hale geldiği 30.01.2012 tarihinden itibaren uygulanacak faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, alacak miktarının bilirkişi raporu ile belirlenmesi üzerine, 20.04.2016 tarihli dilekçe ile dava değerini 38.711,21 TL'ye yükselterek 38.711,21 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.

3. Her ne kadar Mahkemece; 38.711,21 TL'nin 10.000,00 TL'sinin 30.01.2012 tarihinden 28.711,21 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davanın 6100 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve davacının 20.04.2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile açıkça dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmakla, 20.04.2016 tarihli dilekçe ile artırılan dava değerine ilişkin hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren başlatılması gerekirken, hatalı olarak 28.711,21 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunu'nun eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekili tarafından temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3. bendi çıkartılarak yerine ''10.000,00 TL'nin 30.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 28.711,21 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi